gündeme gelmesiyle silahlı kuvvetlerde orduevleri, gazinolar ve diğer muvazzaf hizmetindeki asker sayısını tartışmaya açan konudur. bu sayının 65 ila 80 bin arasında olduğu köşe yazılarında yer almıştır ki çok ciddi bir rakamdır.
hamaset edebiyatı ve bitmeyen terörle mücadele söylemlerinin dışında belki de bedelli askerlik konusu gündeme geldiğinde ilk önce tartışılması gereken yıllardır profesyonel orduya geçişten bahsedilmesine arğmen bu yönde atılan adımların azlığı olmalıdır. ne dersiniz?
sanki sosyetenin cenaze mekanı nişantaşı teşvikiye camii'nden çok sayıda şehit cenazesi kalkmış gibi zenginin parası fakirin kanı edebiyatı yapanlara da sevgiler.
ilerde oğlum olursa ve hala bedelli diye birşey olursa dört gözle bekleyeceğim hadise. bu millet için canını vermek başka, savaşa girip kanının son damlasına kadar savaşmak başka ama şimdi işler değişmiş durumda.. sen kaç ana gördün villasında ağıt yakan, kaç baba gördün holdinginde acı haberi alan, sen kaç savaş gördün bu askerlerin şehit düştüğü. savaş yok ortada bikaç piçin uğruna ölmek var.. seni anan bunca yıl kör bi kurşuna ya da alçakça konulmuş bi mayına feda etmek için mi büyüttü.. şehitlik en kutsal mertebe tamam ama ne için şehit olduğunda önemli.. nasıl ki silahını temizlerken yanlışlıkla kendisini vuran askere gözyaşı akıtmıyor sadece üzülüyorsan bu durumda aynen böyle. hiç düzelmeyen ve dış ülkelerin tehditleri oldukça düzelmeyecek olan bu kargaşa devam ederken kimseyi yok yere harcamasınlar. ha bedelli olmasın ama askerlik kısalsın bari ama bişeyler düzelsin artık öyle paşa paşa git öl demekle olmuyor,ölmeye çok meraklı olanlar önden buyursun..
Zaten bu zengin züppeleri bedelsiz de gitseler, askerlik falan yapmazlar.En iyisi paralarını alarak şehit ailelere verilmesi.Gayet adaletlidir kanımca.
olayı fakirlik zenginlik eksenine çekenler çok komikler. zira bedelli askerliğin sınırları vardır. işi, okulu dolayısı ile tecil eden adamlar içindir. adam işini gücünü kurmuş altında eleman çalıştırıyor, 6 ay askere çağırıp onu hizmetçi etmenin kime ne faydası var. dünyada zorunlu askelrik olan ender ülkelerden bu ülke. bill gates erkekse gelsinde türkiye'de microsoft'u kursun erkekse. bak bakalım askerlik izin veriyor mu? ülkedeki girişimcilerin en büyük engelleyicisi askerliktir.
gerçek türk erkeği olmanın şartlarını sayalım hep beraber;
- cahil cühela komutanın köpeği ol
- izmarit topla
- bok temizle
- ezil,aşağılan,köpek yerine koyul
- sivilde adam sayıp selam vermeyeceğin adama saygı duymak zorunda ol
- kimi yerde komutanın karısının da hizmetçisi ol
- gerekli gereksiz butun angaraları sen yap
- sosyal tesislerdeki 65 bin askerden biri ol ki komutanların gelip rahat rahat yiyip içerken, komutanın eşi çocugu orda yayılırken sen belki reelde ordan çok dha buyuk bir yerin işletmecisiyken orada garsonluk yap (vatan borcu ama ya!) (ha o komutanlar da hep savaşıyor da morale de ihtiyacı var gibi zevzekleşir burdaki bazıları, yakınan tanıdıgım bildigim için soyluyorum, hemen hemen hiçbirinin sikinde degil o senin gazla vatani gorevini yaptıgın vatan)
evet goruldugu gibi bu şartları yerine getirecek has erkekler, asla bedelliye ihtiyaç duymaz. has erkek dedigin kopektir, hizmetçidir, onursuzdur, işi olmayan işleri yapmalıdır her işi yapabilmelidir. ne has erkekler var buralarda heeyy hey...
kimileri hamasi söylemlerle çanakkaleden bahsetmiş, delikanlılıkla bağdaştırmış, zenginlere yapılan kıyak diyerek karşı çıkmış.
kimileri de sonuna kadar destek vermiş, kendilerine göre haklı gerekçeler sunmuş, olmalı demiş.
askerliğini yapmış biri olarak bencilce düşündüğümde, çıkarsa ekime çıkmazsa sikime derim. ben yapmışım zaten bu saatten sonra ben mi düşüneyim diye de eklerim. ama bilinçli bir vatandaş olarak, toplumun genelini ilgilendiren bir konuda fikir beyan etmeyide kendime bir borç bilirim.
askerlik her türk vatandaşının 15 ay boyunca yapmakta zorunlu olduğu bir görev. ama tsk diyor ki , eğer üniversite mezunuysan 6 ay veya 12 ay asteğmen olarak yap. ( asteğmen oranıda genelde %5 civarıdır) her nedense bu farklı sürelerde ki askerliğe kimse karşı çıkmaz. adaletli bir durum olarak görür.
kısa dönem yapmış biri olarak söyleyebilirim ki (istisnai durumlar hariç) uzun dönem askerlik yapanların yanıda kısa dönemler sadece askercilik oynar.
( bu kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür) şimdi istanbulda yaşayan cenk ve karsta yaşayan idrisin hikayesine bakalım. cenk orta halli bir ailenin çocuğudur. lise sonda dershaneyede gider ve üniversiteyi kazanarak okumaya başlar. askerlik çağı geldiğinde öğrenci olduğu için tecil edilir ve okulu bitene kadar askere gitmez.
idris ise karsın köyünde yaşayan fakir bir ailenin çocuğudur. orta okulu bitirdikten sonra çalışmak zorunda olduğu için bir işe girer ve askerlik çağı geldiğinde askere gider. askerlik süresi 15 aydır.
cenk üniversiteyi bitirdiğinde, askerliği aradan çıkarayım bari mantığıyla askere gider. askerlik süresi 6 aydır.
idris askerde komando olur ve bir çatışma esnasında şehit düşer. ailesi ve bütün yakınları yıkılır ama vatan sağolsun derler.
cenkin askerde görevi yazıcılıktır, zorkuklarıda olsa rahat bir askerlik yaparak evine döner. ailesi ve yakınları cenkin gelişine hep beraber sevinir.
yukarıdaki paragrafa göre idris neden öldü diye bir soru sorulsa, yüzeysel bir bakışla fakir olduğu için denilebilir.
uzun lafın kısası kısa dönem askerlik olan bir yerde, bedelli askerliğe ayrımcılık demek abesle iştigaldir. bedelli askerliği fakirlere ölüm, zenginlere yaşam gibi görmek komiktir. zaten teşvikiye camisinde şehit cenazesi kalkmayan bir ülkede yaşıyoruz. bedelli askerlik olmadan da kimlerin öldüğü aşikar.
maalesef hayatın gerçeği budur, bazıları şanssız doğar.
gerçek bir türk erkeğinin hiç bir zaman ihtiyaç duymayacağı tasarı. eskiden askerliğini yapmayan erkeğe kız verilmezmiş, bu durumda nasıl olacak bu işler bilemiyorum.
sırf ülkesi üzerinde, emperyalist güçler satranç oynadıkları için, kanıyla imtihan edilen, yarım kalmış hayatların, mecbur tutuldukları hazin süreci, paraları ve sosyal farkları sayesinde bir çırpıda aşan, fakat kendi vicdanlarını kolay kolay aşamıyacak olan, kendince, mazaretim var durumunu yaşayan, kaygısız azınlık.
Tekrar gündeme gelmesi "acaba bir bakanın, kodomanın oğlu askere mi gidecek" sözünü akıllara getiren paralı askerlik.
Bu ülkede fakirler mi ölmek zorunda, hep onların mı canı yanmalı, bir hayatın bedeli mi olmalı. Zira bedelli askerlikte ödenen o para demek ki kendi hayatını tehlikeye atmayarak başkasının hayatını satın almayı ifade ediyor.
bakış açısına göre herkesin farklı bir yorum getirdiği olay,
adaletten bahseden arkadaşlara sormak istediğim,
- askerlik 6 ay 12 ve 15 ay, herkes aynı süre askerlik yapmıyor değil mi?
- doğuda dağda askerlik yapan ile batı da sahil güvenlik, turistlik bölgelerde jandarma olarak askerlik yapanlar da bir değil, değil mi?
- şirket kurmuş, bu kriz ortamında ayakta durmaya çalışan ve şirketinde en az 3-4 kişiye, aileleri ile birlikte 15-20 kişiye ekmek veren birisi ile işssiz güçsüz avare dolaşıp serserilik yapan birisi de bir değil, değil mi?
öyleyse neden bedelli askerlik insanlara bu kadar batıyor? sanki herşey adil bu memlekette bir tek bedelli askerlik kara bir leke!
kimileri yapar cansiparane bayrağa sarılı gönderirler adı olur can bedelli,
kimileri kaybeder kolunu kanadını lütuftur ki metrobüse para vermez adı olur kan bedelli,
kimilerinin yatı katı çoktur satar yapar 28 gün yata yata avro bedelli,
kimileri de ne gerek var der alır oğluna çürüğü kumquat merak eder hangi bedel?
