kapıya yaslandığımda kapının birazdan açılacağına dair beni uyaran kişilerdir. kardeşlerim elbette o kapıya yaslanıyorsam onun takibini de yapıyorum... sen sakin ol. düşenin allah belasını versin düşmeyeceğim!
Deliler. Mutlaka yakınımda olur ve de. Çekiyorsam demek ki. En son üstü başı hayli pejmurde bir kadın , çok eski bir telefonla ingilizce konuşuyordu. " aahaam, yes , i was born " i like that " gibi basit kalıplar ve sürekli aynı basit kelimeler. Kadına gülmemek için kendimi zor tutmuştumm Böyle zararsız deli bulmakta zor.
hani otobüs tıklım tıklım olur ya, bir kişi daha binse camlardan insan taşacak duruma gelir. heh işte o durumda bile kitap okumaya çalışan insanlar. la kitabı indir de bir yerden tutunak aq. inince yine oku.
"alüüüooooooooooooo,
mehmetttttttttttttttttttttttt,
haloooooooooooooooooooooooooooo,
maehmettttttttttttttttttttttttttttttt,
sesiiiiin gelmiyorrrrrrrrrrrrrrr" repliği ile hayatlarımıza girmiş hepimizin tanıdığı o insanlardır.
'Şu teyzeye yer ver bakayım' diyen orta yaşlı kabadayı tipli insan evladı.
'bu gençler iyice saygısız oldu biz hiç böylemiydik' diyerek gözümüzün içine baka baka dedikodumuzu yapan teyzeler topluluğu.
Piercing'in azına etmiş garip görünümlü bir genç.
Kulaklığı ile konser veren tip.
'Arka taraf hep boş ilerlesinize kardeşim' diyen bir şöför.
Ve ve seni unutamam nasıl beceriklisin arkadaşım geleceği durağa kadar uyuyor numarası yapıp ineceği durakta hepimizden önce mutlu mutlu inen liseli.
Ahh ahh o günler..
bacaklarını iki yana açıp göbeeni de üstüne düşüren ayıcıklar. bi de mal mal gözünüzün içine bakarlar, "benim gibi muhteşem bir şeyi farkettin mi " demek istiyorlar sanırsam galiba muhtemelen herhalde.
neyse ki yılda 2 defadan fazla denk gelmem bunlara, o kadar binerim toplu taşımaya.