sen artık bunu yapmıyorum sanıyorsun ama yapıyorum anne. hâlâ buzdolabındaki yoğurt sulandığında, kafama dikip o suyu içiyorum. ne yapayım, çok büyük bir zevk bu. he bir de dolaptaki sütü kutuyla kafama dikip içiyorum hâlâ, hem de su niyetine. artık görmüyorsun çünkü ben bunları sen tuvaletteyken yapıyorum. canım annem, kızma eşek sıpana..
öpüşen çifte bakıp -şu hallerine bak yazık..deyip 10 dk kesintisiz izlerken,- anne bakma dikkat çekiyoruz,ayıp ediyorsun. dediğimde - sen benden utanıyor musun, annenden utanıyorsun demek diye ağlamaya başladın ya o gün benimle konuşmadın çıldırttın beni, zorbela gönlünü aldım huysuz ve tatlı kadın.seni seviyorum.
tüm yaşadıklarımıza rağmen ayakta dimdik durarak hayatla benim için savaşvmaya devam ettiğin için sana minnettarım canım annem. çoğu zaman anlaşamayıp tartışıyoruz seni kırmak istemediğimi bilmeni istiyorum, seni okadar içimde hissediyorum ki bu tartışmalarda tüm üzüntümü döküyorum şiddetle hiç alınmayacağını düşünerek. lütfen üzülme bunları umursama anne. çünkü her ne demişsem bil ki o anlık hatadır. içimde ki cennet sensin benim öfke yok asla bu diyarda. hakkını hiçbir zaman ödeyemeceğim bunu adım gibi biliyorum ama bu seni mutlu edebilmek için herşeyi yapacağım gerçeğini değiştirmeyecektir. unutamadığım o kadar çok fedakarlığın var ki anne benim bu kadar ince ayrıntıları düşünen biri haline getiren senin limitsiz, karşılıksız fedakarlıklarındır hiç şüphesiz. işimi gücümü bırakıp yanına geldim başka bir şehirden tekrar yanındayım artık, burada sıkıntı çeksekte yanındayım bu beni mutlu ediyor sen sıkma canını annem. seni her zaman seveceğim meleğim.
söylesene anne
bu kadar acıyı
kim
süpürdü
bahçemize
kime düşer içimdeki çocuğu büyütmek
sokağa atılan kaç aşk adam oldu
kaç fakiri sevindirmeli
şimdi
göğsümdeki delik kalbi
göstererek...
zaman ilerledikçe * yanımda da olsan seni özleyip senle daha fazla zaman geçirmek istiyorum. hani korkulan şeyler dile getirilmez ya senin yokluğun da öyle. aklıma geldiğini farkedince kendimi başka şeyler düşündüğüme inandırmaya çalışıyorum. iyi ki ama iyi ki varsın iyi ki var bütün anneler iyi ki var oldular.
Sen beni istedin
Beni bilmeden, görmeden sadece istedin
Beni sen korudun kolladın karanlıktan
Düştüğümde kendi acımı hissetmeden
Sen o acıyı benden çok hissettin fark etmeden
ilk adımlarımı attım sen tutarken ellerimden
ilk kelimemdi seni dünyanın en mutlu kadını eden
Ben bilmeden koşarken senin peşinden
Sendin bana her zorluğumda kol kanat geren
Anlattığım şeyleri dinleyen, tek insan sendin ben küçükken
istediklerimi yapmak isterken başaramayacaksın kelimesini asla demeyen
içinde en ufak bir üzüntü ya da şüpheye yer vermeyen
içi güzel yüzü güzel olan bildiğim tek insan
Küçüklüğüme dönsem tekrar
Koşsam peşinde terden su olana kadar
Azarlasan beni kendi iyiliğin için derken
Sonra kıyamasan tekrar sarılsan !..
Şu anda tam karşımda bana kızgın kızgın oturuyosun ve benimle konuşmuyosun. Oldu mu şimdi bu? Olmadı. Derhal yılışık ve bir o kadar yavşak hareketlerime reaksiyon göster anne olmayan çocuklarımı keserim!
Bir yazı değil aslında, aylar önce gördüğüm bir rüya sadece ama etkisinde kalmıştım saat 04:10 civarında uyandım kalkıp rüyamın bana hissettirdiklerini yazdım yazmazsam unutacaktım. bi kaç gün süren sessizliğimin ardından annemin buz gibi ellerimi tutarak "neyin var yavrum" dediğinde gözlerimden bi damla düşmesine sebep olan rüyaydı... Sonrasında yine konuşamadım sonra bilgisayarımdan yazdığım rüyamı açıp sessizce bir köşeye oturdum yine, annem okudu ağlayarak bana baktı donuk,kilitlenmiş ifadem vardı. canım annem bana sımsıkı sarıldı ve ağladı.
Dün Gece Rüyam da yine ölüyordum..
çekip gidiyordum bu sahte yalan dünyadan.. Annem üzülmesin diye düşündüm belki de minik masum bebeği vardı annemin kucağında.. ona ben isim vermek istiyordum.. Ama ulaşamıyordum.. Belki de her şeyde olduğu gibi uzaktım ona da.. ben giderken o geliyordu benim yerime..
Yıllarca süren bi uykudan uyanmıştım sadece dün gibi hissetsem de.. ölecektim biliyordum ama kimse bana söyleyemiyordu.. herşey olağanmış gibi davranıyorlardı.. Ömrümün son basamaklarını çıkıyordum genç ve yorgun adımlarımla.. taşıyabileceğimden fazlası var omuzlarımda, bu kadarı ağır bana yapamam..
Öleceğimi biliyorum anne noolur bana öyle bakma.. bi buz parçası kopuyor bedenimden ve ben kopup gidiyorum senden çok uzaklara.. Kucağında ki minik bebeği ben diye sev.. bana akıtacağın gözyaşını ona sevgi olarak ver ama benim için üzülme yakma o gül yüreğini.. sana yeminler olsun ki öleceğim diye zerre kadar üzülmüyorum ama yapma annem bir damla göz yaşın akarsa o gözyaşında ben boğulurum.. Beni yeni doğdu varsay.. unut sana ilk anne dediğmi, ilk adımlarımı, okula başladığım günü, Sana gülen gamzelerimi, kara gözlerimi, taradığın kıvırcık saçlarımı..
ben yeni bedende geldim kucağına annem sil baştan yine seninleyim.. benden ayrı kaldığın günleri, yapamadıklarını içinde ukde kalanları yap içinden nasıl geliyorsa öyle büyüt sakın bırakma ellerimi.. bırakırsan ben ben olamam ki..
Çığlık çığlığa susuyorum anne, gözyaşlarımı akıtamıyorum ve içimde ummanlar oluyor ve ben boğuluyorum o ummanlarda.. tek kelime çıkmıyor, boğazımda kocaman bir düğüm var.. sana dokunamıyorum anne dibimdesin ama biliyorum ki sana dokunsam içimdekileri hissedip ağlayacaksın.. sen okuma beni annem.. bırak kapağı tozlanmış bi kitap olarak kalayım.. kimseler bulmasın unutulup gideyim..
annem, yemek yiyorum ben, alt tarafı kansızlık çıktı ki bunu zaten biliyorduk.yeni olan bir şey değil.lütfen 3 öğün arayıp yediklerimi saymamı bekleme benden kuşum.evet pekmez var evde biliyorum, evet üzüm kurusu da iyi gelir hem de zihin açar bunu da biliyorum.evet ilaçları doktor yazdıysa bir bildiği vardır kullanmam lazım bunu da biliyorum ama tatları iğrenç ve çok kötü kokuyorlar bunu sen de biliyorsun.şimdi ben sana bir sürü yemek ismi saydığımda mutlu oluyorsun ya sen bir de, benim yanaklarını mıncırıp öpesim geliyor annem, ne olacak böyle ha?seni dünyadaki her şeyden çok seviyorum meleğim.iyi ki annemsin benim.