efendim rivayete göre Bir gün Beethoven, bir arkadaşı ile birlikte Viyana sokaklarında dolaşmaya çıkmıştır. Tam o esnada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. Apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve Beethoven’ı büyüleyen ses oradan gelmektedir. Arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler.
Birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. Kapıyı açan kadın, Beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. Beethoven, piyano sesine geldiğini, çalan kişiyi çok merak ettiğini ve muhakkak görmek istediğini söyler. Kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek Beethoven ve arkadaşını içeri alır. Beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. Annesi kıza, Beethoven’ın geldiğini söyler ve küçük kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız görme engellidir. Bunu gören Beethoven ise, “Lütfen benden bir şey isteyin.” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. Kızın cevabı şu olur; “Ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?” Bu durumdan etkilenen Beethoven, bunun üzerine piyanonun başına geçer ve Ayışığı Sonatı’nı(Moonlight Sonata), doğaçlama olarak besteler.
Hikaye gerçek midir bilmem ancak gerçekten hüzün içeren ve ay ışığını hatırlatan bir eser olmuş. en azından benim için.
yukaridaki rivayetlere bir rivayet bende ekleyeyim. lisede matematik öğretmenim anlatmıştı.
beethoven viyana'da orkestranın şefiymiş ama işitme rahatsızlığı günden güne artıyormuş. orkestradan atılmak korkusuyla bunu saklayan beethoven'ın bir gün kulakları hiç duymaz olmuş. böylelikle herkes anlamış. üzüntülü bir şekilde eve gelen beethoven geçmiş piyanonun başına ve başlamış malum parçayı çalmaya. o an dışarıdan geçen bir hanımefendi müziği duymuş ve büyülenmiş. nasıl girmiş bilmiyorum eve girip ve beethoven'ın arkasında durup müziği öven sözler söylemiş ama beethoven'ın kulakları duymamış tabi ki. hal böyle olunca hanımefendi de terketmiş orayı.
tabi durur mu öğretmenimiz yapıştırdı espriyi; bu müziği bir bizim okuldakiler dinlemedi bir de beethoven.
Ayışığı sonatı ile ilgili bir diğer rivayete göre; Sonat o zaman 16 yaşındaki ve bazı uzmanlara göre bestecinin “ölümsüz sevgili”si olan güzel Kontes Giulietta Giucciardi’ye adanmıştır. o günlerde kontese tutkulu bir aşkla bağlanan Beethoven arkadaşı Wegeler’e yazdığı mektupta “Şimdi tekrar biraz daha mutlu yaşıyorum ve insanlar arasına karışıyorum. Bu değişikliği, beni seven ve benim de sevdiğim sevimli, büyüleyici genç bir kız yarattı. iki yıldan beri tekrar biraz mutluluk duyuyorum.” diyordu.
Bir gün Beethoven, bir arkadaşı ile birlikte Viyana sokaklarında dolaşmaya çıkmıştır. Tam o esnada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. Apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve Beethoven’ı büyüleyen ses oradan gelmektedir. Arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler.
Birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. Kapıyı açan kadın, Beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. Beethoven, piyano sesine geldiğini, çalan kişiyi çok merak ettiğini ve muhakkak görmek istediğini söyler. Kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek Beethoven ve arkadaşını içeri alır. Beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. Annesi kıza, Beethoven’ın geldiğini söyler ve küçük kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız görme engellidir. Bunu gören Beethoven ise, “Lütfen benden bir şey isteyin.” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. Kızın cevabı şu olur; “Ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?”
Bu durumdan etkilenen Beethoven, bunun üzerine piyanonun başına geçer ve Ayışığı Sonatı’nı(Moonlight Sonata), doğaçlama olarak besteler.
Dinlerken korkunç bir huzur duyduğum, bana vahşeti çağrıştıran, tüylerimi diken diken eden beethoven eseri. Dinleyerek uykuya dalınca korkunç rüyalar görüyorum, her notası kan kokuyor sanki..