hayatimdaki tek gercek askim. Cok kiza asik oldum, cok insan sevdim ama hic biri besiktas kadar üzüntü yasatmadi, hic biri besiktas kadar sevinc, mutluluk yasatmadi ve hic biri besiktas gibi baki kalmadi.
"takimin başinda bu yönetim oldugu sürece besiktas maci izlemeyecegim!" diyorsun, ama yine de dayanamiyor izliyorsun. sevgiliden bu kadar kolay ayrilamiyor insan.
Daha once, hic bugünkü kadar caresiz gormedigim takimim. Ibnelerin, pezevenklerin elinde, daha nerelere gidicek diye dü$ünmeden edemiyoruz. (bkz: bir turlu durduramiyoruz efenim)
Bugünkü wolfsburg malubiyetinden sonra yıldırım demirören ve saz arkadaşlarına bir sonraki seçimde kurul üyeleri hiç bir merhamet göstermeyecektir. "sözde" borcunu da al git denecektir.
büyük, bilmeyene anlatılmayacak aşk. yazan yazarın mezar taşına yazılmasını vasiyet ettiği yüce sevda, istatistiklerin hiçbir öneminin olmadığı tek istenilenin o formanın hakkının verilmesi ve bu aşka saygı duyulması olduğu bir takımdan çok fazlası...
şampiyonlar liginden en iyi ihtimalle 4 puanla sonuncu olup elendikten sonra, camia olarak**, hatalarını görüp, nerede yanlış yaptıklarını samimiyetle kendilerine itiraf etmek ve önümüzdeki yıllarda -avrupa da- daha başarılı olabilmek adına çalışmak yerine, ''eheuheue fener avrupa da sıfır çekti lan'', ''fener zenci sever olm'' geyikleri yapıp, facebook'ta ''fener'e opera'' tadında muhteşem zeka ürünü videolar paylaşarak yuvarlanıp gitmeye devam edecek insanlar topluluğu.*
beşiktaş'ta sorun yıldırım demirören ya da başka birisi sorunu değil aslında. seba döneminde de çoğu zaman sportif başarı olarak fenerbahçe ve gs'nin gerisindeydi beşiktaş ama daha bir saygı duyulan, oturaklı bir camiaydı. seba'dan sonra bir alternatif olamadı ve şu anda da o karizmada birisi gözükmüyor ortalıklarda. son yıllarda ben beşiktaş'ın büyüklük payesinden çok şey kaybettiğini, türkiye'deki rekabetin iki başlı olmasına -gs'ye çoğu zaman payende olarak- katkıda bulunduğunu düşünüyorum.
enteresan bir takım; eskişehir-ankaragücü-trabzonspor-fenerbahçe ve sivas'ın üst üste bulunduğu en zorlu fikstüründe kayıpsız devam etmekte ve oynadığı futbol şu dünyadaki kimseyi memnun etmemekte. şimdi, 2 hafta sonra çıkıp fenerbahçeyi yenerse kaç kişi hala beşiktaş'ın şampiyonluk şansı yoktur diyebilir ki? (ben dahil)
bu kadar kötü, bu kadar negatif futbolu, bu kadar kötü futbolcularla oynuyorken bile böyle bir fikstürü en iyi şekilde değerlendiriyorsa, iyi oynamaya başladığında şampiyonluk yarışına son haftaya kadar devam etmeyeceğini kim söyleyebilir? enteresan takım, dediğim gibi.
2009-2010 sezonu kadrosunda bulundurduğu matteo ferrari, fabian ernst ve ismail köybaşı isimli kartallarla gurur duyduğum takımım.
daha 1 senesi dolmamıştır bu oyuncuların ama çoktan kalbimizde yer etmişlerdir.
Tarihinin en büyük hatasını Lucescu'yu kovarak yapmış takım. Diğer en büyük hatası da Yıldırım Demirören'i başkan olarak seçmesidir. Bu 2 hatanın daha yıllarca acısını çekecektir gibime geliyor.
2009-2010 ziraat türkiye kupası'nda manisaspor,kasımpaşa,konya şekerspor ve ist. b.b. spor ile eşleşen takım.
maç programı da şöyle:
1.hafta: 23 aralık 2009 çarşamba manisa-beşiktaş
2.hafta: bay
3.hafta: 13 ocak 2010 çarşamba beşiktaş-kasımpaşa
4.hafta: 17 ocak 2010 pazar ist. b.b.spor-beşiktaş
5.hafta: 27 ocak 2010 çarşamba beşiktaş-konya şekerspor
ne ilginçtir ki şu anki başkanından memnun olan tek kesim galatasaray camiasıdır. çünkü herkes biliyor ki beşiktaş, ikinci yarıda oyananacak beşiktaş-galatasaray maçında, bu başkan sayesinde, bir kolaylık yapacaktır abisine. klübün geldiği nokta fecaat arz etmektedir. hani bir köyde hırsızlık olur olur, sonra herkes "bunu yapsa yapsa şu yapmıştır." der ya. beşiktaş da şu an bu durumdadır. "bu ligde hatır şikesi olursa beşiktaş-galatasaray maçında olur" düşüncesi artık çok normal geliyor insanlara. bazı pis şeylerin kanıksanması gerçekleşmesinden daha çok mide bulandırıyor. bunları kafamızdan uydurmuyoruz, ligdeki son 30 bjk-gs maçını inceleyin, maçların 27 si fenerbahçe'nin en istemediği sonuçla bitmiştir. bu tesadüf olabilir mi? tabi bu maçların bir kısmı bu başkandan önceki dönemler.
şuan türkiye'nin en iyi defans yapan takımıdır. 13 maçın 9 tanesinde tek gol dahi yememiştir ve 13 maçta yediği 6 golle iyi bir grafik çizmiştir defans bakımından. tek eksiği hücumudur, eğer ki manchester united sansasyonel bir galibiyet almazsa ve beşiktaş 7 maçlık galibiyet serisini sürdürürse, ligin ikinci devresinde delgadonun da katılımıyla beşiktaş şampiyonluğun en iyi adayı olabilir.
defans bakımından rakiplerinden çok üstündür. ferrari-sivok ve ernst-fink ikilileri son yıllarda türk futbolundan çıkmış en iyi defans hattıdır zannımca. (önceki ise zago-ronaldo, tayfut-giunti idi.) holosko, delgado, tello ve bobo'nun da form tutarak bu futbolculara destek vermesi beşiktaşı en byük şampiyon adayı yapacaktır.
yine de, haftaya alınacak bir manchester united sonrası sivasspor mağlubiyeti her şeyi berbat edebilir.