çok saçma.
Anlamsız. Bir insan diğerini neden bekletir ki? Bekletilmek olmasa bence bu başlık da olmazdı.
Kaç saattir bekliyorum, hala yok. Beklemekle olmuyor işte. Beklemek bok gibi bence. Pis.
Ayrıca bana geceden beri mesaj atmayan badime de buradan selam ederim.
El insaf.
--beklemek--
Seni beklerken hep hayaller kurdum...
Sahillerden yakamoz,
Gökyüzünden yıldızları topladım.
Durdurdum zamanı sensiz geçmesin diye,
Tüm saatleri dondurdum..
Yokluğuna inat varlığına dokundum..
gelişin diye rüzgarları kucakladım,
Ellerinin yerine dalgaları okşadım,
Vurup kendimi masmavi kıyılara,
Her acıda seni hissettim,
Gözümü her yumduğumda gözlerini,
Her şarkıda sözlerini,
Seni beklerken ben yağmurları içtim,
Gözyaşların diye kana kana.
Elele dolaşan sevgilileri seyrettim
ikimizi hayal ederek.
asla yapmadığım eylem, kim olursa olsun vardığımda mekanda değilse beklemem. Hemen sipariş veririm açsam. Toksam hiç oturmam gider dier işlerimi hallederim. Kimse benim için zamandan daha kıymetli değildir.
canımı burnuma getiren eylem. yarın haber almayacak olsam çok şey yapardım da neyse. yapamazdım aslında ama bu kadar bekletmenin bir anlamı yok ki! bizdeki de can. insaf be okulum. rüyalarıma giriyorsun. kabusum oldun. dahası olumlu haber alacağımdan da pek umudum yok.
Beklemek
(nsz) 1. Bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak: Ben de seni bekliyordum zaten. -A. Ümit. 2. (-i) Süre tanımak, acele etmemek: Bu ikramın sebebini anlamak için telaşsız bekledi. -N. Hikmet. 3. (-i) Bir şeyi, bir kimseyi gözetmek, korumak, muhafaza etmek: Eşyayı beklemek. Tutukluları beklemek. 4. Ummak: Nikâhtan bu kadar keramet bekleme! -P. Safa. 5. Karşılaşma ihtimali bulunmak: Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. -R. Mağden. 6. Aramak, istemek: Bu tecrübeli deniz kurdunun muhakkak bir beklediği var. -F. F. Tülbentçi. 7. Oyalanmak. (bkz: tdk)
çalışmaya başlamak için en iyi işi beklemeyin.
sevmek için sevilmeyi beklemeyin.
nazik olmak için bir gülümseme beklemeyin.
bir arkadaşın değerini anlamak için, yalnız kalmayı beklemeyin.
biraz paylaşmak için çok olmasını beklemeyin.
öğütleri hatırlamak için düşmeyi beklemeyin.
duaya inanmak için acıları beklemeyin.
yardım edebilmek için zamanınız olmasını beklemeyin.
özür dilemek için diğerinin acı çekmesini beklemeyin.
ve barışmak için ayrılığı beklemeyin.
çünkü ne kadar zamanımız olduğunu bilmiyoruz.
Koldaki saatin aksesuar olması dışında zamanı göstermek amacını icra ettiği hususunda farkındalığımızı hat safhaya taşıdığımız dönemsel gerilim eğrisidir.
Gözler önünde işte
Gittikçe arınıyorum kendimden
Her giden güzelleşir
Gidiyorum güzelleşmek için
Unutulsun diye çirkinliklerim
Gelecek birisi güzeldir
Gelince güzel değil
Hele gelmişse çirkin
Yaşam, ölüm gelecek diye güzel
Ey güzeller güzeli beklediğim
Kaç saatim, kaç dakikam ya da saniyem
Artık ne gelmek ne de gitmek
Yaşamın en zor yanı beklemek
Hiçbirimiz beklemedik doğmayı,
Doğduğumuzdan beri beklediğimiz
ÖLMEK..
evvet hayatta herkesin beklediği bişeyler vardır mutlak suretle. beklemek biterse hayat amacı da biter. beklemek derken kısa vadede değil sadece, hayat planları, amaçları da bir beklemektir.