ülkenin, hele şu son otuz yılında yaşananlar ve yaşanmakta olan hadiseler dikkate alındığında gerçekten karar verilmesi müşkül bir problem.
bir yandan, yasalarca her türkiye nüfusuna kayıtlı erkek vatandaş için mecburi kayıt olacak, beri yanda zaman zaman muhtelif vesilerle bedelli askerlik uygulaması gündeme gelecek. gerçekten paradoks durum.
öncelikle tasarrufun ismi, sıfatı değiştirilmelidir. orta yerde bu tasarruftan hem yararlanamayanı mağdur eden durum vardır hem de faydalananı kamuoyu önünde rencide eden durum vardır. düşünün, parayı bastırdı ve yırttı sözüne muhatap olan gencin durumunu, yada parası olmadığı için mecburiyete mahkumiyeti.
anayasa maddelerinde yazar, kimse istemediği bir işte çalıştırılamaz.
cevap, askerlik iş değildir denecek ise, vatan borcu denecek ise, herkese illede kışlada olmamak kaydıyla vatan borcunu ödeme koşullarını yaratmalıdır devlet. aksi halde bedelli sakil kaçmaktadır.
içinde bulunduğumuz terörle mücadele döneminde, halkın çoğunluğu tarafından olumlu bakılmayacak olan uygulamadır. sosyal adalete uymadığı gerçeğide cabası. bir yanda evine tabutla dönenler, bir yanda da parayı bastırıp 30 gün ile yırtanlar. bedelli askerlik, devlete para kazandırma amacı ile başlatılmak istenen bir uygulamadan başka bir şey değil. en büyük destekçileride askerlik yapmaktan kaçınan, zengin veya ekonomik durumu nispeten fena olmayan kişiler. birileri askerlikten yırtacak, devlette bunu kullanarak para kazanacak. işin özü budur.
bedelli askerlik değil askerliğin komple kaldırılması haksızlıkları önler ancak tabiki şimdiki hantal ordunun yerine yenisi konmadan askerlik toptan kaldırılamaz. yani önce profesyonel askerlikle adam gibi takribi 300 bin kişilik bi ordu kurulup ardından askerlik tamamiyle kaldırılmalıdır. böylece zengin fakir arasındaki fark ortadan kalkacağı gibi ülkemizinde avrupa standartlarında hareket kabiliyeti yüksek etkili ve en önemlisi profesyonel bir ordusu olur.
şunu da peşinen söyleyeyim: zengin ve fakir arasındaki fark şimdi de mevcuttur. yani parası olan yurtdışında okuyup zaten askerlikten yırtmaktadır. en başta bu saçmalığında önüne geçilmelidir.
Bedelli askerlik bugüne kadar hep "gündemimizde yok" denerek erteleniyor ve milletin gündeminden uzak tutuluyordu. Fakat gelin görün ki tam da terörün hortladığı milletin askere gitmekten çekindiği, anaların yüreğinin yandığı bir dönemde bedelli askerlik aniden önümüze kondu.
profesyonel askerlik olursa , çıkması kesinlikle gereklidir.
artık ülkeler insan gücüyle değil teknolojiyle ayakta kalır. Tabi askerin olacak ancak sen sadece counter oynamış adamı sınırı korusun diye dikersen sonra şehit haberlerini görürsün. o adam ne bilecek ki yıllardır dağda olan hayvanlara karşı durabilsin.
bedelin, olanın parası, olmayanın, canı olduğu. şehitlik, vatan, millet zartzurt edebiyatından yeri geldiğinde beslenmesini çok iyi bilen devlet ve kurumlarının aslında bu değerlerin içini sahte bir şekilde doldurduklarını ortaya çıkaran arsızlıktır.
çok ama çok yanlış zamanda gündeme düşürülmüştür. daha önce düzce depremini bahane edip yaptıkları gibi şimdi de van depremini siper aldılar kendilerine ancak unutmamaları gerek ki o depremden henüz 4 gün önce 24 asker öldürüldü. ölü insanlar üzerinden yapılan siyasetten ve ölü insanları amaçlarına siper yapan zihniyetlerden nefret ediyorum!
olan herzamanki gibi yine fakire olacaktır. benim bildiğim sosyal devlet fakirin yanında olur, fakiri kollar. ama bizde zenginler kıyı şeritlerinde torpillerle tatil gibi askerlik yaparken fakir gençler doğuda şehit oluyor, buna birde şimdi parası olan zengin veledleri askerlik yapmasın (kimse 15-20 günü askerlik diye anlatmasın bana) diye bir kanun çıkarılırsa toplumdaki ayrımcılık iyice belirginleşecek. bunun vergi için devlete kaynak yaratmak için borçar için falan olduğunu hiç sanmıyorum. zengin çocuklarını oraya gönderemedikleri için, kendi oğulları askerlik yapmayan devlet büyüklerinin artık bu olaylar vasıtasıyla kendi çocukları üzerinden hedef olmak istememesinin bir sonucudur. bir nevi orda ölen gençlerden utanıp artık işi torpille değilde kanun bana bu hakkı tanıdı parasını verdim gitmedim, yasalara saygılı bir vatandaşım demektir.
geç bile kalınmış olan hadise.
sanki zengin veletleri gidiyor doğuda , terör bölgesinde yapıyor askerliğini. babayı! gidiyor bodrumda , izmir de , çanakkale de yapıyor.
askerde şehid düşenle bunun alakasını bilen varsa söylesin. hangi zengin bebesi şu son 10 yılda şehid olmuş gösterinde bilelim. zengin bebeleri şehid olmaz , zor yerde yapmaz. dolayısı ile gelmeselerde olur. sıkıntı yok. en azından biraz paralarına kıymış olurlar. yada askerliğin nerede yapılacağını belirleyen adama rüşvet olarak gitmez en azından paralar.
kılıçdaroğlu yine muhalefete başlamıştır. onun dediği gibi olmaz be o iş. "herkes bedelli yapsın , parası az olanda az ödesin" dersen askerde adam kalmaz. daha da güzelini söyliyeyim , zengin bebeleri hem bedelli yapar hemde gelirini az gösterip az öder. alsana x2 kombo. hem kaçtı hem parasını ödemedi. nasıl?
eğer toplanacak parayla şehit ailelerine ve gazilere toplu konut yardımı yapılacaksa, az olan aylıkları bin lira veya daha üzeri yapılacaksa, şehit çocuklarının eğitim giderleri karşılanacaksa kesinlikle çıkmalıdır. "ben yaptım siz de yapın lan ibişler" benzeri bir söylemin kimseye faydası yoktur. haksızlık vs. konularına değinecekseniz, eşit gelir dağılımına ve bundan kaynaklanan eşit eğitim şartlarının oluşmamasına yoğunlanın önce derim.
askere gidip komutan postalı temizlemeyi kahramanlık sayanların karşı çıktığı hedehödö. işini gücünü yapan, vergisini veren adam mı daha faydalı bu memlekete? yoksa komutan postalı temizleyen, orduevlerinde garsonluk, berberlik yapan mı? ha unuttum siz hepiniz ramboydunuz değil mi? cem yılmaz' ın dediği gibi: lan herkes o silahları kullanıyorsa, bulaşıkları kim yıkıyor askerde?
tam profesyonel orduya geçişi erteleyen yavşak ötesi saçmalıktır. askere gitmeyi mazoşist olmayan kimse istemez. bu durumda asker olmak istemeyen yüz binlerce kişi profesyonel orduya geçilmesini yüksek sesle dile getirecek göte sahip olsa devlet buna uygun bir çözüm getirmek zorunda kalır, ama o göt hiç birimizde yok işte. o yüzden bize bunu tartışma hakkını bile vermeyen devletin kölesiyiz ve tüm bu rahatlığımızı, refah seviyemizi borçlu olduğumuz devlet baba bize yat derse yatacak, kalk derse kalcak, sürün derse sürünecek, öl derse paşa paşa öleceğiz.