Babam yıllardır bir iş kuralım diye kafami sisiriyor. Kuracagim yıllarca o benim aklımı meskul etti başaramayınca ben onun aklını kurcalayacagim. Bunu da not edin.
sonuçta kelimeler bahtsızdır.Kendime yazsam bile anlamlarında kaybolmuş kelimelerim.Konuşsam ne fayda?iyi günler geleceğin kafesinde mi yoksa? yalanlara inanmakta üstüme yoktur çünkü. Sahiden nasıl inandım bunlara? Ben kendime bile inanmazken.
Henüz 11 yaşında uzak yolları aşıp sizin prefabrik evlerin önüne geldiğim süt mısırı örgü saçlı Boşnak kızı, hoşçakal..
Özel numara'dan çağrı atıp, kontör olduğu zamanlarda ayna'dan severek ayrılanlar dinlettiğim ortaokul aşkım, hoşçakal.
Lise sıralarında her hafta değişen, adlarını hatırlamakta zorluk çektiğim az fondotenli, eteklerini dizlerinin üzerinde kıvıran, sivilcelerim yüzünden reddedildiğim okulun mazın kızları, hoşçakalın.
Etkileyici cümleler ve zeka oyunlarıyla kafalarını karıştırdığım kızlar, hoşçakalın.
Onca satır, onca kelime, emek sarfettiğim, her şer'de bir hayır vardır deyip, çekip gittiğim, hoşçakal.
Uzun bacaklı, güzel Balkan kızları, hoşçakalın.
Aynı dili konuşmadığım fakat bakışına kurban olduğum Ilian kızı Shterkova, hoşçakal.
Hepinizi sevdim, hepinize kıymet verdim ama bu çok başka. Boşnak böreğini herkes yapar ama ben anneminkini hepsinden ayırırım, işte öyle..
Annem gibi, Boşnak böreği gibi seviyorum.
Ve kararımı verdim...
Üzgünüm kızlar EVLENiYORUM...
bu kadar fakirken nasıl bu kadar seviyorsun? bu kadar sevilmemeyi, hiçbir ümit yokken sonuna kadar gitmeyi nasıl başarıyorsun? kendini öldürenleri neden içindeki uçsuz bucaksız düzlüklerde yaşatıyorsun?
ben olmasam ne olur?
ne zaman kendimi biraz da olsa önemsediğimi fark etsem
aklıma hemen Yılmaz Odabaşı’nın dizeleri gelir.
“şimdi ölsek; en fazla kahvede çaylar soğur..”
bugün çok terbiyesiz, ahlaksız, çişli boklu, götlü, amlısın hede efendi. ağzına o şeyler hiç yakışıyo mu lan. bi dakka lan amlı sizsiniz ben çüklüyüm, her şeyi de bana suç atmayın.