yaziklar olsun sana serefsiz kopek ankara. biktim yagmurundan camurundan. catidan damlayan suya bakip bakip cekirdek yiyorum. insaat izleyen dayilar gibiyim. sagol ankara aro.
Ne güzel ne şahane bir sakaryan vardı .
istanbuldan insanlar hafta sonları senin gece hayatına akar, Rock gruplarını dinler, uzak mesafe ilişkilerinin temelini atarlardı.
Sabah 6 ya kadar yaşayan bir şehirdin, gece 4 te boş taksi bulamazdık.
Şimdi o güzel mekanların yerine hep pavyon geldi, mutlu musun.
özledim lan seni. Gece gece nerden geldiysen aklıma. 1 yıl sonra belki buluşuruz. Çok değişmemişsindir umarım. Çeşit çeşit insana kucak açıyorsun. Ben seni terketmiştim. Belki bir Mevlana dergahı değilsin ama beni de kabul edersin umarım.
Seni seven o kadar az ki ankara. Ama bir şehri bir insana sevdirebiliyor bazen bir insan. Sırf onla buluşma yerimsin diye sevdim seni, sokaklarında onla yürürken sevdim. Gardan yağmurda tandoğan metrosuna yürürken tandoğanı, kışın karında üşüyorken onla karlı ankarayı, kurtuluş parkında onla sarılarak oturduk diye koleji, her sokağında yürüdük diye kızılayı , ... Sevdim . Ama o yokken yanımda ellerim ceplerimde başım eğik yürürken de en çok senden nefret ettim ankara!
ankara havalarıyla oyun havaları işte, gökyüzünün mavisiyle, gökyüzünün kapalı puslu havasıyla, yağmurunun ıslatışıyla, gecenin karanlığında sigara eşliğinde, kim bilir kaç hatun ile aynı gökyüzüne baktığımı düşünüp, ankaralı kızlarıyla ankara da oturan kızlarıyla, hacettepesiyle, gazisiyle, kuğulu parkıyla, altın parkıyla, çankayasıyla, batı kentiyle, demet evleriyle, yeni mahallesiyle, 06 plakasına bakıp uzaklara dalmamla, beni efkarlandıran şehir.
kaldırımlarında yürürken kayıp kaymama ihtimalimi sevdim ankara. ayazında uçup uçmayacağımı. kızılay'da yol kesip fal baktırmaya çalışan apaçilerini. beyinsiz ego soförlerini. açılan 86954. avm ni. samimiyetsizliğini.
beytepe'deki muhteşem karlı manzaran olmasa çekilmezsin.