tomas zapatocny, tomas sivok ve uğur inceman transferleriyle hem savunmasını sağlamlaştırmış hem de savunmadaki sıkıntılarını giderip göze hoş gelen bir futbol oynamaya başlamış ekip.
2005-2006 Sezonu: Final (Beşiktaş)
03.05.2006 Beşiktaş-Fenerbahçe: 3-2 (Uzatmada)
2006-2007 Sezonu: Yarı Final (Beşiktaş)
11.04.2007 Beşiktaş-Fenerbahçe: 1-0
26.04.2007 Fenerbahçe-Beşiktaş: 1-1 (Uzatmada)
görüldüğü gibi 13 maçta fenerbahçe, beşiktaş'ı tam 0 (sıfır) kez yenebilmiş. bazı fenerbahçeli arkadaşların beşiktaş alerjisinin nedeni şimdi daha iyi anlaşıldı, değil mi dostlar ?
taraftarlarının hepsi vecihi olan halkın takımı. biz vecihiler o kadar korkutmuşuz ki bazı antu.com forum kullanıcılarını, sözlükteki başlığımızın altına forumlarından gördükleri şeyleri yazıp, bari netten gider yapalım demektedirler.
edit: hemen bir üstte, yanlış hatırlamıyorsam "fuathusnukayacan" adlı suserin girdisine karşılık yazılmıştır bu üstteki açıklama. ama tabi ki gerçekler acıdır, entry silmekse en basit geri vitestir...
yıllardır sadece ligteki 17 takıma karşı değil, diğer iki büyük takımın elinde bulundurduğu hakem ve medya gücüne karşı da savaşan güzide kulübümüzdür. ortada ciddi bir sebep yokken, önüne gelene şerefsiz, haysiyetsiz diyenlere inat; hakkı olan şampiyonluğu kaybettiği zaman: biz şerefli ikincilikleri tercih ederiz diyebilen başkanlara sahip kulüptür.
şampiyon olduktan sonra, aynı uçakta bulunan rakiplerine * saygısızlık olmasın diye, şampiyonluğunu o anda kutlamayan, rakiplerinin üzüntüsüne saygı duyan yegane kulüp.
taraftarının çıkardığı bir çok besteye ve diğer şeylere önce bok atılan ama daha sonra bok atan taraflar tarafından yaptıkları şeyler yüzsüzce çalınıp kullanılan kulüp. ***
medyada hiç parayla satın alınmış, loca verilmiş yazarı olmadığı için, her daim tu kaka ilan edilen yalnız ve güzel kulübüm.
armasındaki şanlı türk bayrağını nasıl olup da kullanma hakkına sahip olduğu herkesçe bilinen ve bu yönüyle, bu onura sahip olan tek takım.
modern futbola karşı her maçının 85. dakikasında gündoğduyu* söyleyen taraftara sahip kulübüm.
sadece egosunu tatmin etmek için kombine alanlara inat, şampiyon olamadığında ota boka ağlayanlara, medyadaki gücünü kullanarak rakiplerinin şampiyonluğuna gölge düşürenlere inat; taraftarlarının hakikaten şampiyonluk ve başarı için desteklemediği, herşeyden önce duruşuna ve şerefine ne olursa olsun sahip çıktığı kulübüm.
diğerlerinin her cümlesinde şampiyonluk sözleri geçen bestelerine inat, taraftarlarının her cümlesinde kulübüne karşı duyduğu sevgiyi yansıtan 100 yıllık çınar.
yağmurlu bir günde görmüştüm seni
üstünde çubuklu formalar vardı
bir anda tutldum aşık oldum ben
hayatın anlamı siyah beyazdı.
ölümle yaşamı ayıran çizgi siyahla beyazı ayıramaz ki
her yolun sonunda ölüm olsada
sevenleri kimse ayıramaz ki.
2003 - 2004 sezonunda şampiyonluğu cem papila tarafından başlatılan kırmızı kart gösterme furyasına ve yanlı, parayla satın alınmış hakemlere ve yayıncı kuruluşun gelirlerinin azalmasına kurban etmiş,
2005 ve 2006 sezonlarını, yeni kurulan bir yönetimin hatalarına kurban etmiş,
2007 sezonunu gene ve gene yönetim ve teknik direktör hatalarına kurban etmiş, kulüptür.
koskoca lig maratonunu tek maçlara bağlayan sivri zekalara önemle hatırlatılır.
2008 - 2009 sezonunda ise, adil bir yönetim altında şüphesiz ki şampiyon olacak kulüptür. olamasa da*, çok da tın diyecek ve sevgisini haykırmaya devam edecek olan taraftara sahip kulüptür.
edit: gene ve gene geri vites sonucu anlamsız hale getirilmiş bir entry. fuathusnukayacan kişisi tarafından girilen enrynin yer değiştirmesi sonucu anlamını kaybetmiştir. söz konusu girdi ise (bkz: #4038284) biraz değiştirilmiş olarak burda mevcuttur.
uefa kupasında ki maçını kazanması sonucunda lige dönen ve hacettepe'ye inönüde 18 gol atıp 16'sının sayılmadığı takımdır. 2-0 kazanmıştır. olsun yine seviyoruz ulan seni. *
bu sezonki formaları asla ve asla kalitesine yakışmayan kulübümüzdür. özellikle uzaktan görüldüğünde iyiymiş gibi duran siyah-gri ve siyah-beyaz enine çizgili formaları çok kötü birer seçim olmuştur. giyildiği zaman görülecektir ki hiç de forma gibi durmuyordur. adeta bir tisörtü andırmaktadır.
ama gözünü sevdigimin çubuklusu öyle mi? renklerine kurban olduğum efsane çubuklu forma her şekil ve her mevsim giyilecek şekilde kir tutmayan kumaştan yapılmış ve bjk store'larda 79 ytl'den satışa sunulmuştur. arkasına isim, numara vs. yazdırırsanız +15 ytl de fazladan vermeniz gerekmektedir.
4 formadan ancak ve ancak bir tanesi çok iyi olduğu için forma sponsoru umbro'nun acileten değiştirilmesi gerekmektedir. bu kadar da sikkodan forma yapılmaz kardeşim. adidas'ın gözünü seviyim ben ya...
antalyaspor maçı ndan sonra "siz evinizde izlerken biz avrupa da oynuyoruz" diye cak cak öten taraftarlarına aldığı mide bulandırıcı sonuçlar kapak olması gereken takım. keşke avrupa ya hiç adım atmasalar da rezil etmeseler türk futbolunu. bildiğim kadarıyla da böyle farklı mağlubiyetlerle avrupa dan en çok dönen türk takımıdır bu. demek ki deplasman kültürü bile edinememiş saçmasapan bir taraftar grubuyla antalya halkını beşiktaş tan tiksindirmek gibi işler yerine futbol oynansa daha iyi olurmuş.
garip gelecek ama kadrosundaki elemanların çoğunun ya sadece soy adının ya da hem adı hem de soy adının -an ile bittiği takım. hakan arıkan, serdar özkan, gökhan zan, ibrahim toraman, uğur inceman. nedendir bilinmez insan düşündüğü an bir tuhaf oluyor. an an an an, anan anan...*
bazılarının kalbine düşerek, aldığı sonuçlardan bağımsız olarak, her daim tarifsiz bir sevgi yaşamalarını sağlarken, bazılarının içine oturan kulübüm.
öyle bir oturur ki; kendi takımları daha portakalda vitaminken, beşiktaşımın, o çok önemsiyor gözüktükleri türk futbolunu gururla temsil ettiğini ve bunun sonucunda kendilerine asla nasip olmayacak olan, armasında ay yıldız taşıyabilme hakkını kazandığını, kulübün futbol şubesinin 1-2 senelik bir periyoduna bakarak unutuverirler.
öyle bir oturur ki; 3 kuruşluk futbol tarihi bilgileriyle, utanmadan: "avrupadan en çok farklı mağlubiyetlerle dönen takım" iddiasında bulunurlar.
öyle bir oturur ki; kendi başkanlarına; bize para vermesseniz küfür eder, stadı kapattırırız derken, yıllardır türkiye ve avrupanın dört bir yanına deplasman yapan, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında saygı duyulan** taraftarlarına akıllarınca bok atarlar.
öyle bir oturur ki; futbolun sonuç itibariyle sadece bir oyun olduğunu ve her türlü sonuca açık olduğunu unutup, 3-5 yıllık futbol verilerinden yola çıkan saçma sapan çıkarımlarıyla, bir sürü alanda faaliyet gösteren 100 yıllık bir kulübe bok atmaya çalışırlar. misalen sen; engelli basket takımı, hentbol, kürek, boks, atletizm, kros, güreş ya da briç diye spor dalları duydun mu hiç genç akrep?
02.10.2008 Metalist maçından sonra ;
Gösteripte vermeyen bir sevgili , kendisine aşık gence zulüm eden bir maşuk , sevgilisiyle alay eden bir liseli kız.
Heyhaaaat. Fazla naz hala aşığı usandıramadı. Ama ömründen ömür çaldı aşığın.
Yeter ulan !
Siyah ulan !
Beyaz ulan !
Hala seviyorum ulan !!!
tüpçü başkan, stajyer hoca, saçma sapan idari tercihler nedeniyle tam bir mahalle takımına dönmüş takım.
farklı bir takımı tutmama ragmen saygı göstermişimdir hep beşiktaş'a. süleyman seba'yı titreyen bakan istemiyoruz diye gönderenler şimdi ne yapıyor merak ediyorum? niye sesleri çıkmıyor?
liverpool'dur 8 normal dediler göndermediler ertuğrul'u dün 4 yedikleri mahalle takımında kim vardı da 4 yediler?
o kadar vazgeçilmez olabiliyor ki bazı insanlarda; yaptıklarını, çektirdiklerini, yaşattıkları hayal kırıklığını, hüznü, acıyı unutturuyor.. anına değil de anısına taptırıyor.. hala yaşayamadığımız o muhteşem üçlünün sergilendiği yılların acısını yaşatıyor..
yüzümüzü bazen beyaza genelliklede siyahına sürdürten kulubüm.. bana mıras bırakılıp benimde devredeceğim miras..
şimdi gel de bunların üstüne çıkabilecekn sayıda farklı mağlubiyet almış bir türk takımı göster bana da kapak olsun. eğer yapabiliyorsan tabi.
senin klübünün milyonlarca taraftarı varsa ve bundan mütevellit de eşşek gibi gelir kaynağı varsa avrupa da başarılı olacaksın arkadaşım! hala utanmadan kendi klübünü bir anadolu takımıyla mukayese edip "biz gidiyoruz siz evinizde izliyorsunuz hahaha" diyorsan ben en azından naiflik ararım sende. ki o anadolu klübü daha önce uefa ön elemesini falan geçmeyi de başarmış bir anadolu klübüdür. senin bu yıl adı sanı duyulmamış takımdan 4 yeyip başaramadığın şeyi onlar başarmıştır yani zamanında. anladın mı genç kartal?!
daha "kulüp" sözcüğünü doğru yazamayan arkadaşların gelip nefret kustukları takım olmuştur. arkadaşım sana ne oluyor beşiktaş avrupa'da yenilmişse ? sanki galibiyetleriyle gurur duydun veya tebrik ettin de şimdi gelmiş mağlubiyetinde hesap soruyorsun.. sana ne??? istersek 10 yeriz, istersek 20. bu ne çekememezlikmiş, bu ne nefretmiş arkadaş ya.. hadi bu arkadaşları geçtim, belli ki beşiktaş'la ilgili kötü anıları var, besbelli orası.. onun için fazla kurcalamıyorum. basına ne demeli? "işte beşiktaş'ın yediği muhteşem gol", "o nası goldü", "90'a taktı" diye manşetler, videolar.. ulan o golü fenerbahçe veya galatasaray yese yine koyacak mıydınız ana sayfanıza "işte bomba gibi gol" deyu.. helal olsun hepinize..
bırakın da hezimetimizi de yaşayalım kendi kendimize, bi defolun ya..
evet, avrupa kupalarında başarısız takımdır. takımını belki de gereğinden fazla seven biri olarak ben bile kismseyle bunun polemiğine girmek niyetinde değilim. kimseye beşiktaşın olmayan avrupa başarılarını "biz de chelsea'ye koyduk, barcelona'ya nasıl çakmıştık ama" gibi salak saçma cümlelerle kanıtlamak gibi bir yanlışa düşmeye de niyetim yok. türkiye'de mantığı olan, futbolu bilen ve takip eden herkes zaten beşiktaş ve fenerbahçe'nin türkiye'den dışarı çıktığında aslında pek başarılı olamadığını bilir. ve evet katılıyorum; türkiye'nin avrupada en başarılı takımı galatasaraydır.
ama bu entrynin konusu başka. haddini ve çapını bilmeden, birilerine ayar vermeye çalışan sivilceli ve heyecanlı bazı yazarlara iki çift sözüm olacak. hatta iki çift de değil ulan, tek sözüm olacak:
entry girilmeden yapılan edit: galatasaraylılar alınmasın. yazının üstünü okuyan benim ne düşündüğümü anlar. bu skorlar sadece "kapak varmı abi" diye soran birine yardımcı olmak için yazılmıştır.
edit: bu skorlar kesinlikle diğer iki takıma bok atmak amacıyla ya da beşiktaş'la karşılaştırma yapmak amacıyla yazılmamıştır. sadece entrynin daha sonraki bölümlerinden de anlaşılabileceği üzere, daha önceki entrylerde sorulan bir soruya cevap olarak yazılmışlardır.
önce galatasaray:
galatasayay - chelsea, chelsea 5 atmış
bayern münchen - galatasaray 6 - 0, bayern 6 atmış
ac milan - Galatasaray 5 - 0, milan 5 atmış
bayer leverkusen: 5 - galatasaray: 1, leverkusen 5 atıp 1 yemiş, 4gol farkı var
sonra fenerbahçe:
sl benfica - fenerbahçe 7 - 0
sigma olomouc - fenerbahçe 7 - 1
psv eindhoven - fenerbahçe 6 - 1
fenerbahçe - milan 0 - 4
bunlar diğer iki takımın aldığı mağlubiyetler. bakın bakalım geçiyo mu geçmiyo mu? demek ki neymiş; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın sonuçları pek bir acıymış değil mi genç çağanos seni.
bazı çağanoslar bundan sonrasını okumasa da olur artık kanımca:
yukarıdaki maç sonuçları, kesinlikle dalga geçme amaçlı yazılmamıştır. kaldı ki bence utanılacak olan şeyler, futbol konusunda çığır açmış, belli bir futbol kültürüne sahip bu takımlara karşı alınan mağlubiyetler değil oynanan kişiliksiz futboldur.
sizin milyonlarca taraftarınız var, o kadar geliriniz var işiniz ne gidin başarılı olun demek, futbola ne kadar kıt bakıldığının da bir göstergesidir kanımca. futbol paradan ve pahalı transferden önce bir kültür işidir. mesela karşımıza bir italyan takımı çıktığında; abi bu adamlar defansif buldu mu atan adamlar, bir ingiliz takımı çıktığında, abi bunlar çok tempolu, hızlı oynayan adamlar ya da bir ispanyol takımı çıktığında, abi biz bu adamlardan top alamayız, acayip iyi pas yapar bunlar diyebiliyoruz. çünkü bu adamların uzun seneler ve doğal olarak tecrübeler sonucu ortaya çıkmış bir futbol kültürleri var. misalen lyon da porto da ajax da futbolcu satmanın haricinde bizim büyük takımlarla kıyaslanınca pek bir fakir bulunurlar *. ama bu takımların ciddi tecrübeler sonucu elde edilmiş bir futbol kültürleri , futbol anlayışları vardır. henüz ciddi anlamda avrupa mazisi 10 15 yıl olan bizim takımlarımızın daha yolun başındayken böyle sonuçlar almalarında da hiç bir gariplik yoktur esasında. ama işte bir maçla şişirme ve indirme amacıyla yazılar yazan gazetelerimizin sonucunda, bu basit gerçekleri bile göremeyen insanlar türemiştir ülkemizde.
"bizim kulübümüz o uefa elemelerini daha önce geçti bi kerem yaaa" şeklindeki ağlamalara ise gülüp geçerim. o fark yediğimiz takımları, biz öyle ya da böyle yenmişizdir. ama doğruya doğru; siz değil daha maç yapmak o stadların olduğu şehirlere bile gitmemişsinizdir. bardağın hangi tarafına bakacağın sana kalmış gari.
beşiktaş 3 - barcelona 0
beşiktaş 2 - liverpool 1
chelsea 0 - beşiktaş 2 ***
ayrıyetten bizim gelirlerimiz hayvan gibiyse, bu kulüplerin acilen futboldan men edilmeleri gerekir. ee ne de olsa bir tekel karşıtı yasa bulunur her ülkede.
ayrıca;
(bkz: bir tarihi hezimet olarak 4-1 lik sonuç) zihniyetindeki insanlara tavsiyem gidin bir psikoloğa görünündür. 3 golde tarihi hezimet aramak ancak ezik kalmanın doğurduğu bir psikolojik travmanın sonucudur.
kadro kalitesine oranla düşük bir takıma farklı yenilerek elenmiş, kalbi türkiye ile atan herkesi üzmüş değerli ekip. yapılması gereken, belli başlı futbolculara çemkirmeden önce sistemdeki genel arızaları tespit edip gidermeye çalışmaktır. eğer bir arıza, bir olumsuzluk varsa, futbolcudan çok sistemdedir.
beşiktaş büyük bir kulüp ve camiadır, zor günleri, zamanında tanı ve tedavi ile rahatlıkla aşabilir. bir galatasaraylı olarak, galatasaray' ın amatör ruhlu bir takımı zor yendiği, fenerbahçe' nin gücü tartışılır bir ukrayna ekibiyle yenişemediği bir avrupa serüveninde, beşiktaş' ın aldığı sonuç ne yazık ki üzücü olduğunu düşünüyorum. beşiktaş da diğer büyük ekiplerimiz gibi son maçında zorlandı. umarım en kısa sürede bir iyileşme söz konusu olur, sadece sistemsel anlamda, sadece beşiktaş' ta değil, fenerbahçe ve galatasaray' da da. öyle ki alınan ülke puanıdır ve her puan faydalıdır.
kadro kalitesine göre kendisinden 1 gömlek üstün bir takıma elenmiş takımdır. işin tuhafı millet şeker gibi lokum gibi kura derken, mircea lucescu lokum gibi değil kolum gibi kura diyordu. kimse umursamadı.
adam kuradan sonra çok açık ifade etti. beşiktaş istanbul'da minimum 2-0'ı bulamazsa metallist karşısında ukrayna'da şansı yok diye. ama biz insanları kandırmayı seviyoruz. işin aslı şu metallist'in kendisinden çok daha üstün olduğu bir takımdır.
metalist maçından sonra bir anlık sinirle öyle bir yorum yazdik özür dileriz. Siyahı ölüm beyazı yaşamdır. Bir haykırıştır siyahımız, çökünce üzerimize gecenin matemi, sarılırız beyazına sevdamızın. Bir duruştur,direniştir. Aslolan hayattır hayat da beşiktaştır. Amblemindeki Türk Bayrağı ise Türkiye Futbol Federasyonu'nun hediyesidir. Bu hediyeyi Yunanistan milli takımı ile oynanan bir maçta Türk milli takımını temsil ettiği için almıştır.Ayrıca ilk ve tek namağlup şampiyon olan takımdır.