özellikle dördüncü nesil yazarların çoğunun kolaylıkla yaptığı eylem. ama hiç hatırlamazlar onları çömezlikten beşinci neslin kurtardığını. zaten büyük bir ihtimal kuyruk acısı vakası.
ya o değil de bu başlık sanki ekşi sözlükten alıntı gibi dostum. hiç yakışmıyor sizin gibi eski topraklara.
- burası biraz hazımsızlık kokuyor.
son neslin yazdıkları entryleri kolayca tanıma yöntemi.
alamet i farika derler böyle durumlara. bir şeyi diğerinden kolayca ayırabilmeye. ama iş gerçekten böyle mi?
hem niye 200 değil mi? mesela niye 100 metre değil veya 50. hiç indandırıcı gelmedi bana. 202 deseydin belki. adam ölçmüş biçmiş artık karar verme konumunda biri diyebilirdim. ama böyle değil ki durum. durum ne peki? **
- "canım sıkıldı yazamıyorum dur öyleyse beşinci nesle bi giydireyim". mantık bu maalesef. hep söyledik, hep yazdık; beşinci nesil süper bir nesil değil. hatta sözlüğe süpersonic gibi girip tozu dumana katan, tabiri caizdir ortalığın amına koyan yazarları da var bu beşinci neslin. ama bunların hangisi kalıcı olabiliyor? hiç biri. formata uygun olmayan tekmeyi yiyor. formata uydurup saçmalayanlar da bi süre sonra silinip gidiyor. örneklerini gördük çok. yani biraz sabır.
asıl anlamadığım nokta şu: bu tartışma her yeni nesil alımlarında yaşanan bir problem değil mi? niye habire arşimed gibi buldum buldum diye çıkıyor birileri ortalığa?
metrelerce uzaklıktan tanıyanlar olmuştur ama yine de yazayım istedim. bu bir beşinci nesil yazar entry'sidir. oradan nasıl görünüyorum?
- el sallıyorsun.
+ yok yanlış görmüşün sallıyorum ama o el değil.
eski nesiller keskin nişancı mı? bizi alırken böyle bir şey de istemediler, ben şahsen 6. nesli 100 metreden tanımak için uğraşırım ama garanti veremiyorum. ****
"besinci nesle ayar verdim gelsin artı yollar haydi eller hobareyyyy arka masalar hadi be baba bura kıçımızı patlatıyoruz ilgi çekmek için nesildaşınızı hiç korumuyorsunuz ha" diyen yazarın alakayı üzerine çekmek için açtığı 200 metreden tanınan başlık.