kulaklıkla müzik dinleme zevkini bazen gözleriyle bazen dürterek içine etmeye çalışan 40-50 yaş üstü kadın kısmısı.
yahu ablacım, teyzelerim ne istiyorsunuz benden!
tam binerken bak ortada yer var oraya ilerleyelim diyerek beni arkadaki iri sakallı amcayla akraba yapan abiler vardır. Otobüsün başından binip sonuna kadar gelip öne doğru eğdiğim kafama dik dik bakan teyze vardır. ki sonunda yer verilir. bir tane kuul gencimiz vardır mutlaka. bir tane kısa etekli olgun ablamız vardır ki eteğine bakınca kendiyle gurur duyar bu abla. masum işçi abiler vardır ayakta gider bunlar hep. bu kadar geldi işte.
belediye otobüsü şöförleridir. akbil taşıma zorunluluğu öncesinde, istisnasız her yakaladığı fırsatta otobüsü en yakın büfenin önüne çeken, hem akbil doldurup hem içecek alan, hatta az yolcu taşıması durumunda sınırları zorlayıp, içecek eşliğinde sohbete girişen ve geri döndüğünde tüm nefret dolu bakışları profesyonellikle görmezden gelebilen gereksiz insanlardır.
Şöförün yanına dikilen ve şöförle konuşulmaz yazısının önünde sohpet eden yolcu.
Son ses müzik dinleyen ergen yolcu.
Oturacak yer bulamayıp ayaktaki en güzel yeri kapan yolcu.
En sıkışık yerde duran abazan fordcular.
elleriyle o herkeslerin dokunduğu demirlere, koltuk başlarına ve tutacaklara dokunmak istemeyen ama şöförün adeta bir colin mcrae, adeta bir michael schumacher edasıyla otobüsü sağ şeritten sol şeride makaslamalarından ve acı fren sesleri içerisinde durmalarından ötürü düşme tehlikesi yaşamamak için çektikleri sıkıntıyı yüzlerinde belli eden tipler.