Yürüdüm..
Hiçbir halt etmeden; sadece yürüdüm..
Elimde sigaram
Ve sigaramı tuttuğum elim donana kadar yürüdüm..
Ayaklarıma bıraktım kendimi,
Ve esen rüzgara..
Hissettim soğuğu iliğime kadar
Ve yağmuru ve nikotini ve isi..
Çektim içime ne varsa ;
Otobüs duraklarına sığındım,ısındım..
Gelseydi bir otobüs,
Atlayıp gidecektim son durağına,
Gelmedi..
Sonra gofret istedi canım,
Market aradım,
Ama bulamadım..
Gökyüzüne baktım arada
Sokak lambalarının önünde uzayan
Yağmur taneleri gördüm..
Birbirlerine değmediklerini düşündüm..
Birbirine değen yağmur taneleri aradım..
Ama onu da bulamadım..
Selektör yapan,korna çalan taksileri;
Görmezden , duymazdan geldim..
Güvenlik görevlilerine selam verdim,
Çaylarına ortak olmak istedim..
Gidip de söyleyemedim..
Yanan ışıkları saydım,
Yol çizgilerini saydım..
Üç müydü beş miydi...Unuttum..
Geçen üç beş aracın şoförüyle de göz göze geldim,
Merakla bakıyorlardı..
Umursamadım..
Neyse ki sıcak olur ellerim
Ellerime ; sığındığım durakları yetmediğinde ;
Ben varım dedim..
Bencilliğin de güzel olduğunu tattım...
Hiç bir günde eskiyen bir şey gördünüz mü ?
Dün benim derken,bugün eski olan..
Ben gördüm..
Aslında ; benim dediğini de görmedim ya !
Peki ya ;
O zaman nasıl eskiyorum..
Onun yerine,
"Benim" derken neden sıkıca sarıldığımı,
Terleyen avuçları,sarsılan vücutları görmüyorum ?
Lan yürü git işine
Salak salak konuşma,yürü git işine..
Yürüü..
Bir gün kaldığın yerden başlayacaksın
Biri seni bulacak...
Önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan
Biraz ürkeceksin!
Ne kadar dirensen de nafile.
...insansın sonuçta, seveceksin...
...Eski acılara bakıp da küsme sevdalara.
Gâvura kızıp da oruç bozulmaz!
Sök at kafandan acaba'ları.!
Bir kemik aynı yerden iki defa kırılmaz...
bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz
her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle
düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni
yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin
düşen hep ben oldum en küçük kımıldanışında senden
başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç
bana bakıp görmediğin için
ben yokken içini çektiğin için
gece, güneşin hüznünü yaşıyorum. o batarken öylece izledim onu. bi yandan da umut var doğacak diye ama o doğana kadar ben ölmekten korkuyorum. ya bir daha göremezsem onu ?
bilmiyorum belki denk gelir okur bu yazıyı, haberi olsun, onu sevsem de asla seni seviyorum demeyeceğim. söz verdim kendime bir daha söylemeyeyim diye. ayarla kendini şekerim.
Ayrıldı gönül yine bir tek eşinden
Bulmakta teselli batan akşam güneşinden
Alnımdaki hattı yaşımın matemi sanma
Her çizgi açıldı acı hicran ateşinden.
-
Bugün yine gönlümün bahçesinde gezindim
Sana baktım ay kadar bahar kadar güzeldin
Gel gör beni nelere duçar eyledi derdin
Sana baktım ay kadar bahar kadar güzeldin.
yine bayram geldi. ben, her çocukluğumu özlediğimde bir şişe bulur içine bir kaç parça kum doldurur aşk diye satarım yalnızlığıma. çocuğum nihayetinde, yürümeyi öğrenmeden konuşmaya başlayan, gülmeyi öğrenmeden ağlayan ve ağlarken gözlerinden çamur süzülen sadece bir çocuk. içimdeki çocuğu son sözlerim ile öldürdüm. zaman geçti, zaman geçecek, ha geçti ha geçiyor derken yolun sonunda buldum kendimi. ne zaman gözlerinin derinliklerine bakmak istesem, sadece yıldızlar ile yetiniyorum. ben seni sadece gündüzleri özlüyorum. geceler saklarken pisliğimi nereye gittiğimi bilmeden yürüdüğüm karanlıkta, aklımdaki soruların cevabını bulmak için yine kendimi atıveriyorum bilmediğim yalnızlıklara.
sahi, yalnızlık demişken niye bu kadar acı çektim ben? istediğim ve alamadığım neydi? ben, sen üzülme diye seni bile istemedim. harp yerinde ölüleri taşıdım omuzlarımda, yalnızlığımı gömdüm ve onlarla beraber bende öldüm. nefes alıyorum, aldığıma şükrediyorum ama bu da bitecek biliyorum. sen hiç gelmeyeceksin, sen hep güleceksin ve ben biteceğim. ölsem de, tebessüm kırıntılarında yaşayacağım. gözyaşların olup toprağa akacağım. tasalanma sakın, ölüm acısı diğer acılardan daha kolaydır. nefes aldığımı bilmezsin en azından. nefes alıpta acı çektiğim gelmez aklına, ölünce mutluyumdur ben. bir dağın tepesinde gerçekleştirdiğim son hayalimi yaşarken de mutluyumdur.
korkma, çok fazla acı çekmeyecek gözlerin. biraz ağlayacaksın, biraz güleceksin sonrasında hissizleşeceksin. aklına geldiğimde sadece bir anı olarak kalacağım.
bir zaman benımde sevenım vardı , bır an gormeseydım ısyan ederdım. ılık nefesını ates sanırdım sankı alev gıbı yakısı vardı...
bir zamanlar sevdiklerim vardı. bir an görmese isyan edenler,ılık nesefi volkandı benim için külleri kalırdı bakışından geriye
boyleydı sevgılım boyleydı ıste . ıpek saclarınıtarayısından,omuzundan dusup akısı vardı.ipek saçlarından kalan bana gözyaşın oldu bende bıraktığın gözlerinden akan oyle mahsun yuzu vardı , oyle guzel gozlerı vardı.
gözlerinde gizi vardı, şimdi bıraktığı her parçamda izi var.
-içtin mi körkütük sarhoş oluyorsun, eleştirdin mi eziyorsun, moralin bozuldu mu taa en dibe vuruyorsun. Sana nasıl yaklaşmam gerektiğini bilmiyorum. Öyle öfke dolusun ki bebeğim...
Artık imkansızız birbirimiz için. Evleniyorum. Ne sen cesaret edebiliyorsun 'Yapma!' demeye. Ne de ben cesaret edebiliyorum parmağımdaki yüzükten kurtulmaya. Yok oluşumuzu izliyoruz. Belkide gerçekten yok olmalıyım... Sırf seninle aynı şehirde nefes alabilmek için seçtim o adamı. Sırf seni görme ihtimalim olur diye... Geceler... isyan ettiriyor. Aşkın kalbimi acıtıyor. Belki hayatımı karartıyorum, belkide hayatımı kurtarıyorum ama son ana kadar elini uzatıp herşeyi arkamızda bırakıp gidelim demeni bekleyeceğim. Her kimle olursan ol, her kimle olursam olayım sonsuza dek aklım ve kalbim senindir. SENi ÇOK SEViYORUM NEFESiM...