ben bu yazıyı ona yazdım

entry3410 galeri20
    155.
  1. sen beni yenemedin çünkü ben senle oynamadım...
    4 ...
  2. 154.
  3. 153.
  4. gök gürültüsüne vurgun bir kız tanımıştım, bir kaç kez 'hüve'yi görmüştü ruyasında, çok gençti o vakitler, 15 sene geçmesine rağmen babasını hiç affedememişti, çok okurdu, iyi müzikler dinlerdi, hiç bağırarak ağlamazdı, içi hep sızlardı ama.. bir çift kahverengi göz, ki hem hüznü hem neşeyi aynı anda taşırdı, bazen kalbi doğudaydı bazen batıda paris'te mesela.. hep yalnızdı aslında, aşka inanmaz mıydı yoksa sadece korktuğu için mi kaçardı o duygular keşmekeşinden bilemezdim, kendini pek güzel bulmazdı ama güzeldi, güzel gülerdi, sımsıcaktı bakışı ve sesi herkesten daha başkaydı, hayatı boyunca hiç gerçekten mutlu olmadığını söylemişti bir seferinde, ilk gençlik yılları geride kalmıştı ve iyi ki de geride kalmıştı, zaman sadece karpuzları değil insanları da olgunlaştırır, onu da olgunlaştırmıştı hem de ne biçim...ağlayarak, daha da yalnızlaşarak, içine kapanarak, sigaraya sığınarak, o dağa bakarak, gene ağlayarak.. ömrünün en derin pişmanlığıyla bile isteye hep kendini kanatarak.. dünya cehenneminde yaşayan en iyi kalpli kızdı o, hiç anne olamayacaktı belki, öyle asiydi ki.. kendini bildi bileli asiydi, kimseye asla zarar vermezdi ama hiç bir baskıya da boyun eğmezdi istese de eğemezdi, eğmek zorunda kaldığında eğiyormuş gibi görünür ama içinden gene de eğmezdi, bir de dalga geçerdi içinden kıs kıs gülerek, kavgadan nefret ederdi, kavga edemezdi de zaten, en fazla yaptığı şey kapıyı kapatıp gitmek olurdu, hayatı boyunca hep kaçtı zaten, ne zaman incitilse, gururu kırılsa hep çekip gitti, güçlü filan değildi ha, sadece güçlü görünürdü, belki bütün insanlardan daha hassas daha duygusaldı.. ne zaman haritama yağmur yağsa, gök küle kesse ne zaman, ne zaman duysam bu hain gök gürültüsünü onu çok özlerim, onun ömrünü, sevdasını, yalnızlığını, dostluğunu.. dün güneyde, bugün kim bilir hangi şehirden kaçma arefesinde yarın belki saçlarını okşayan o ilk ve tek erkeğin şefkatli ellerinde..
    2 ...
  5. 152.
  6. 151.
  7. Saçlarınla oynayacağım, dudaklarımı çenene dayayacağım ve bana sarılacağın sessiz bir gece için "beklediğim tüm sabahlar sen ol" diye yalvaracağım. Kendimi yok ederken bir yalanı yaşattığımı bilerek, sonuna kadar. Neye içimdeki kızgınlık. inan kölesi olabilirim gözlerime saldığın derinliğin.
    *
    0 ...
  8. 150.
  9. hey sen!
    118 10 'daki 10.
    kızıl saçların ve dişlek gülümsemenle hayatıma girdin. rica ediyorum çık içimden! iblis!
    0 ...
  10. 149.
  11. küçük fatma seni de koruyamadık. cebinden çıkan 25 kuruşu asla unutmayız.
    0 ...
  12. 148.
  13. bir şehri terk eder insan. insanlarını bırakır geride, hayatlarını... düşmanlarını, dostlarını; heyecanlarını, sıkıntılarını...
    bir şehri terk ederken insan, en çok bırakmak istemediği hatırında kalır. "ondan" gitmemiş de olsa, "ona" dönmeyecek de olsa, sadece "o" aklındadır.
    mutlu olmaya doğru uçarken ya da gitmek istediği yere doğru basarken gaza, daima bırakmak istemediği "bir şey" vardır. mutlaka...
    hareket vakti geldiğinde, şehre şöyle bir kez daha bakar insan. havası, suyu, insanı, acı-tatlı yaşattıkları gelir gözlerinin önüne.
    hiç dönmeyecekmiş gibi koşar adım uzaklaştığı yere, sonra kürkçü dükkanı misali geri döndüğünde yine aklında aynı umutlar, aynı sorular vardır.
    hareket vakti geldiğinde, "hoşça kal demek istediğin ama aslında ayrılmayı hiç istemediğin" bir kişi vardır hatrında.
    ayrılık anları, bir şehri terk edişler, vedalar önemlidir.
    şehri geride bırakırken aklında kim varsa,
    geri döndüğünde karşında bulmak istediğindir.
    0 ...
  14. 147.
  15. O, bir temel, bir yöndür. Yapılmış, her şeyi bitmiş bir bina değildir. Onu ancak devam ettirerek, sürdürerek sevebiliriz. Kendisine yeni şeyler, yeni değerler ekleyerek sevebiliriz. Yalnız yüreğimizle değil, aklımızla da sevelim. Mustafa Kemal en büyük zaferini o zaman kazanmış olacak. (bkz: cemal süreya)
    1 ...
  16. 146.
  17. Sesini hatırlamıyorum bile; ama söyledikleri hala aklımda...
    4 ...
  18. 145.
  19. 144.
  20. üstüme gelme alkollüyüm, sonra kötü üzerim!... *
    0 ...
  21. 143.
  22. çal bakalım zilimi, evde miyim?...
    2 ...
  23. 142.
  24. damarlarımda akan kan mısın yarim?
    1 ...
  25. 141.
  26. düşündümde, ne benim kalitemdesin, ne terbiyemde, ne ahlakımda ne de seviyemdesin! çok gömlek fark var aramızda, sayamıyorum! mahrum bırakacağım en ufak cevaptan bile, şeref olur bu çünkü. yanman gereken derdine yan önce asıl! yazık çok yazık...
    1 ...
  27. 140.
  28. gözünde kanarsa yaran,
    sargıdır göz kapaklarım...
    1 ...
  29. 139.
  30. onun arabası var ama neden senin yok. ben bir arabamız olsun istiyorum. ehliyetimi boşuna mı aldım. bana güvenmeyeceksen ben ne zaman trafiğe çıkacağım..

    baba??
    0 ...
  31. 138.
  32. Ben seni severim aslında da; düzenim bozulur, diye korkuyorum.
    Durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar...
    Sinemaya gitmeye, ele ele tutuşmaya falan kalkarız
    işin yoksa; çiçek al, saç tara, parfüm sık.
    Küsmesi, barışması, ayılması, bayılması
    Hatta; eninde, sonunda kaçınılmaz ayrılması...*
    4 ...
  33. 137.
  34. tam 3 senemi harcadığım yazılar.Insanların bir başkasına söyleyemediklerini kağıtlara söylemesi.
    0 ...
  35. 136.
  36. Sen hiç kimsenin olamayacağı kadar çok şeyimsin benim...
    0 ...
  37. 135.
  38. bugün otobüste yanıma oturan bağyan, sabah en fresh halimle bindiğim otobüste güzel güzel giderken nerden gelip yanıma oturdun. o nasıl bir parfümdür, hacı kokusu sürsen daha iyi di be kadın. yüzünü beynime kazıdım hele bi daha göreyim seni otobüste acilen inicem.
    1 ...
  39. 134.
  40. --spoiler--
    ikimizinde kedi olduğu başka bir dünyada görüşmek üzere.
    --spoiler--
    1 ...
  41. 133.
  42. hala anlıyorsun beni, biliyorum.
    ve seviyorsun belki, ama söyleyecek cesaretin yok.
    0 ...
  43. 132.
  44. "oysa sen, onlar gibi değildin,
    anlar gibiydin..."
    *
    2 ...
  45. 131.
  46. değil eros'un oku, zeus'un şimşeği girse "o" yine anlamaz aşk'tan...
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük