ben bu yazıyı anneme yazdım

entry1588 galeri9
    543.
  1. 544.
  2. sesimi yükselttiğim ve seni üzmüş olduğum her an için binlerce kez özür diliyorum annem.
    4 ...
  3. 545.
  4. bize kardeşlerin birbirini saygı duyarak sevebileceklerini öğretememişsin annem..
    birbirinin kardeşi olan "kardeşleri" kıskanıyorum.
    2 ...
  5. 546.
  6. anne, cok özledim ben seni. söz veriyorum uzmeyecegim bi daha, yardim edecegim sana ev islerinde de, bi de of demiycem, begirmayacam sana, hemen gelyim yanina, bi daha hic mi hic ayrilmayacm yanindan, söz.
    5 ...
  7. 547.
  8. başimin taci,gözümün nuru gurbette en cok sen hasretimsin.yoldas,yar,gardas degil kac yasimda olursam olayim hep en cok seni sevecegim. Sen yokken kolum kanadim kirik benim senin kadar kimse sevemez ki annem..
    4 ...
  9. 548.
  10. anne.
    sen bu yazıyı tabiki okuyamıyorsun ama yinede anlatmak istedim sana söyleyemediklerini bilsin herkes istedim.
    evlenmeden önce sana her terslenişlerim geliyor gözümün önüne, karşı gelişlerim seni kırışlarım...
    özür dilerim anne..
    içimde kıpırdayan bu bebeği hissetmeden önce senin beni, meğersem nasıl bir sabırla dinlediğini anlayamamışım sana hak verememişim.
    seni her halinle seviyordum son nefesime kadar da seveceğim...
    2 ...
  11. 549.
  12. rüyamda gördüm seni kadın... yeşillikler içinde, dedim tamam...

    yeşil murattır ya anne, içinde sen olan yeşilliklerden gelecekse şer ben ona da razıyım bilesin... senden gelmez şer hayır dualarını eksik etme anne...
    hep gireceksen rüyama ben uyuyayım mı anne?

    ne çok özledim ağız dolusu anne demeyi ve ne çok özledim sana sarılıp uyumayı, yerine koyacak bir şeyim yok anne.. kimi sevsem sen değilsin, kime sarılsam sen değilsin. özlemle yazmıyorum bu satırları sana, çünkü özlemek bile bi yere kadar anne, özlemek bile bir yerde bitiyor adını bilmediğin duygular alıyor yerini. işte ben seni adını koyamadığım duygularla besliyorum içimde.
    zor be kadın sensin büyümek zor, sensin kalmak zorken sensiz büyümek çok zor çok...

    ne zaman gelse bir konuşmamız aklıma, sızlıyor içimin direkleri, ellerim üşüyor, kolarım boşluğunu sarmaya yetmiyor. senin boşluğun bile çok büyük anne.. senin yok olduğun yerde her şey güçleşiyor senin olmadığın yerlerde bana her yer zifir, katran kara be anne...

    insan dediğin, doğuyor büyüyor da neden ölüyor be anne?
    sen hiç ölmezdin, sen hiç gitmez, bitmezdin bence... bunca yıl sonra bunu hala kabullenmeyişim bundan...
    anneler ölmez ulan, nasıl bölünmezse vatan işte öyle ölmez annelerde...

    her geldiğin rüyada nasıl şükrediyorum yaradana bilemezsin, bir an bir an görüyorum yüzünü belki konusuyorum seninle ama inan bir an diniyor özlemler, adını koyamadığım duygununsa gitmeye niyeti yok anne...

    keşke sana seni anlatacak bir sözüm olsaydı...
    2 ...
  13. 550.
  14. 551.
  15. bir gün sonra gelirsen süper olacak anne nereye demiceksin bana.
    3 ...
  16. 552.
  17. Ben bu yazıyı sana yazdım anne.
    Çekilmez hallerimi çekebilen, elime iğne batsa hüngür hüngür ağlayan kadına yazdım.. Hayata karşı güçlü durmasını bilen. insanlığından, kadınlığından önce anne olmayı birinci görev bilmiş kadına yazdım.
    Ne yapsam ödeyemem hakkını. Elimden gelmez hiçbir türlü. Kelimeler öyle hafif kalıyor ki sana yazılan bir yazıda .. Utanıyorum. Sevginin ve değerinin yoğunluğunu anlatacak kelime yok. Cümle yok. Yada ben kuramıyorum.. Ama sen biliyorsun..
    Kendi canından önce benimkini düşündüğün, kendi iyiliğinden önce benimkini istediğin ve şu zamana kadar sadece benımle ılgılı hayaller kurdugun için minnettarım.. Allah emeklerini boşa çıkarmamıştır umarım. Umarım sana laik bir evlat olabilmişimdir..
    Sağlıcakla kal.
    1 ...
  18. 553.
  19. annem, annem, canım kadın...senı cok sevıyorum ama artık yetmedı mı? Soyle bana yetmedı mı her gun ıs yaptırman... Bıktım artık bulasıkları her gun makıneye dızmeden once elımde yıkamaktan, dolapları uc kez sılmekten, supurgeden, yer sılmeden...can degıl mı bu bendekı ha? Hem o kadar ıs yaptırıyorsun hem de asagılayıp duruyorsun yok "popon kocaman" yok "bacakların cok kalın" kalınsa kalın kadın, kalınsa kalın! Bırak laf sokma artık, bırak doyasıya yemek yiyim bi karısma.... Rahat bırak artık benı anne, senden nefret etmemı ıstemıyorsan rahat bırak... 28/07/11 bursa...
    3 ...
  20. 554.
  21. sevgili anne,

    anneannem senden daha güzel yemek yapıyor. bunu her fırsatta başına kakıyorum. tamam okumuş kadınsın, anneannem desen titiz kadın mutfağına kimseyi sokmaz. fakat babamın yemekleri bile daha güzel ya, diğer annelere çok imrenerek bakıyorum kadın, bilesin.

    not: hemen üzülme, halalarım senden kötü yapıyor.
    3 ...
  22. 556.
  23. meyve suyunun hiçbir suçu olamaz ilk olarak, sonra da seni mantığa davet ediyorum.
    2 ...
  24. 557.
  25. ben bu yazıyı anneme yazdım.
    aslında çok iyi tanıdığım ama hiç görmediğim anneme.
    hayatımın her anında benim yanımda olan, beni bir yerlerden izleyen anneme.
    fedakar anneme.
    sütünü bile ememediğim anneme.
    yeşil gözlü kıvırcık saçlı anneme yazdım ben bunu.
    güzel annem nur içinde yat.
    5 ...
  26. 558.
  27. Ahh annem ahhh. Seni öyle çok seviyorum ki kelimeler yetmez bunu anlatmaya.
    Kredi kartımın borcunu babam öğrenmesin diye kolundaki bileziği satıp oğluna para gönderdin.
    Beni her zaman koruyup kolladın.
    Peki ben ne yaptım sana. istediğin gibi bir evlat olabildim mi. Hayır. Özür dilerim canım annem.
    3 ...
  28. 559.
  29. Yaklaşık 7 ay olmasına rağmen ayrılığımızın hep yüreğimde bir ukte olarak kalan güzel kadın. Elbet bu çile bitecek ve elbet o tadına doyamadığım böreklerinle karşılayacaksın beni. 20 gün sonra seninleyim. Ellerinden öperim!
    3 ...
  30. 560.
  31. kapıdan girince elime tutuşturduğun poşette bir yerine iki paket sigara vardı bugün. kendin için, bir de bana. ilk kez ben istemeden yaptın bunu. mutsuz olduğumu bildiğinden, iki tane de dondurma almışsın.

    ne de sevilesisin kadın.

    edit: gönder'e bastığım anda, telefonuma "napıyosun" şeklinde bir mesaj attın içerideki odadan. kesin izlediğin dizi reklama girdi ahaha
    3 ...
  32. 561.
  33. 562.
  34. 563.
  35. kimse senin gibi mercimekli pilav yapamaz!
    2 ...
  36. 564.
  37. merhaba.

    hiç tatilden sıkılan olur mu? ben yaptım, bal gibi de oldu..

    ailelerin çocuklarına, bencilce, sırf onlara daha fazla bağlanmalarını amaçlayarak değişik yöntemlere başvurduğu bir devirdeyiz. evet, bahsettiğim şey tam olarak "yazlik". yazlık kavramı hemen aklınızda deniz, kum, güneş, turist kızlar, "ama rusçamı iyi geliştirdim bu sene heeğ" temalarında gelişen olayları çağrıştırmasın. çünkü ne yazık ki bu yakınma yazısını yazan bendeniz, ve bu yazıyı yazmama neden olan sevgili anneciğim güneşe alerjisi olan iki bünyeyiz. bu yazımda ise kuşak çatışması yaşayan iki insanı anlatacağım. yani kendimi amk. ehööm.

    sosyalleşmek artık yemek, içmek, sıçmak, hatta osurmak kadar doğal ve mecburi bir hal aldı. asırlar boyu sadece ticari ilişkiler ve sıkı aile bağları zorunlu olarak insanların bütün sosyal çevresini kapsamışken, zaman kendini teknolojinin kollarına bıraktığı andan itibaren herşey değişmiş, sosyalleşememe korkusu ortaya çıkmıştı. (hatta bu korkunun en net rakamlarını sosyal paylaşım sitelerindeki toplam hesaplar tek başına verebilecek düzeydedir.) insanlar bilgisayar adını verdikleri o şeyin sanal alemine kendilerini o kadar fazla kaptırıyorlardı ki, dışarıda bir hayat olduğu yavaş yavaş unutulmaya başlandı. oyuna dalıp bebeğini aç bırakan anne, evleri yanarken masa başından "tweet" atan insan örnekleri bir bir çoğalırken, gelecek nesli kendince güvence altına almak isteyen ebeveynler çocuklarına adeta bir güvenlik kalkanı oluşturmaya başladı. tabi işin bokunun çıkarılması kaçınılmaz olacaktı..

    bir insan düşünün. bu insan her sene düzenli olarak bir firmada onbir ay bir hafta boyunca çalışsın. bu süre zarfında etrafındaki insanlarla düzenli bir iletişimi olsun. gezsin, dolaşsın, yeri gelsin dağıtsın, yeri gelsin büyük kavgalar etsin. kısacası yaşasın. her türlü uç duygularını sosyal çevresiyle yüzyüze yaşasın. fakat yine de karşı koyamayacağı tek bir şey kalır; uzaklaşmak. her insanın ruhen dinlenmeye ve kendini dinlemeye ihtiyacı vardır. bu gereksinim karşılanmadığı sürece kişi kendini duygusal bir fırtına içerisinde bulacaktır. işte bu bir sene içerisinde düzenli ilişkilerini yürüttüğü sosyal çevresinden uzaklaşarak kendini dinleyebileceği sadece üç haftası vardır. bu üç hafta ne kadar kısa görünse de, ekstrem bir durum olmadıkça sürenin bitiminde kendimize ayırmamız gereken vakti tam yerinde ve tadında tamamladığımızı, yeni bir seneye hazır olduğumuzu net bir şekilde hissederiz. ta ki aynı evi paylaşmak zorunda olduğumuz aile engeline takılıncaya kadar..

    günümüz ebeveynlerinin hızla değişen ve yenilenen hayata tutunmakta güçlük çektiği net olarak gözlenen bir durum. gerek mahalle baskısı, gerek kişisel sebepleri, gerek üşengeçlikleri nedeniyle onlara bağımlı yaşamak zorunda olan çocuklarını bu değişen dünyada ellerinde tutabilmeleri için hepsi, ama hepsi, tek bir yolu seçmeye başladılar; yazlik. her yılın yaz mevsiminde üç hafta ila üç ay arasında çocuklarına, kendilerine göre "hayırlı evlat" kavramını konu anlatımlı ve pratik olarak yaşatabilecekleri (mümkünse) ıssız bir tatil beldesine kapatmayı kendilerine hak olarak ilan ediyorlar. "azı karar çoğu zarar" deyimini çocuklarını yetiştirme evresinde binlerce defa tekrarlamaktan gocunmayan bu ebeveynler, nedense başları sıkışınca değil çoğu, alasını çektirmekten büyük bir zevk alıyorlar "tatilden" bıkmış bünyelere. sosyal çevresinden uzaklaşmaya zorlanan bünyelerin çırpınışlarını zevkten dört köşe olarak izliyor, herhangi bir geri tepmede acıtasyonun allahını yaparak zeytinyağı gibi üste çıkmayı başarabiliyorlar. arkadaşlarından veya bir şekilde düzenli olarak yüzyüze iletişimde bulunduğu kimselerden ayrı düşen bu bünyeler duygusal bir bunalım ve karamsarlık hali geçirebiliyorlar.

    şimdi;
    19 yıllık hayatı boyunca her sene toplamda üç ila altı hafta arası değişik değişik şehirlerde, ucuz oteller veya pansiyonlarda, ama canımızın "o anda" istediği yerde ve "dozunda" bırakarak tatillerini dolu dolu yaşamış bu bünyeye yazlık almak, her sene aynı cehenneme tıkmak niyedir? öğretmenler mahallesi nasıl bir eziyettir? "plajı negzel hadi girek" diyosun da bilemiyor musun akşam 7'den önce nah çıkabiliriz biz o güneşe? bu kuş uçmaz kervan geçmez beldeye sırf beni kendine daha yakın tutabilmek için tıkmak nedendir? ha canım annecim?

    seni çoook ama çok seviyorum. ama cvp pls. lütfen lan!
    3 ...
  38. 565.
  39. annecim ben bu yazıyı yazsamda senin okuyamayacağını biliyorum. ben seni canımdan çok seviyorum. hani ben ankaradan gelince pek özlemedim seni demiştimya o yalandı. en çok seni özlemiştim. arkadaslarla konusuyoken ağlamıstım. ben sensiz yapamam anne. kimse acımıyo hayat o kadar insafsızki düşünce öpmüyo bir tekme daha yiyo insan. bi aralar beni sevmediğini düşünmüştüm ama sonradan yanıldığımı anladım.

    ben seni hak ettiğimi düşünmüyorum anne.. sen üzülünce bende üzülüyorum. ben yorulmayayım diye yapmam gerekenleri bile sen yapıyosun. ama yakında herşey biticekmiş gibi.. bırakma beni anne ne olur. ben sensiz yapamam. seni çok seviyorum.
    2 ...
  40. 567.
  41. hep yanımda olduğunu ve daima da orda olacağını öyle çok hissettirdin ki, bazen gece odamdan mutfağa giderken arkamda beni takip eden bi varlık, bi gölge olduğunu değil de senin olduğunu hissediyorum.

    ama yine de korkuyorum be anne *
    2 ...
  42. 569.
  43. gece gece temizlik de nerden çıktı ?
    3 ...
  44. 571.
  45. dün gece sen ağlarken ciğerim yandı anne. yapma bir daha öyle. ben dayanamıyorum.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük