ancak bir yobazin yapabileceği açiklamadir. zaten bu açiklamayi yapabilecek kadar cahil olanlar yobazdir ve fethullahcidir, aşiri dincidir. adam yerine koyulmamasi caizdir.
atatürk'ü sevmeyebilirsin, bu gayet normal bir hadise. bu açıkça da belirtebilirsin. yasalar sana bu konuda hak tanımış zaten. saygısızlık yapmadığın sürece kimseye, sevmediğini belirtebilirsin. mesela başıma bir şey gelmeyecekse ben seni sevmiyorum.
orda bir arkadaş var, kendisi atatürk'ün kurtuluş savaşını yürütmek için istanbul'dan emir aldığını söylüyor. be öküzüm, ben danam, be yavrucağım biraz bilgi sahibi ol ya da sus. sen sus gözlerin konuşsun. atatürk'ü samsun'a gönderen istanbul'daki arkadaşın - bu senin çok sevdiğin insan evladı oluyor-, atatürk'ü gönderme sebebi, anadolu'daki işgalcilere karşı çıkan ayaklanmaları durdurmasını istemesidir. daha açık dille belirteyim: ''kemo, olum bak biz manda ve himaye edilmek istiyoruz, ama bu halk bokunu çıkardı, işgalcilere karşı direniş gösteriyor, sustur şunları.'' ahan da bu. yani istanbul'daki hükümet atatürk'ü oraya bağımsızlığımızı korusun diye göndermedi; aksine bağımsızlık için gösterilen direnişleri durdursun diye gönderdi.
hani bize küçükken öğrettiler ya, atatürk gizlice bandırma gemisiyle samsun'a çıktı diye, o öyle değil işte. o giden gemiden işgal kuvvetlerinin de, istanbul hükümeti'nin de haberi vardı. işgal kuvvetleri atatürk'ü kendilerine karşı çıkarılan isyanları bastıracak biri olarak gördüğü için zaten samsun'a gitmesine izin verdi. senin o çok sevdiğin adamlar seni taa o zaman satmıştı zaten işgal kuvvetlerine. anladım mı cano?
bu tarihi bilgiyi verdikten sonra, konumuza dönelim. farkındayım akıcı bir dilim yok, öyle güzel cümleler de kuramıyorum, kuramam da zaten, beceremiyorum. neyse nerde kalmıştık? heh özgürlüktü konumuz. efenim bu nasıl bir paradokstur ki, sen hem humeyni'yi sevip, hem de özgürlükçü olabiliyorsun? senin özgürlükten kastın nedir, bir kere sen bana bunu açıkla? hea? -evet, tamam anladım. yani sen diyosun ki, ben hayatımda hiç okumadım, bunlar benim babamın bana anlattıkları. ben şeriat gelince özgür olacakmışım. -evet olacaksın yavri, olacaksın. 2 oda 1 salonun içinde özgür olacaksın; evde kimse yoksa eğer.
''ben tamamiyle özgür olduğum, hak ve hürriyetlerimin kısıtlanmadığı bir sistem istiyorum'' işte cümle bu. her şey burda gizli. bu kızcağızlara şeriat'ı nasıl anlattılarsa artık, özgürlükçü, hak ve hürriyetlerin kısıtlanmadığı bir yönetim biçimi zannediyorlar zavallılar. hemen pek beğendikleri humeyni yönetiminin getirdiklerine bakalım: sanırım geçen günlerde sokakta başı açık gezmek yasaklandı ya da öyle bir karar alındı, haberlerde epey gösterilmişti, yanlış da olabilir. ee? o zaman? hani lan bunun özgürlüğü? sizin özgürlüğünüz tek taraflı kuzum. çok beğendiğin humeyni uzantısı yönetimin aldığı bu karar özgürlükçü mü şimdi? e isteyen başı açık dolaşamıyor ama? ama sen özgürsün öyle değil mi? şimdi bir de türkiye cumhuriyeti'ne bakalım: isteyen başı açık, isteyen başı kapalı gezebiliyor. asıl özgürlük bu. beyinsiz beyinsiz konuşup humeyni rejiminin benim rejimimden daha özgürlükçü olduğunu söyleme, kafanı duvara vururum.
''ingilizler olsaydı benim haklarım daha geniş olucaktı zaten'' aferin lan, çok doğru düşünmüşsün. bir kere sen zaten başkasının altında yaşamayı kabullenmişsin. sonra da bana kalkmış özgürlük dersi veriyorsun.
''cumhuriyet ama tek partili cumhuriyet'' bu ne lan? ben bunu anlamadım. neyse bunu geçelim.
''benim fikirlerimi savunucak bir parti kurulamaz türkiye'de, kurulursa da zaten parti hemen kapatılır'' gel de şimdi akp'yi kapatma. neyse kapatmasınlar genede. o onların bilmedikleri ''demokrasi'' kavramına en azından biz sahip çıkalım.
efenim en son şunları belirterek bitirmek istiyorum. bu humeyni hayranlığı erbakancı görüşten kaynaklanır. hemen musa'nın cocukları adlı kitabı acıyorum, sayfa 22: ''erbakan, ziya, humeyni! yaşasın islam birliği!'', ''şeriat islam'dır, anayasa kur'an'dır'', ''laik devlet yıkılacak elbet, dinsiz devlet yıkılacak elbet'' işte bunlar zamanında recep tayyip erdoğan'ın msp gençlik kolları başkanı iken atılan sloganlar. bu kızlarımız da bunların devamı. humeyni hayranlığı burdan gelir bu kuzuların.
bu son bilgiyi de verdikten sonra bu sıkıcı yazımı sonlandırmak için son cümlemi sarfediyorum: gol olur.
edit: tüm bunları kafamdan uydurdum. ne videoyu izledim ne de birini ima ederek hakaret ettim. tamamı kafamda uydurduğum şeylerdir. kendi hayalimde uydurduğum şeylere kendi kafamdan cevap verdim. bu konuyla alakam yok. hadi bakalım.
edit: iki çift sözüm daha var:
zannediyorum o programda bulunan iki baçı açık arkadaş cumhuriyet'çi olarak oraya çıkmışlar. yanınızda o kuzular o kadar zırvalarken siz o denli susabiliyorsanız ebediyen susun. hatta gidin burkina faso'da tatil yapın...
ingilizler olsaydı bundan kötü olmayacaktıktan ziyade, daha iyi olacaktık muhabbeti etmiştir kendisi.
kendisi tıpkı komünist, solcu, anarşist gençlerin eylem yaptıklarında yedikleri cop gibi, cop yemiştir polisten. hepsi kötüdür bunların -herkesin dayak yemesi kötüdür bağlamında- bu ülkede kimse müslüman olduğu için kamu görevlisi tarafından dayak yemez. ha alevi olduğu için dövülen vardır bak, öğretmenlerden falan dayak yiyen çocuklar vardır.
türban-baş örtüsü işte bu gibiler yüzünden şu anda öyle bir anlatılıyor ki, sanki islam için olmazsa olmaz. arkadaşım islam'ın şartı 5! basit değil mi? iş öyle bir raddede ki, başını örtmeyen müslüman değil sanki. ulan ben alkolümü de alıyorum -ki, allahla benim aramdadır- namazımı da kılarım, orucumu da tutarım, gücüm kuvvetim olduğunda zekat da veririm, kelime-i şehadet de getiririm, allah nasip kısmet ederse hac görevimi de yerine getiririm. şimdi bu eylemleri yapan ama türban-baş örtüsü takmayan bayan müslüman olmuyor mu? sen kimsin de türban-baş örtüsü eyleminde polisten dayak yemiş biri için "müslüman olduğu için dövüldü" diyebiliyorsun?
islam kadar anlaşılır bir dinde bu kadar karmaşık sonuçlar çıkarabilmek ilginçtir. şu anda bazı vatandaşlar tarafından islam; emevilerden bile beter bir anlayış içinde saptırılmaktadır.
sözleri yanlış anlaşılmış, art niyetle saga sola çekilmiş bir tesettürlü bayanın sözleridir. 28 subat kumkuması fatih altaylının darbe ortamına hizmetidir, kızın kast ettigi gerçek şudur ki, ingilizler gelseydi de bundan kötü olmayacaktık, bakın müslüman ülkede müslüman oldugum için polisten dayak yiyip, çocugumu düşürüyorum.
85 yıllık bir rejimin gelip dayandıgı son noktadır.üstelik kurucusu olan atatürk adına yapılan, yakıstırılan o kadar bayat ve isnat edilen o kadar çok hikaye var ki ona, ahngisi dogru atatürk e ait, hangisi inönücü uydurma o bile karışmış.
bu ülkede tek bir atatürk düşmanı damar vardır, o da inönücülerdir, şuan karşılıkları kemalistlerdir. iktidarı ilk ellerine attaürk ün ölümü üzerine 38 de aldılar ve darbe ile inönüyü, üstelik atatürk ün saglıgında kovdugu inönüyü, çiftlik evinden indirip, köşke oturtmuşlardır.ilk icraatı olarak, paradan, devlet dairelerinden atatürk ün izlerin sildirmiş, kendi saglıgında kendi resmini kendisi bastırmış ve heykellerini diktirmiştir.
devamında söylenilen "ingiliz mandası olmayı tercih ederdim" aslında dincilerin ne kadar koyun ve kullanılmaya müsait olduklarının olduklarının kanıtıdır. büyük ihtimal bu hanım kız fethulla gülen'e peygamber diye tapıyordur.
provakasyondan başka değildir bu laf. zira söyleyen şahsiyetin dediklerinde bir tane bile doğruluk payı yoktur. artık kim yaptırıyorsa bu işleri ortalığı karıştırmaktan başka amaçlarının olmadığı bellidir.
demokratik ve düşünce özgürlüğüne sahip çıkan bir lideri sevmediğini söyleyen bir şahsiyetin, humeyni gibi insan özgürlüğüne hayli ters bir sistemin adamına sevgisini dile getirmesi; düşünce özgürlüğünden faydalanma isteğinin olmadığını gösterir ki: bu da o kadını assan sorun olmaz, onun düşünce özgürlüğü olmamalıydı, onun sevdiği türkiye'de böyle bir özgürlük olmamalıydı dedirtir.
allah'ından kork be kızım, bu özgürlükler olmasaydı da onu sevmediğini söyleyebilseydin sıkıyorsa.. ve bu insan ve düşünce özgürlüklerine onun sayesinde sahipsen nasıl sevmezsin onu bilemiyorum, ve ben de seni sevmiyorum, dedirten acayip kışkırtıcı bir söz öbeğidir bu lanet tümce........
insan özgürlüğüne açtır. özgürlüğünü elbette ister, istediği şeyi söylemeyi ister, kısacası özgürlük ister tamam atatürk'ü sevmeyebilirsin, nefret edebilirsin, elbette bu senin özgürlüğündür. Ancak kafama takılan soru işaretleri var. Bu kadar okumuş(!) Üniversite mezunu (!) bir kadının, Özgürlüğün simgelerinden, vatanı türk halkının özgürlüğü için savaşan, yüce atatürk'ü hiç mi hayat hikayesini, yapıtlarını, vatanımıza, halkımıza ne gibi yenilikler getirdiğini, hiç mi incelemedin kim olursa olsun! Sen tut iran'ı 30 yıl geriye götüren iran'ı şeriat düzenine getirten, kadınlara hiçbir hakkın tanınmadığı bir ülke yaratan hümeyniye hayran olduğunu söyle, evet hayran olabilirsin senin özgürlüğündür bu, hitler'e de hayran olabilirsin, ancak kusura bakma ama sen piskopatın tekisin! Aklımdan çıkmıycak sözlerden biri.("ingilizler olsaydı benim haklarım daha geniş olacaktı zaten.") demiştir. Hiçmi Irak'ta olup bitenleri görmüyosun be kardeşim yazıktır günahtır.
kendisi " ingiliz yönetiminde olsaydık daha özgür olacaktık " gibi bir cümle sarfetmişti . kendisine bugün ajanslara düşen bu resmi armağan etmek istiyorum . evet evet özgürlük .
--spoiler--
30 kadar Yunan askeri girdi, savunmasız Kuzuluk Köyüne... Gözleri bir kıza takıldı. 15 inde... "Taze incir gibi" dediler, sırıtarak... Korktu Fatma, kaçtı, evine kapandı, kapıyı kilitledi. Omuzladılar. Açılmadı. "Yakalım" dediler... "Evi yakalım, kız nasıl olsa çıkar..." Verdiler ateşe. Alev alev. Çıkmadı kardeşim...
şimdi imkanımız olsa da sorabilsek fatma'ya. istermiydi yunanlıların veya ingilizlerin bizi yönetmesini. yoksa atatürk'ün peşinde üzerine mi yürürdü düşmanın, bağımsızlık için ülkesi için başka fatmaların huzur ve güven içerisinde yaşaması için.
şimdiki fatmalarda değişti. eski fatmanın kaçtığı onu diri diri yakan yunanlıları istiyorlar, ingilizleri istiyorlar onları yönetmesi için. şimdikilerin namus kavramı da değişti eski fatma'nın köşe bucak kaçtıklarını şimdikiler davulla zurnayla çağırıyorlar. televizyonlara çıkıp bas bas bağırıyorlar onları isteriz diye.
fatih altaylı ve yoldaşlarının çok güzel kullandığı salak bir kızın lafı. kendisinin beyin hücrelerinden kesinlikle şüphe edilmelidir o sözü televizyonda hiçbir şey karşılığında söylemişse. ki aksi durumda da şüphelenmek yersiz değildir.
yazık bu kıza. humeyni yi severmiş, müslüman biriymiş. ah be kızım, sevdiğin adam yüzünden iran da kadınlar sosyal hayatta var mı, başı açık var mı, öylelere tahammül var mı? yok! sen ne istiyorsun, özgürlük! oldu mu ki şimdi, bu çelişki değil mi?
şimdi bu kız atatürk ü sevmiyor diye bizden ve büyük lider atatürk ten birşeyler götürmerdi hoş. kafası çalışmayan bu kıza değmez..
esas soru şu...
bu slogan kimler tarafından kullanılır?
1) kullanılmışlığın alasını yaşayarak bir tür maşa pozisyondakilerin kullandığı cümle.
2) bu hataya düşürülmüş insalara deli gibi saldırmak için hatırlanacak cümle.
3) yine birşeyleri manipüle etme ve hatta oluşan gündemi daha da kanalize etmek için klasik eski teraneleri kullanmak vasıtasıyla bu zavallıları bu sloganı söyletenlerin cümlesi.
ilk ve ikinci şıklardaki insalar hep kullanılanlar cinsinden olup. zira iki tip insanıda aynı programda görmüş bulunmaktayız.
ilk malum başı örtülüler. ikinci şıkdakilerse hemen yanıbaşlarında duran başörtülü birini görmekten rahatsız olduklarını ifade eden diğer iki başı açık kız.
oh ne ala. gördük biz bu filmi daha önce.
küçük bir hikaye: hatiçe akça vardı bir zamanlar. bilmem bilirmisiniz. gazetelere falan bolca çıkmıştı. yüzü pek gösterilmiyordu. ama bugun google hatiçe akça yazdığınızda deli gibi bilgiler çıkıyor.
efendim bu kızımız başı açıp aydınlık sınıfına yükselmiş bir insan olarak gazetelerde boy boy şey edildi. çev başkanı hala ağzı salya sümük bunun yazdığı kitapı elinde dolaşdırır. söyleceklerim var kitabında kendisi dinci çevreye laflar giydirmiş ama edebi yanı kuvvetli olduğu için yetinmeyip birde aydıncı çevredeki yanlışlara laflar giydirmişti.
ama oda ne...bir bakmış aydıncı konusunda eleştirileri kitaptan uçmuş. vay anam vay.kiyamet kopmuş.
koşmuş şu gazete daha sonra bu gazeteye.
ve her defasında ne görmüş. milliyet i bir tür olayı manüpüle etmiş. vakit i başka bir tür şey etmiş.
yani alem kaymış bilmem nesinide.sonradan uyanmış. geç olmuş.
şimdi burdan anlayacağımız nedir?
kullanılma denen şey diz boyu anacım. bunu biz hep gördük. mizançısıda aynı şey derdinde. laikçiside aynı şey derdinde.
şimdi dediğim gibi birinci ve ikinci şıktaki tipler hep kullanılan şeylerdir.
ben asıl onların özel yaşantısındaki tahribatları merak ederim. ernest hemingway okumanın zararları. şavaşlar içinde özel küçük hayat hikayelerine takılmak.
ama yavrucum biz türbanlıyı konuşuyoruz da niye bu başı açık o iki hatunu konuşmuyoruz. benim gözümde kullanılmışlığın alası. ne işin var senin orda?
veya...
neyden rahatsız olduğunu söylemeni isteyen kim?
onları geçtim...
humeyniyi sevmek meselesini sana telkin eden kim?
aman boşverin. alışığız biz bunlara.
ben asıl onların özel hayatlarında ki aşkları merak ederim.
sevişirken acaba çıplaklığın utancı sarıyor mu onları?
sarmıyorsa.o zaman butür paradoksun varlığı onları hayatın boktancılığına sürüklüyor mu?
veya diğer ikisinin seviştiği tiplerin analarının başörtülü olma ihtimalini düşünürken boşalmada zorluk yaşıyor mu?..
ben asıl bunları merak ederim.
aman siz boşverinde.
esas şu üçüncu şıkdaki 'puştlar kim lan' diye düşünün...
butün sözlük alemi olmuş entelektüel de deli gibi yazıyor şu kullanılmışların aptallığı üzerine.
ama şu kullananların zekası üzerine bir yazsak. veya düşünsek.
bu yazı bitmez.
son tanım: yine birşeyleri kanalize etmek için eskilerden beri var olan slogan ezberciliğin bir başka izdüşümü.
programi yapan fatih altayli. ataturku sevmedigini soyleyen insanin peygamber efendimiz hakkinda birisi diye konusmasi. ve bu programin tam da basortusu kararindan sonra olmasi. hersey cok normal degil mi?
biz bu filmi izlemekten biktik, onlar cekmekten bikmadi...
atatürkü sevmesi ya da sevmemesi hiç bişey değiştirmeyecek kişinin saçmalamasıdır.
atatürkün yaptıklarını ve yapmadıklarını anlayamayacak kadar örümcek beyinli, basit bir zihniyete sahipse, sahip olacağı duygununda dikkate alınacak bi yanı kalmamıştır benim gözümde.
