ben bu yazıyı kendime yazdım

entry9224 galeri60
    8170.
  1. Aklını başına devşir.

    Yoksa hiç bir şey yolunda gitmeyecek.
    1 ...
  2. 8170.
  3. takıntılarından vazgeç ve gerçekleri kabul et ne kadar istemesende hayat acı ve değişmez gerçeklerle dolu sen kendini bir hayal dünyasına hapsetmişken ömrün geçiyor farketmeden, bu hayal dünyanı donattın belki gerçekleşmeyen hayallerinle ama artık bitti hayallerin kullanım süresi, hiç dokunamadın göremedin sadece göz kapatışlarındaydılar bunlar yine de hoşuna gidiyordu gerçekleşemeyenleri bir rüya bile olsa bir an gerçekmiş gibi görmek fakat uyanma vakti artık bu uykudan bu yalan dünyasından çıkma vakti artık gerçekler için sen istemesende bir gün kapını çalacaklar ve saklansan bile o yalan dünyanda kapını kırıp içeri dalacaklar kendin çık artık yüze bakmaya yüzün olsun.
    1 ...
  4. 8169.
  5. sahibi olmayan bir elmas bulursan, o elmas senindir. sahibi olmayan bir ada bulursan, o ada senindir. bir buluş yaparsan patentini alırsın, buluş senin olur. madem ki yıldızlara sahip olmak benden önce kimsenin aklına gelmedi, yıldızlar benimdir⭐️.
    5 ...
  6. 8168.
  7. leia.

    seni seviyorum.
    biliyorum.

    ay han gelmiş sanırım.
    han.
    han solo.

    aşkın diğer adı.
    0 ...
  8. 8167.
  9. Canım kendim,
    şu hayatta kimse senden önemli değil. O yüzden kendini üzme. Gereksiz insanlar için kendini üzme. Bırak onlar üzülsün.
    Seni seviyorum canım kendim. X
    4 ...
  10. 8166.
  11. sevgili ben,

    sen şu hayattaki en iyi şeylere layıksın.
    sikik sikik kararlar versen de amaç hayatı yaşamak.
    yeahhh.

    pişman yok leia.
    han ı bul.
    1 ...
  12. 8165.
  13. Adettendir, yılın son günü olunca bir şeyler karalanır. Anılar çekmecelerden çıkar, birisi bir şiir okur, o da yetmezmiş gibi kar yağmaya başlar. Cüzdandaki son para sigara için çıkarılır, el titrer, üstüne bir de popkek alınır. Immm...limonlu olunca almamak imkansız. Dünyaya mutfak penceresinden bakıp uzak hayaller kurulur. O kadar uzaktır ki hayaller, kırıldığında hiç ses duymaz olur insan. En güzeli o değil mi? Risksiz hayal, umutsuz hayat, beyaza dönük gece. O gecelerde kim bilir neler olur? Gelecek planları, geçmiş gün sayımları, geçim derdi ve daha birsürü şey.

    Şarkısız olmaz elbette, derinden gelen o acayip musikiler, saatler. "eskiden olsa"lı milyonlarca cümle, eskiye olan her şeye özlem, eksiksiz bir eski yadigarı olan küçük ama etkili dram dolu evler. O evlerdeki yemekler, çaylar, televizyonlar. Yaşamanın gerektirdiği "biri" olma hali. Bazen anne, bazen eş, bazen baba, arkadaş, işçi, öğrenci, müdür olunur. Evet, yaşarken her an herkese dönüşebilir insan. Yerine göre saygı, yerine göre sövgü ve çokça sevgi. Bazen o sevgiler ağır gelir, taşıyamaz olursun. Yükünü hafifletmek için bir ses, bir nefes ararsın. Paylaşıldıkça çoğalsın diye değil aslında, yorgunluğun az da olsa dinsin diye. Çünkü tek başınalık bu kadar sevgiyi kaldıramaz, çünkü tek başınalık sevgiler, sevgililer ve sevişmeler için yanlış bir adres. Öyleyse ne yapmalı? Her şeye rağmen alıp bağrına basmalı, gitmesin diye sıkı sıkı sarılmalı, kemiklerini hissedinceye kadar. Evet, yalnızlığın kemikleri var, ne yana dönsen batar. (ruhun şad olsun cahit zarifoğlu!) iyi bakılmayı, iyi beslenmeyi ve iyi saklanmayı hak ediyor. Hoş, son kullanma tarihi geçen her şey gibi o da zamanla raflardan kaldırılmaya mahkum.

    O halde yolun sonu nereye varıyor? Düşünmemeye çalışıp, kahraman olma sevdasına kapıldıkça ne oluyor? Yalnızlık bile çekip gittikten sonra çıldırmamak için ne yapmak gerekiyor? En yakın sağlık kuruluşuna başvurup derdimizi anlatsak, annemizin uygun gördüğü, "münasip"liğiyle nam salmış biriyle evlensek geçer mi her şey? En az üç çocuk yapıp, "kaynımgillere oturmaya" gitsek hakikaten geçer mi? Öyleyse şuraya hemen bir nikah masası koyalım, birkaç yalancı şahit, biraz limonata ve biraz da kuru pasta. Teşekkürler memur bey, evet nikah cüzdanı tabi ki bende kalacak. Yuvayı bir dişi olarak benim yapacağımın en kalender belirtisi bu cüzdan. Onsuz naparım?

    Dört bir yanımız sahte kutsallıklarla çevriliyken hevesim kursağımda kalıyor. Sonra bir bakıyorum, aslında bir hevesim de kalmamış. Daha fazla para, daha fazla insan, daha fazla mutluluk için mi? Ne için, nasıl hevesleneyim? Hunharca heves satın alabileceğim, maximum kartımla taksit yaptırabileceğim bir mağaza yok mu? Bu ne biçim 21.yüzyıl? Her şey varken, neden o yok? Peki. Eğer olur da öyle bir yer açılırsa numaramı bıraksam beni arar mısınız? Çok teşekkür ederim şimdiden.

    Teşekkür etmelere, özür dilemelere, seni seviyorum'lara doyamayan, aslında hiçbir şeye doyamayan milyonlarca insanız. Yaşayıp gidiyoruz, koşturuyoruz, sabahları erkenden kalkıp işe gidiyoruz, hiç tanımadığımız o büyük patronlar, daha da patron olsun diye kendimizden geçiyoruz. Kurumsallaşarak, gülümseyerek büyüyoruz. Alıyoruz, satıyoruz, tüketiyoruz ve daha fazlasını yapabilelim diye yine kalkıp kar kış demeden işe, okula, eve gidiyoruz. Arta kalan zamanımızda kitap okuyup, sinemaya giderek müthiş aktivitelere imza atıyoruz. Yediğimiz yemekten, içtiğimiz kahveye kadar "paylaş"ıyoruz. Beğeniyoruz, ekleşip güzelleşiyoruz. Yalan yok, insan kendini iyi hissetmek istiyor her daim. Fakat bunlarla, nereye kadar? Siz daha iyisini yapana kadar, en iyisi bu mu? Ona da tamam. Küsüp oynamasam, yataktan hiç çıkmasam olmaz mı? Öyle de olmuyor, böyle de olmuyor. Ama biz farkında olmadan sadece bir kere yaşayacağımız hayat koşarak uzaklaşıyor. Heyhat! Arkasından el sallamaktan başka çare yok, pişman bile değiliz. Sitem etmeye hakkımız yok.
    4 ...
  14. 8164.
  15. -hayal ettiğimiz hiçbir şeyi yaşamıyoruz ve sen hala hayal kuruyorsun.
    -hayır hayal kurmuyorum .
    -mallık yapma kuruyorsun bana yalan söyleme bari.
    -oha ne yalanı ya. ben ne zaman yalan söylemişim .
    -saçmalama ben senim farkındaysan.
    -oha unuttum pardon. ama hayal kurmak biraz abartı değil mi sence ? ben sadece bazı planlar yapıyorum diyelim.,
    -o zaman yaptığın planlar maddi olsun, manevi değil. sonra beni yıpratıyorsun, bütün eziyet bende, benden başkasına da anlatmıyorsun.
    -hayır anlatıyorum. dostlarım var benim bir kere. onlara anlatıyorum.
    -oha hala yalan söylüyorsun . sen her şeyi anlatmazsın aradaugrar . kendine gel bazen bana bile anlatmak istemiyorsun ama ben biliyorum. ben senim biliyorsun değil mi ?
    evet. ama insanlara güvenemem ki. annem bile arkamdan iş çeviriyorsa kime güveneyim.sırlarım dertlerim dile gelmediği sürece bana ait . bir başkası duyarsa onlar bana sahip olur. sen olmazsan kime anlatayım kime danışayım. kime sorayım kimden fikir alayım .

    diye bir iç konuşma geçer . *
    0 ...
  16. 8163.
  17. uzunca bir süre ailemden uzakta yaşayıp daha sonrasında yeniden yanlarına geldiğimde ilk etapta oluşan aradaki soğukluk ve farklı bir çekinme duygusu çok kötü be.

    değiştirmek için ne yapabilirim bilmiyorum, zira bu tek taraflı değil, onlar da bana karşı öyle, ben de onlara karşı öyleyim. muhabbet falan dönüyor elbet ama zoraki. onlar zoraki soruyorlar, nasılsın? vs. diye. ben de aynı şekilde karşılık veriyorum.

    neden böyle oluyor,nerede bir anormallik var çözümseyemedim.
    1 ...
  18. 8162.
  19. 8161.
  20. finale çalışmadığına mutlu musun lan. görelim bakalım bütte verebilecek misin. sanmıyorum. uzat bir yıl daha okulu.
    0 ...
  21. 8160.
  22. derdim ne?
    derdim yok.
    mutlu muyum?
    değilim.
    mutsuz muyum?
    değilim.

    hissetmiyorum. kelimelerimin ardında bir mana, dokunuşlarımın ardında bir sevgi, gülüşümün ardında mutluluk, gözyaşlarımın ardında bir üzüntü yok. sadece konuşuyorum, sadece gülüyorum, sadece ağlıyorum, sadece dokunuyorum. mana çıkaranlar hep onlar aslında. insanların derin olma tutkusu. yüzeysel olmak hakaret gibi geliyor pek çoğuna. ben yüzeyselim çünkü derine dalacak kadar tutamıyorum artık nefesimi.
    sadece varım. ağaçlar gibi, kuşlar gibi. güzel, çirkin, iyi, kötü değil. sadece varım. ne yaparsam yapayım sadece kendim kadar işgal edebiliyorum dünyayı. sıradan insanların sıradan zevklerine ortak olamıyorum artık. çikolatanın tadı, kızların bacakları, annemin kucağı bir şey ifade etmiyor bana. aynada gözlerimin ferini göremiyorum. ya ölüyüm ya da onlardan daha çok hayattayım...

    tanım: insanın kendinde gördüklerini kendine itiraf etmesi.
    5 ...
  23. 8159.
  24. ah insanları kendin gibi iyi niyetli görmesen ne güzel olacak.
    2 ...
  25. 8158.
  26. Nedir bu çektiğim senden
    Gönül derdin hiç bitmiyor
    Yediğin darbelere bak
    Bu da mı sana yetmiyor gönül
    Her çiçekten bal alırsın
    Her gördüğünle kalırsın
    Sen kendini ne sanırsın
    Belki bir gün uslanırsın gönül
    Uslan artık deli gönül
    Bak gelip geçiyor ömür
    Uslan artık deli divane gönül
    Dünya sana kalır sanma
    Geleceği dünden sorma
    Her gün gördüğün rüyayı
    Aldanıp ta hayra yorma gönül
    Hepimiz bir misafiriz
    Zaman gelince göçeriz
    Ecel acı can alırken
    Her şeyimizden geçeriz gönül (bkz: gönül)
    1 ...
  27. 8157.
  28. 8156.
  29. Kimse vazgeçilmez değildir. Ben bile.
    1 ...
  30. 8155.
  31. Bir şeyler yapmak istediğini görüyor ama tembellikten de geri durmadığını biliyorum. Her gün erkenden kalkacağım deyip yatıyor saat 11 de dükkan açıyorsun dükkan ruhunu kaybetmiş sen hala umursamıyorsun sende ruhunu kaybetmiş gibisin. Enerjin azmin bitmiş emekli bir öğretmen gibi sadece günü geçirmrk için çengel bulmacayla bi demlik çay içmekte nedir. Serseri ruhun geri dönse artık diyorum işine odaklanmalı daha iyisini nasıl yapabileceğini düşünmelisin. Çünkü şu afrika atasözünü sende iyi biliyorsun
    Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır,
    En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa öleceğini bilir.
    Afrikada her sabah bir aslan uyanır,
    En yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa aç kalacağını bilir.
    Aslan ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur.
    Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin.
    Ve yarın erkenden kalk.
    2 ...
  32. 8154.
  33. Takıntılı mısın kızım sen? Bir silkelen , kendine gel.
    4 ...
  34. 8153.
  35. Senin okuma derdin ne zaman bitecek be gülüm.
    1 ...
  36. 8152.
  37. ilk defa bu kadar büyük yanlış anlaşıldığımı anladım.Aslında sorunumun bu olduğunu biliyordum,bir çok sorunumun yanında...
    En çok sevdiğim insanın da beni bu derecede yanlış anlaması durumun vahmaniyetini gösteriyor.Sabretmek gerek bana,oyle bir sabır varsa tabi...
    2 ...
  38. 8151.
  39. Ne duygusal adamlarsınız aq. Sözlükte kendine yazı yazmak nedir arkadaş ya?
    0 ...
  40. 8150.
  41. Dün istanbula gittin, kaç oldu gittin gezdin unuttun hatta. Çeşit çeşit insan tiplerini yine gördün. istiklal caddesindeki boş bi kenara çökmüş, saçı sakalı ağarmış yaşlı denebilecek insanın o köşelerde kimi gitar kimi farklı çalgı çalarak hayatını sürdürmekte ne kadar zorlandıklarını yine gördün. Sonra gencecik yaşta başka bir kız gördün. O da bi köşe denebilecek yere oturmuş farklı sesler çıkartarak bir aksesuardan para kazanma derdinde. namusuyla para kazanma uğraşında, her türlü tehlikeye açık, başına birşey gelebilir. Fakat savaşıyor hayatla resmen. Yani daha ne hayatlar var bilemediğimiz, göremediğimiz.

    Ne kadar da az şükrediyorsun...
    1 ...
  42. 8149.
  43. 8148.
  44. Niye yeltendin?

    Evet evet, içimde dönüp duran soru bu!
    Bak eğri oturup doğru konuşalım; Sen sabah kalktığında çorba içmişliği olan insansın. Ne bileyim burnunu karıştırır kitap okur film ve müzikten hiç anlamazsın.

    Yazarsın... Kendi yazdığını "mal" gibi on kere okursun içinden bir de beğenirsin. Kimse bilmez satırlarını, sen balat çocuğusun Taksim de yapamazsın.

    Ne diye ayağını denk almazsın!

    Geride bıraktığın herkes neden seni arıyor hiç düşündün mü? Neden eski sevgililerinin ilk durağısın? Çünkü hazır ı nazırsın. Çünkü sevilmeye büyük bir şehvetle açsın. Çünkü sever sülükler kan emmeyi, çünkü bitler hep minik çocukların başında oyalanır dururlar.

    Anlamazsın, salaksın...

    Neden? bunca gerçek varken önünde ve adem henüz düşürmemişken yaprağını havvasının, nazım mektubunu yollamamışken ayşe sine sen hangi cürretle yeltendin?

    Hala çocuksun...
    11 ...
  45. 8147.
  46. Yeni bir sayfa açarak başlıyorum yazıma. Yeni kelimeler, yeni hikayeler, yeni özlemler, yeni aşklar… ilk karşılaşmam ilkokul sıralarında oldu bu cümleyle. Hayatta yeni bir sayfa açarak ilerlemenin önemli olduğunu sürekli söyleyen bir öğretmenim vardı. O zamanlar anlayamasam da hayal kırıklıkları, pişmanlıkları, kaybedişleri olan bir kadındı. O, her uzaklara dalıp “yeni bir sayfa açmalıyız çocuklar” dediğinde ben çivi yazısına benzer yazımla karaladığım defterimin sayfasını çeviriyordum. Sekiz yaşındaysanız ve yetişkin insanları anlamanız gerekiyorsa, onları anlamış gibi yapmak zorundasınız.

    http://mbsadam.blogspot.c...man-ve-bahaneler.html?m=1
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük