ben bu yazıyı sana yazdım

entry31009 galeri293
    1328.
  1. Tabi olduğum aşkların hepsine yan çizerek, ağlatıp uzaklarda yolumu gözleyen herkesi, dizlerinin dibinde hatta ayaklarının izinde arıyorum teğet geçtiğim mutlulukları. Sen uyurken dünyaya, dünya sensizlikten elemli ben seni sayıklıyorum içimde biraz korku, gözlerim kuru ama yüreğim nemli. Sessizce haykırıyorum adını bölünmesin diye en güzel düşlerin. Seni susuyorum bağıra çağıra. Sana susuyorum.

    Çıldırmak üzere saatler gözlerini açmanı beklerken yeni doğan güneşe. Her uyanışında cemreler düşüyor havaya, toprağa, suya, bir de kalbimin buzul soğuğuna kapılmış titreyişlerimin üzerine. Uykuya oruçlu başucunda nöbet tutuyorum sana niyet edip. Tinsel bir ayin yapar gibi, cennete gitme garantisi verecek bir ibadeti ifa eder gibi seni izliyorum gözlerimi dahi kırpmadan. Hırıltılı sesine kulak veriyorum bir yandan da sayıklamalarında adımın geçmesi için dua ederken.
    4 ...
  2. 1327.
  3. bu yazıyı hiç bir zaman okumayacak okusan da anlamayacak olsan da süper bir insansın sebastian henke.
    4 ...
  4. 1326.
  5. herşeye rağmen, herşeye değersin, herşeyimsin.. iyi ki doğdun pinokyo.
    kısa süre sonra gelen edit: herşeye değmiyormuş meğerse yazık.
    4 ...
  6. 1325.
  7. ben bu yazıyı sana yazdım.
    çünkü sana mail atmaya cesaretim yok.

    öncelikle sana bayılıyorum hastayım mütemadiyen. sen konuşurken sana bakıyorum, seni öptüğümü hayal ediyorum. bacaklarıma bakman beni sinirlendirmiyor. yeter ki bak bana, sebebi ne olursa olsun...

    sana bakarken bakışlarımdan anlayacaksın diye ödüm kopuyor. ciddi görünmeye çalışıyorum, oluyor mu bilmiyorum.

    senin için giyiniyorum, alışveriş yapıyorum senin için, makyaj yapıyorum saçlarımı bile yapıyorum. sevdiğin kitapları okuyorum. sevdiğin sözleri söylüyorum. hatta senin kadar kötü gülüyorum.

    seni seviyor muyum bilmiyorum ama yakınında olmak istiyorum işte. kokunu duymak istiyorum. kokunu çok merak ediyorum. sen benimle konuşmak istesen bile ben seninle konuşamıyorum, yaklaşamıyorum sana. ateşe yakın olmak gibi bir şey sana gelmek. korkuyorum ve bir o kadar güzelsin.

    sendeki aptallığı seviyorum. sendeki masumiyeti seviyorum. sendeki kırılganlığı seviyorum. bana benzerliğini seviyorum. anlayamadığım ama hissedemediğim şeyi seviyorum sende.

    değil seni öpmek, sana sadece bir kere dokunabilsem...

    ben bu yazıyı sana yazdım ama sen bu yazıyı asla okuyamayacaksın tıpkı sana dokunamayacağım gibi.

    bütün erkekler öküzdür, afrika dahil.
    4 ...
  8. 1324.
  9. içinden geleni yapmak korkutmamalıydı seni. aslında çekip gitmek zor değildi, giderken arkana bakma tereddütü yaşamasaydın mahvedemezdin ikimizi de. kararının arkasında durmalıydın.
    söyleyemediğin onca şey vardı içinde biliyorum. sana ait olduğu halde rolünü iyi yapamadın. seven bir genci, nefret eden, unutan ve terkeden bir genci oynayamadın ya da oynatamadın. gözlerin hepsinden kaçtı, hayalinde seçemedin bir yol kendine. bırakmadın hiçbir şeyi oluruna ve sonu gelmedi. kapattın tüm kapılarını, kalbini belli belirsiz açtın gömülü olduğu yerde. kendine yabancı gözlerin uzaktan başka, yakından başka okundu. mürekkebi akan yazı gibiydiler; her seferinde anlamı değişti. yanıltmaktan öteye gidemediler.

    bütün bu durumu, koca bir aşk hikayesinin her bölümünde tekrarladın. seçtiğin kelimeler bir olmak yerine çatışıp durdular. erteledin asıl olayları hep sonraki sayfalara ancak bir türlü beklenen sürprizi yapamadın. okurlarını hayal kırıklığına uğrattın. öyleki hikaye bittiğini kimse anlamadı bile. özetini çıkarmaya çalıştım ama iki satırı geçmedi. ben yine de o iki satırı uzun zamanda, düşünerek yazdım.
    belki de pek kafa yormaya değmezdi. her neyse. hem artık düşünüyorum da, sen eser yazamıyorsun. kitabın nefret verici değil ancak bir daha da okuma isteği de uyandırmıyor. ya da o denli bencilsin ki bir tek kendin için yazıyorsun; bir defa okusalar kazançlı çıkacaksın, yazık. hem sana hem okurlara.

    işte yazı böyle yazılır eski hatıram benim. sana yazdım bu anıyı. kendini bul diye, kararsız olma diye. iyi kal.
    4 ...
  10. 1323.
  11. ben sadece sana yaziyorum, senin haberin yok.
    var aslinda, yani var gibi. varla yok arasi. görmezden geliyorsun bazen, biliyorum.
    sen de benim asla pes etmeyecegimi bil istedim sadece.
    seni sevmeye basladigim gibi, bütün kalbimle, bikmadan, usanmadan devam edecegim sonsuza kadar. yani belki bir ömür, belki bir ömürden de öte. hangisini istersin?
    5 ...
  12. 1322.
  13. 1321.
  14. bilmesen de hep aklımdasın.buna kendin bile inanmazsın belki ama ne olursa olsun aklımdasın işte.sürekli o masum gülüşün aklımda. seni düşünürken bitmek bilmeyen hayallerim sıralanıyor... saçma hayaller bunlar ama senin içinde olduğun hiçbir şey saçma olamaz ki benim için. başkalarının ne düşündüğü hiç önemli değil . onlar ne derse desin seni düşünmekten vazgeçmeyeceğim. sana şiirler yazmaya devam edeceğim. seni unutmayacağım çünkü sen unutulacak biri değilsin , önemsiz hiç değilsin . sen benim hayatımı anlamlandıran ve bana gerçekleri gösterensin . sen olmasaydın belki de hiçbir zaman bu kadar mantıklı olamayacaktım ben. şunu anlıyorum ki bir tek sana değer...bilmesen de hep aklımda, rüyalarımdasın.
    8 ...
  15. 1320.
  16. yine o karanlık odada yanlız başıma seni düşünüyorum. hayalinle avunuyorum. ıssız sokaktan geçerken sesin geliyor kulağıma. ama yoksun biliyorum. her gece yatarken unut artık onu diyorum kendime. unutmak ne kelime her geçen gün artıyor sevgim gül yüzüne. yine birgün hayalinle konuşurken birşeyler olmuştu hatırlıyor musun? hani böyle tarif edilmez şeyler. sanki seni hissetmiştim. sanki ordaydın. aman boşver.
    5 ...
  17. 1319.
  18. sen hayatımda gördüğüm en gerizekalı kızsın
    bana neden sürekli sevgilinden bahsettiğini anlamış değilim.
    git aşkını dağa taşa yaz aq!
    niye bana anlatıyosun
    7 ...
  19. 1318.
  20. senin için söylediklerimi, düşündüklerimi ve hissettiklerimi teker teker geri alıyorum. tükürdüğümü bir güzel yalıyorum vesselam. seni farklı sanmıştım ama sen de dışarıdaki milyonlarca am göt meme üçlemesinden birisiymişsin. siktir git dediğim için ortalığı ayağa kaldırdın ya, seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım; amını ruhunu hissiyatını siktiğimin fahişesi. sen kendine insan diyorsun ya, senin beş para etmez ruhunu sikeyim.
    4 ...
  21. 1317.
  22. defalarca özür diliyorum senden. biliyorum kırdım seni. hem de aptalca bir sebep yüzünden.
    hani dedin ya "biz sonuna kadar arkadaştık. noldu şimdi peki?" başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki sen onu diyince. işte anladım o zaman seni ne kadar kırdığımı. ne kadar özür dilesem az biliyorum. affedilmeyi hakediyor muyum orasını da bilmiyorum. ama sen büyüklük yaptın. benim bu çocukça şımarıklığımı görmezden geldin. sağol bitanem. biliyorum arada kendimi kaybediyorum, üzecek şeyler diyebiliyorum. belki de içinde bulunduğum kötü durumun hırsını senden çıkarıyorumdur. dedin ya hiçbir arkadaşım senin kadar değerli değil. sen de benim için çok değerlisin inan.
    3 yıldan beri hayatımın önemli bir parçası oldun. belki seninle ilk tanışmamız pek iyi olmadı ama sonucu güzel oldu be canım. elimden geldiğinde korudum seni her şeye karşı. ama şimdi ben kırdım seni. ve o kadar pişmanım ki. belki sen bunu geçiştirdin ama ben geçiştiremiyorum işte. unutamıyorum yaptığım kötü şeyi. umarım ağlatmamışımdır seni. ağlamadın değil mi? bendim hep sen ağlarken seni avutan, yanında olup elini tutan. sendin ben pes ettiğimde bana destek veren. ama şimdi yine benim seni üzen ve yine sensin bana destek veren. o kadar utanıyorum ki kendimden. bana kızsaydın keşke, bağırsaydın, hakaret etseydin... şimdi bu kadar pişmanlık hissetmezdim. senin yaptığın çok büyük bir incelikti. benimki tam bir aptallık. neden bir şey söylemedin? neden alttan aldın? nefret ediyorum şimdi kendimden. nasıl yapabildim bunu sana?
    ama yemin ederim ki unutmadım verdiğim sözü. hani yıllığa da yazdığım gibi ben hep seninle beraberim. nerede olursan ol hep yanındayım. hep destekleyeceğim seni. hep elinden tutan kişi olacağım. hep senin "starfish" in olacağım. bunlar yıllıkta kalmayacaklar emin ol.
    hep yanımda olduğun için sana milyonlarca teşekkür ediyorum. ve ne kadar haketmesem de bana bir şans daha verdin. affedilmeyi haketmiyorum ama yine de senden özür diliyorum. seni bu gece çok kırdım. belki de ağlattım. ama inan böyle olsun istemedim. çünkü ben de seni çok seviyorum ve sana gerçekten de çok değer veriyorum. iyi ki arkadaşımsın.
    7 ...
  23. 1316.
  24. öylesine yordun ki beni, artık sussan diyorum. bıraksan yakamı, dökmesen artık zift karası katranlarını beynime. korkularını, kederlerini paylaşmasan benimle. küssen, arkanı dönsen, bu söylediklerimden dolayı beni asla affetmesen. üzmesen beni. mutluluklarıma gölge düşürmesen. hayallerine bensiz devam etsen. alıp başını çekip gitsen bilinmez uzaklara. haber alamasam, aklıma getirmesem. birlikteliğimize burada son versek...

    ikinci günümdeyim senden kurtulmaya çalışalı. her ne kadar dirensen de umutluyum sonunun geldiğine. olduğumdan farklıyım sanki, daha bir boşvermişim, daha da rahatım gibi. saçma gülümsemeleri de saymazsak anormallikten sıyrılır gibiyim. "ilk zamanlarda intihar eğilimlerin olur" diyenler var, pek umrumda değil, çünkü güçlü hissediyorum kendimi. 10 mg lık drajeler, bıçak gibi kesip atacak seni beynimden. mutluyum ve bunun bakiliği için de umutluyum.

    dinsel açıdan da eksik yönlerimi kapatmaya çalışacağım bu sürede, biraz daha yöneleceğim kıbleye. tabi bu süre derken, devamlılığı da sağlamaya çalışacağım, gücüm yettiğince. gittim hazırlandım, bir ekmek aldım bu sefer seni düşünmeden, ilk sahura. dağınıklığını toparladım. ortalara saçılan kıyafetlerini katlarken, kül tablasını dolduran izmaritlerini çöpe dökerken zevk aldığımı hissettim ilk defa. temizlik miydi beni mutlu eden?

    zamanla belli belirsiz bir hal alacak varlığın, sonrasında da yokluğun varlığını aratmayacak. ilk defa bu kadar acı konuşuyorum, canını yakıyorum senin, farkındayım. her zaman sen üstlenirdin bu görevi. sevgi nefret olurdu seninle, mutluluk hüzün. seni şimdi burada bırakıp gidiyorum. bana kendini hatırlatma ne olur! bunun için dua da edeceğim bak. istemiyorum artık içimdeki seni. anla artık, senli benli konuştuğumdan. öncesinde hep ben vardı. anlık duyguları değişen saçma sapan, karışık bir insan vardı. ne zaman tanıştık, ne zaman girdin beynime onun bile farkında değilim. yolun sonundayız. hoşçakal demek isterdim ama kötü niyetlerin bunu da gölgeleyecek biliyorum.

    ben bu yazıyı sana yazdım. benliğimden sıyrılan hasta ruhuma.
    9 ...
  25. 1315.
  26. 1314.
  27. aşkım, yarın burnundan ameliyat olcaksın ya, ya sana bir şey olursa? sana söyleyemediğim şey buydu işte, günlerdir düşündüğüm, hatta kendime bile söyleyemediğim.
    4 ...
  28. 1313.
  29. tam olarak aşağıdaki şarkı olacak sözlere tekabül etmektedir.

    o yalnız gün biterken
    ışığı sönük odanda
    oturmuşsun tek başına

    yolcular yorgun yerler ıslak
    gözlerin ne kadar parlak
    kendini izliyorken aynada

    korkma görmezler oradan seni
    kıramazlar pamuk kalbini
    "dünya acıtamaz zaten" değil mi?

    koştur sen elinde çiçekler
    yüzünde anlamsız gülücükler
    gidiver o seviğin uzaklara

    bende giderim kendi başıma
    sonu çok mutlu olan yoluma
    ama dur sen dersen dururum orada

    senin yanında...
    4 ...
  30. 1312.
  31. biliyorum, uzun zamandır görüşmedik. Ve ben birden senin karşında belirdim, olmadık zamanda. Bazen telefonun ucunda iki soğuk alo olduk birbirimize. Bazen de hiç tanımadığımız iki ailenin çocukları. Büyüyemedik yanyana biliyorum. Sem gördüklerini anlatamadın bana, yanlışlarını doğrularını paylaşamadın. Bense hep akıl alacağım bir insan olmasını istedim "abla" diyeceğim kişinin. 5 yıl, tam 5 yıl fazla yaşamaıştın benden. Kimbilir ne zorluklardan geçmiş, yaşayamadığım, kaçırdığım neler yaşamıştın.

    Şimdi hemen yan masanda oturuyorum. işini yapmaya çalışırken arada bana göz atıyorsun. Biraz kızmış gibisin görüyorum. Arada kızgın ama bir o kadar da şaşkın bakışların buluşuyor gözlerimle. Kızma bana, lütfen kızma.

    Çok istedim, küçükken korktuğumda sana sığınmayı, kavga ettiğimde sana şikayetlerle gelmeyi, ilk sevgilimi, ilk hayal kırıklığımı, ilk evden ayrılma isteğimi seninle paylaşmayı. Olmadı abla ne yapayım olmadı işte. Ayrı ailelerde yaşarken bu nasıl mümkün olabilirdi?

    Babamla sürekli kavga edişiniz, senin kapıyı çekişlerin, onun sana bağırışları... Benim iin yabancı olan bir kadını, anneni babama savunuşun... Anlayamadım ki abla hayatının bu denli zor olduğunu.

    Kimbilir neler geçiriyorsun içinden. Dört dörtlük hayatından neden gelip de beni rahatsız ediyorsun diye soruyorsun değil mi? Ama inan öyle değil abla. Bilmiyorsun... Kimse anlayamıyor beni, bilmiyorsun.

    Bıraktın sözlüğü biliyorum. Sürekli uzaktan okurdum yazılarını. Bazen güler, bazen düşünür bazen de hayret ederdim sana. O deli dolu asi, motorcu çılgın kızın bu kadar kırılgan olduğuna... Bunu da okuyacaksın biliyorum. En azından denk geleceksin. Bu gün olmasa da yarın.. mutlaka bir gün. Seni özlüyorum abla.
    8 ...
  32. 1311.
  33. 1310.
  34. sana çok şey yazmak istiyorum.ama hepsini yazamayacağımı adım gibi biliyorum aşk.belki alaycı bi gülümsemeyle veya sallamayan bi bakış açısıyla sendeydim ilk önce.senin ciddiyetin beni de içine çekiverdi.başta gözlerine kapıldım sonra kelimelerin ağzından çıkışına ve kahkahalarına..içime akana sesine adapte oldum sonra.alıştım ve sonra aşık oldum.hep istediğin gibi.ben bırakmak istedim ama bu sadece yarım saat sürdü sonra senin desteğinle bir güne tamamladık ilk ayrılığı.keşek bütün ayrılıklarımız böyle olsaydı.ben sana kalbimi yazmıştım tam o sıralarda.ve sen hiç hazırlıksız yakaladın beni.gitmem lazım dedin.artık olmuyor,istemiyorum dedin.belki çok zorlarıma denk geldin.ama bunlar benim zorlarım değildi.bunu içten söylüyorum.sen beni değil kendine aile istedin.ama olmadı.zorlarım seni zorladı ve koptun döküldün dallarımdan.ben çok ağladım çok şey kaybettim düşlerimden.grilere büründüm öyle flu baktım hayata.nefes alamadım nefessizlikten.nefesim dedim ve sen yoktun.nefes adayları tek bir soluk veremedi bana..hep hatırlattın kendini.bugün aklımdaysan bir kaç gün sonra sesimleydin.cevapsız olman imkansızdı bende.sen evlendin.başka nefes aradın kendine ben değildim di mi? belki o an değildim.nefes istedin sana şamar verdiler.belki suratına belki benim kıyamadığım vücudunun her bir zerresine.sığamadığım kalbine en çokda.kırıktın yine bende toplanmaya çalışıyordun.şakamıydı bu? değildi.bana hakimdin.şimdiki gibi.sonra sonra sonra geldin tekrar.bendeydin.yanında bir canla.ezel demişsin ona.neden? anlamı ne? sende anlamı ne? neden ezel aşk neden? aşkı haketmeyen aşk..ama ama bende hiç cevapsız hiç karşılıksız olmadın değilmi? bendesin ama ben nerdeyim? bilmiyorum..bu yazı sanadır.sakın okuma sakın..
    4 ...
  35. 1309.
  36. ben bu yazıyı rambo okan'a yazdım... *

    bir kez olsun sarılmadın baldırlarıma,
    hani nerede o eski püskü akıllara ziyan uniforman?
    sen de mi endüstriyel futbola yenik düştün
    ahh ulan! şimdi sırası mıydı rambo okan?
    4 ...
  37. 1308.
  38. Aerosmith çalmaya başlar. crazy.
    Gecedir.
    Çok güzel, serin bir gece.
    Çocuk, kıza şarkının ona ne anlam ifade ettiğini anlatır yavaşça.

    - Bu şarkıyı her dinleyişimde bana...Ne bileyim sanki aşk duygusu var bu şarkıda..Ya da hayat var..O kadar çok şey var ki..Acı var..

    Sonra konuşmaya devam ederler. Kız, her sözüne hayranlıkla bakakalır çocuğun. Onun için o kadar muhteşemdir ki..

    - Seninle konuşurken çok şey öğreniyorum.
    - Öyle mi dersin?
    - Evet..
    - Bazen ben bile kendimden çok şey öğreniyorum.

    O muhteşem gece hiç bitmesin ister ikisi de. Kendilerini duygularına teslim etmiş şekilde devam ederler konuşmaya..Çocuk elindeki sigaraya yüzünde ufak bir tebessümle bakar. Sonra kıza..Sonra müziğe kulak verir.

    - Aeorsmith. Sen ve hücrelerimi uyuşturan bir şey..Sigara..Daha ne isteyebilirim ki hayattan ? Bu şarkı hiç bitmeyecek. Ve bu son bir saat hep aklımda kalacak.. Mutlu uyuyacağım..aşk güzel bir şey..

    Kızın elleri titredi. Ne diyeceğini bilemiyordu. Güldü, güldü..Tek kelimeyle mutluydu.

    - Beni mutlu ediyorsun..Uzun zamandır olmadığım kadar mutluyum şimdi.
    - Bir şey yapmadım ki..Sadece şey bu.. His..Ve beni yönlendiren şey..
    - iyi ki varsın sen.
    - Sen de öyle..
    - Bu..Çok kuvvetli bir his..
    - Eşsiz diyebilirim ben.
    - Kesinlikle..Bana yaşattığın şey apayrı.

    Ama her hikâyenin bir kusuru vardır.
    Her şey bitmişti. Sözle dile getirilmese de, yavaş ve kesin bir biçimde bitmişti..
    Geçmiş, yeni filizlenen duyguları acımasızca ezmiş, geriye bir şey bırakmamıştı.
    Ve aylar..Aylar öyle hızlı geçti ki..
    O muhteşem gece bir daha asla olmadı.
    Aylar yeni şeyler getirdi ikisine de.
    Kıza yeni acılar, çocuğa yeni bir aşk..
    O gece hiç yaşanmamış gibi son buldu.

    Ve bir gün, tekrar görüştüler.
    Çocuğun elini tuttuğu biri vardı.
    Gözleri parlıyordu ona bakarken.
    Kıza ise tuhaf bir acımayla bakıyordu.
    Belki biraz üzüntü, pişmanlık..

    - Sanırım geç kaldık.
    - Evet. Çok geç kaldık.
    - Öyleyse..Diyebileceğim bir şey yok..Hayatından çıkacağım. zaten yoktum, bir kayıp sayılmaz. ama seni mutlu görmek harika..bunu hep hak ediyordun.
    - Yapma..ikimiz de birbirimize değer veriyoruz..Bu yetmez mi?

    Kız hüzünle çocuğun gözlerine baktı. iyice bakmalıydı ki, aklından hiç çıkmasın. Bir daha göremeyeceğini biliyordu. Sustu. Çocuk ona sıkıca sarıldı. içten bir sarılış. Belki bir gün, belki birkaç mevsim süren, belki güneşli bir gün kadar. Sonra gitti. Bir daha hiç dönmemek üzere..

    Aerosmithin son notaları çalarken, kızın gözünden tek damla yaş aktı.
    9 ...
  39. 1307.
  40. ey güzel gözlü görmeyen güzel şu an izmir-mersin karayolundayım durmadan sarsılan otobüs yüzünden ellerim klavyeden kayıyor bağlantı devamlı kopuyor belki basit gelebilir umrunda değildir ama,,,

    ben bu yazıyı yine de sana yazdım...
    7 ...
  41. 1306.
  42. merhaba;

    öncelikle tebrik etmeliyim; şu saatlerde düğünün bitmek üzere zira... ömrünü paylaşacağın insanla, dilediğin-hakettiğin gibi bir yaşama başlıyorsun bu gece.

    ne denilebilir? mutlu ol... o '' ufak-çekik-zeytin gözler '' hep mutlu baksın hayata karınla, yarına çocuklarınla! buna senin adına sevinebilmek; seninle ilgili aslında. geride kalmış hayatımda varoluşunun temizliği-özelliği ile ilgili. sana zarar gelmesini isteyecek hala son insanım, mutluluğunu isteyecek hala ilk...

    geçmişi sorgulayamam, amacım sana da hatırlatmak üzmek değil, aklını takmak değil, lütfen inan! sadece; bu gece senden kalan-sana ait olanlara göz attım. askerde sana yazdığım mektupları buldum. bana getirmiştin, '' burda saklayalım '' demiştin. ayrıldık ve bende kaldı, veremedim.

    bir de ; senin el yazınla bana yazdığın ilk ve son şiir... hatırlar mısın? bambaşka hayatlar sürsek de şimdi, çekmecemin gözünde, benimle yaşlanacak, gözüm gibi bakacağım el yazınla yazılmış şiir... seninle yaşadığım yılları, atma gereği duymadım hiç, istesem de atamadım ki...

    ben böyle düşündüğüm için; sana ait olanları da sana ulaştırmak istedim. benim el yazımla sen askerken yazılmış mektuplar... sen ister yırt at, ister bir çekmece gözünde sakla benim gibi. ama ulaşmalı sana, ait olan, geç kalmadan...

    dediğim gibi; hatırlatmak-acıtmak değil amacım. bizden kalanlara sahip çıkmak, yokmuş gibi davranmamak, haksızlık etmemek...

    ben beceremedim; mutlu olmayı ufaklık, başaramadım yaşamı. toparlayamadım...şanssızdım...

    fakat; bu gece bir kez daha senin başarınla-becerinle gurur duyuyorum. senin için; mutlu olduğum en özel günlerden biri bu gece. bir sonraki de; oğlun-kızın olduğunda olur sanıyorum. bir gün benim de bir oğlum olursa, '' umut '' olacak adı, senin hep öğretmeye çalıştığın, benim bir türlü öğrenmediğim '' umut'' ....

    ve son bir şey;

    eğer okursan o eski mektupları, yırtıp atmazsan sana yazdıklarımı,

    o satırlarda yazdığım her kelimenin doğruluğuna inan ve samimiyetine...

    onları yazan '' çingen'' dir... senin bildiğin tanıdığın gerçek '' çingen ''...

    4 kasım 2006 da telefonun diğer ucundaki değil...

    mutluluklar...
    43 ...
  43. 1305.
  44. 17 siydi aralık ayının ilk kez süzülmüştü dudaklarından "seviyorum seni" diyişin. Ve noktası konulmamış bir çok cümleye yelken açacaktı duyduklarım. öyle de oldu. mevsimlerce değişti ilişkimiz. sonbaharları çok kez yaşadık seninle. yaprak oldum güz tatsızlığında çürüdüm, gittim kimi zaman. ilk baharı bekledim yerlerde basılmışta olsa üzerime defalarca. an geldi ve çattı karşımda kaşlarını ilk bahar. diriltecekti beni tekrar aynı ağacın dallarında. dirildim! korkmadım gelecek olan sonbahardan inadım inattı söylemiştim sana yeşerecektim gövdende ansızın. ama durmak bilmiyordu dört mevsim. yeşerip solduğum yıllara nazaran belki de son sonbaharım olacaktı. düşünüyordum istemesem de nadasa kalmayı. iyi mi gelecekti tek başıma kalmak, ekilmek akabinde biraz su muydu içmem gereken? yapamıyordum, ölüyordum susuzluğumda sensiz kalmamak için. o ellere bir başkasının dokunmaması için... ölmek pahasına içmiyordum. mevlana celaleddin rumi bile söylüyordu hissettiklerimi; "şekerliğimin içinde zehir olsa dokunmaz bize. sen zehri şeker, şekeri zehreyliyorsun" diyordu. sen bende ne şekerlik bıraktın ne de zehreylemeye kalmış bir gram şeker.bu yarım kalmış hayatıma bir son bahar da sen ekleme ve atma beni yerlere tekrar. Sen benim boynumu eydirme ey hayat!..
    5 ...
  45. 1304.
  46. doğacağını haber aldığımda 10 yaşındaydım minik kız... telefonda sevinçten ağlamıştım. yapayalnız dünyama bir ortak geliyordu.

    annem işten geldiğinde çok mutluydum. annem de öyleydi... babam da...

    misafir geleceği bir gün yanlışlıkla yaktığım halıyı değiştirmişti annem... sana hamileydi... sonra sen düşme tehlikesi geçirmiştin. kendimi suçlamıştım, aynaya bakıp bakıp ağlamıştım.

    sonra sen geldin. bir sabah doğdun. bir yaz sabahı...

    hastaneye geldiğimde bana bakıp kaşlarını çattın. ta o zamandan gıcık oldun bana...

    ben ise canımın parçasını, seni çok sevdim sonraları. sen de beni sevdin...

    okulun ilk günü sadece ben oldum yanında, veli toplantılarına ben katıldım, okuldan hergün ben aldım seni.

    senin için ağladığım da oldu, seninle gurur duyduğum da... tıpkı annenmiş gibi sana kıyamadım. kimselere laf söyletmedim. sen benim küçük bebeğimdin...

    zamanı geldi seninle çocuk oldum, zamanı geldi benimle büyük oldun...

    ama hep başbaşa olduk, hep yalnızdık. galiba çalışan bir anne yalnızlık demekti...

    şimdi sana bakıyorum da, çocuğum olsan bu kadar güzel eğitemezdim seni...

    evet ben bu yazıyı sana yazdım, minik prensesime, kızkardeşime...
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük