Sus artık, sevmiyor anla seni.
Ne kadar sevsende olmayacak duaya âmin diyosun, kaybettin bitti gitti o.
Ne mal herifsin sözden de anlamıyorsun, sevmiyorum diyor sen daha sevdiğine kendini kandırıyorsun.
Aşkın ızdırabını sikiyim senin Hüseyin ders çalış artık konsantre ol, sen bu kadar basit Bi insan değildin ne oluyor sana? Nasıl oluyorda ondan başka şey düşünemiyorsun aklım almıyor. Unut artık Hüseyin, umut veren şeyleri unut, göm gerekirse kalbinin en derinine ama anımsama artık Bi daha o kızı. Tamam kabul çok şey yaşadınız ama eline geçen ne? Kırık Bi kalp ve eskisi gibi olması uzun Zaman alacak olan Hüseyin. Gerçekten seven kız var mı diye sor ilk önce kendine sonra düşün artık Hüseyin.
karşındakinin duygularına çok güvenme sonunda hep üzülen taraf sen oluyorsun bi de buna bi son ver artık bi düşün neden hep üzülen taraf sen oluyorsun? demek ki sende bir sorun var.kendini hemen kaptırıyorsun ve hemen bağlanıyorsun karşındakini de kendin gibi sanıyorsun ama olmuyor işte kimse senin gibi düşünmüyor. artık üzülmek istemiyorsan her karşına çıkana ertesi akşam duygularını söyleme belki kendin bile emin değilsin duygularından. temkinli davran zamana bırak oluruna bırak olursa olur olmazsa da eyvallah..
(bkz: secret)
takılmana devam et hocu, iyisin böyle.
yalnız bu aralar unutkan olmaya başladın, az dikkat et, ikide bir bişeler kaybedip duruyorsun.
bilgisayarı kapat da mobilden devam et bari sözlüğe, neyse hadi iyi geceler.
Bir anlık sinirle sağa sola boğa gibi saldırma, kırmızı ile oyuna çeviriyorlar bak bir de insanların kalbini kırma kibrit gibi oluyor seninde elin yanıyor.
gün içinde çok fazla yorulmamış olduğumu hissetmeme rağmen yapılacak da aslında tonla şey varken akşam 8 gibi uyumuşum. saat 11'den 4'e kadar da saat başı uyanıp 5-10 dakika öyle yatağın içinde durdum. uyanmadığım saat yok o aralıkta...artık nasıl içim sıkılmışsa saatte bir uyanır oldum.
daha kötüsü ise...görsel içerik barındıran sanal ortamlarda takılmadığımdan sanal arkadaşlarımın olmaması...artık herkes oradan görüşüyor herhalde...sadece iş yerimdeki arkadaşlarımın olması...onlarla da henüz 4 haftayı geride bıraksam da oldukça iyi anlaştığımı düşünüyorum. hatta beraber bir organizasyonumuzu geride bırakarak yenilere adım atacağız inşallah. ama gene de oturup kendimle ilgili anlatacak kadar değil...
iş yerimi sevdiğim gibi evimi de seviyorum; hatta evimi, ailemi, istediğim zaman işlerimi yaptığım ve yalnız kaldığım odamı çok seviyorum. iki yerde de huzurlu olduğumu hissediyorum kısacası..
rabb'im beni sağlıkla, güzellikle, zekayla, eğitimim, maddi imkanlarım ve ailemdeki huzurla imtihan etmedi. bunların farkındayım. aşk anlamında bir kısmetsizlik var; bunun içinden bir türlü çıkamıyorum; nedense çok sıkıyor canımı...belki de henüz zamanı değil sevilmenin...peki ne zaman gelecek o belli zaman? ben öyle inanıyorum ki rabb2im duyuyor sesimi; ama sanırım bu konudaki imtihanım henüz bitmedi.
küçükken erik çalardim,
büyüdüm umut çalmaya basladim,
biraz daha büyüdüm hem umut hem ask çaldim,
biraz daha büyüdüm anladim!,
biraz daha büyüdüm çaldigim umutlari bir robin hood edasiyla dagittim, askı kendime sakladim.
biraz daha büyüdüm çaldigim aski çaldirdim
biraz daha büyüdüm küçüklügüme gittim artik o erik agaci yoktu sökmüsler üstünede beton dökmüsler.
biraz daha büyüdüm ve bu yaziyi yazdim.
artik büyümek istemiyorum..!
Senin umuduna hastayım hatta senin umut anlayışın hastalıklı ama böyle olmazsan ayakta duramazsin içindeki firtinalarin bitmesi için bu umudu eyleme dökmen lazım her seferinde yıkılıp tekrar kendini ayağa kaldirabiliyorsan bunu da yaparsın yapmak zorundasın.