bir yanda usta oyuncu erdal beşikçioğlunun bir yanda burgaz adalı survivor eziğinin oynayacağı, bol bol misket havası oynayacak ve oynatacak yeni bir star tv dizisidir.
diğerleri gibi "ahan da beklediğim dizi" falan diyemeyeceğim elbet ki hayatım boyunca hiçbir tv dizisini hacı bekler gibi beklemedim; sebebi boşvermişlik olabilir, bi sürü şey olabilir. neyse. tesadüf etti sadece. dizi takip edemeyen(ki bu iyi bi halt değil) bi insanım ben, takip edecek kadar önemseyemeyen(önemsemeyen demiyorum bak) ya da. haa az bi dikkatimi çekerse bi kenara toplar bir defada yalar yutarım o ayrı. gerçekten odaklanabildiğim bi tek neyşınıl cografik vild var, onunla mutlu bir beraberliğimiz var şimdilik. odaklanma yeteneğimi tamemen kaybettiğim gün o da bırakıp gidecek beni biliyorum.
gece yarısı uyanıp yemek yerken tekrarı yayınlanan çetrefilsiz dizi kapalıçarşı'yla rastlaştığım ve tüm bölümü gözümü kırpmadan izlediğim vakidir ama mesela. bu da garip. sebebi erkan can'mıdır nedir bilmiyorum, sorgulamadım da hiç. "behzat ç" için de aynı şeyleri söyleyebilirim. başladı ve bitti. bu süre içerisinde nefes alıp almadığımı bile hatırlamıyorum. şimdi bu dediklerim dizinin harika olduğu anlamını falan da taşımıyor. ama bi şey vardı dizide, bi şey. o şeyin ne olduğunu sorguluyorum şu anda. 'ne buldum? nasıl bu kadar dikkatle izleyebildim?'in derdine düştüm. aslında ben polisiye falan sevmem. aslında ben bi sürü şey sevmem. sevmediklerim o kadar çok ki sevince ağır manyağa dönüştüm sanıyorum. hey allam. haftaya izler miyim bilmiyorum. sanki izlermişim gibi ama... hele bakalım.
'vay be hakkaten güzel olmuş' dediğim yeni başlamış dizidir. işim gücüm var ama oturdum izledim yılan hikayesinden sonra izlediğim 2. türk yapımı polis dizisidir. en güzelidir de sanırım...
harun kadar estetik kafa atanı da görmediğimiz dizi. ha çok beğendim orası ayrı. hakan için "bırak şu karı kılıklı herifi" dedi harun oraya bayıldım daha da ayrı. behzat ç den hiç bahsetmiyorum. şu lan ları falan da bırakırsa pazar akşamları bağımlılığımız olacağı kesin. babam bile "behzat başladı mı?" diyorsa. doğru olan birşeyler vardır bu dizide. çünkü aynı tavrı en son "nuriyenin güğümleri başladı mı?" diyerek göstermişti e düriye nin güğümleri nin reyting i ortada. e daha ne diyim?
harun tekin yüzünden, * hakan hatipoğlu izleyeceğim için beni bunalıma sokan dizidir. ama ilk bölümden hazal kaya mezara, harun tekin hapse girdiğinden bu işkenceden kurtulmuş bulunmaktayım. kaliteli bir şey olsa da hakan hiç olmamış oraya. *
star tv'nin ilk bölümünü üst üste iki kere yayınladığı dizidir. dizi bitti ve hemen baştan başladı. hakikaten ilginç. bu arada ben mi yanlış duydum bilmiyorum ama ihtihar süsü verilip öldürülen kızımız boğaziçi türk dili bölümünde okuyormuş. buradan yakında melih gökçek'in ankara'ya boğaz getireceğinin mesajı veriliyor olabilir. bu arada fena dizi gibi gelmedi. bekleyip göreceğiz ileriki bölümler nasıl olacak.
harun tekin' in kafa atma sahnesi tam bi felaketti. yeğenim bile daha iyi kafa atardı. bunun dışında yıllardır ankara' da dizi yapılmamıştı. takip ettim, özellikle vesayet değitirme sahnelerinde farklı mekanlar kullanılıyo. gardan çıkıp, alt geçitten geçip çıkışta taksiye binilen sahnede çıktığı yerin benim durağım olan yer olması gerekir ve orada öle taksi falan beklemez sürekli. konuşmaların tonu, üslubu özellikle kaba. ankaralılık vurgusu yapılmaya çalışılmış. babam yılların ankara polisi. narkotikte de çalıştı ama ne ben böyle bişey gördüm ne de babam öyle bi adam.
edit: bi düzeltme yapıyim; istihbaratçıların kapattığı yer yani tünelin en sonudur, behzat ç' nin çıktığı yerse bir önceki çıkıştır. ankaragücü tesislerinin ordan çıkması gerekirdi. arada 500 metre var. ve evet doğru orda taksi beklemez.
star tv de pazar günleri yayınlanacak polisiye dizidir. bir kaç oyuncu dışında iyi bir iş olmuş. aslında seda bakan ve hakan yerine başkaları oynasa daha iyi bir iş olcakmış. işin başında bulunan tarkan karlıdag'ın tecrübesi, birikimi ve yetenegi dizinin bir çok yerinde kendini göstermiş.
kurgusu çok sağlam, mekan ve kadro seçimi başarılı, temposu yerinde, zülf-i yare dokunan oldukça gerçekçi polisiye dizi. erdal beşikçioğlu'nun performansı bu gerçekçiliğe özgün bir tat katmış.
başta survivor hakan'ın yer almasının en büyük dezavantajı olduğunu düşünmüştüm ama pek fazla sahnesinin olmaması bu endişemi giderdi. hiç olmasa daha iyiydi yine de.
dizinin ankara'da geçmesi apayrı bir güzellik. dış mekan çekimlerinin oldukça başaılı olması ankara'yı bu kadar güzel bir şekilde izlememize imkan vermiş.
hazal kaya'yı da ankara adliyesinin önünde gördüm ya artık o heyula labirente girmek başka türlü bir keyif olacak. ama keşke ilk bölümde ölmeseydi.