antremanlarında birbirine yumruk yumruğa girmenin alışkanlık haline geldiği kulüplerin aksine, takım arkadaşına yumruk atabilen birini takımda tutmamaktır.
bu başlık çok koydu bana açıkça, insanları (rakip taraftarları) kırmadım, entarilerime bakanlar bilir.
amma, aştınız, yaşı tutmayan bazı ergenler höykürüyor. bu ülkenin en önemli bağımsızlıkçı
sivil toplum örgütüdür, çarşı.
bir kere daha anladım ki, hep hedefte, iftirada, suçlanmada olup ta en vatanseveriz, herkese karşıyız bir-tek mustafa kemal'e değil diyerek en büyük biziz.
fenerbahçe nin köpeği olmadığını,kimin köpek olduğunu 17 mayıs gecesi cümle aleme gösteren duruştur.Rakibini mağlup edince köpekli balon uçurtmayan, rakibinin teknik direktörüne kapıcının oğlu göndermesi yapmayan, sahayı kazmayan, duruştur.Kimsenin azına alamıyacağı Sahada şerefiyle oynayıp hakkıyla kazananların duruşudur o.
alınacaklar olacaktır, sinirlenenler olacaktır ama şunu söylemeliyim ki, dünden itibaren yoktur öyle bir duruş.
maçı satmaları ihtimalinden falan bahsetmiyorum. inanıyorum ki yoktur öyle bir olay ama kendi mağlubiyetlerine, ligi dördüncü bitirdiklerine sevindikleri için söylüyorum. çünkü fenerbahçe nefreti beşiktaş sevgisinden öteye geçmiş.
kumla oynayan köpekleri, kendi takımlarında oynasa bile, şampiyonluğu getirecek, şampiyonlar ligi şampiyonu yapacak hareketi yapmış olsalar bile asla savunmayacak bir duruştur.
savunabilenler utansın, takımından değil, kendinden utansın.
şerefinizle oynayın hakkınızla kazanın diyebilen taraftardır ayrıca, başarıya giden her yol mübahtır diyebilen müptezellerin duruşundan farkını müptezeller göremez.