en çok "haham ve papaz cübbesi neden o yoksa o sebepten" diyenler gülmekten öldürdü beni.
kim anlatacak bunlara başörtüsünün müslümanların sosyal yaşam giysisi olduğunu, din görevlisi giysisi olmadığını. ve tabi bu ülkedeki başörtülü kadın oranının yüzde 70 olduğunu... ... ...
bal gibi olacak. çatlayın. altı ok da bir tarafınıza girer o zaman. bu ülkeyi tek bir adamın fikirlerine emanet edip 90 yıl boyunca içine ettik zaten.
not: modernleşme 1800'lerde başlayan bir osmanlı projesiydi, demokratikleşme süreci de osmanlı'da başlamıştı. "atatüyk bizi develer üzerinde seyahat etmekten kurtardı, modeynleştiydi" diyerek bik bik ötmeyin diye yazdım. ufak çocuklarınıza anlatırsınız onları. *
bundan on yıl sonra geriye baktigimizda ulan ne salak şeyleri tartismisiz diyeceğiz. kim ne zarar görmüş turbandan. Benim çalıştığım kurumda türban serbest. hic bir tartışma olay çekişme hic bir şey olmuyor. bakiyoruk yemekhanede aynı masadalar, birbirinin kitaplarını okuyorlar, kahve muhabbeti yapıyorlar. söylemek istediğim şu ki bırakın böyle boş muhabbetleri azıcık hoşgörülü olun.
etek, dekolte nasıl oluyorsa öyle olmalıdır. başörtüsü dini simge deniyosa bende mini eteği fahişelerde giyiyor desem nasıl bir mantıktır öyle de başörtüsü işi özgürlük işidir, öyle bakılması lazım.
bu durum erkekleri de bıyık şekillerine göre ayırmayı şakirt bıyığı, solcu bıyığı diye elemeyi gerektirir. kadınların büyük bir çoğunluğunun türbanlı olduğu bu ülkede oy verebilecekleri kendileri gibi birilerinin olmaması ne kadar acıdır değil mi? meclise giremez, kamuda çalışamaz, üniversiteye bile keşke girmesindi. saçlarını örten bir kadının bir şeye hesap vermesi gerekmekte midir? bunun hergün tacize uğrayan, sokakta laf yiyen, üstünde tamamen hormonların yönettiği bakışları hisseden kadınların hissettikleri rahatsızlıklardan farkı nedir? hepsi birer sözlü, politik, kamusal artık her ne derseniz deyin şiddet değil midir?
son olarak kadınlar başörtüsüyle her şeyi yapabilmelidir. ve bu beyinleri yarım çalışan insanlar kadınların kıyafetleri üzerinden siyaset yapmayı acilen bırakmalıdır.
-çünkü o kıyafet çağdaş değil. isteyen iran'a gidebilir!
+peki seni miami'ye yollasak? giydiğin kıyafet tam oraya uygun derecede açık. olmaz mı?
-sen kimi kimin vatanından kovuyor, kıyafet özgürlüğünü kısıtlıyorsun?
laik bir sistemde, dini aidiyeti gösteren simgelerin kamusal alanda kullanılması, toplumda dinsel ayrışmaların derinleşmesine yol açabilir.
kamuda türbanı hayat memat meselesiymiş gibi savunanların amacı da dinsel ayrışmayı derinleştirerek sürekli iktidara kavuşmaktır.
olayın bireysel özgürlükler çerçevesinde gösterilmesi büyük bir yalandır. olayın arka planını görmeyerek olayı özgürlükler bağlamında soyutlayarak görenler büyük bir hataya düşmektedir.
tam tanımlı bir kılık kıyafet düzenlemesi yapılmalı başta bunu söylüyorum ve yardırıyorum.
kış: iki parça kıyafet olması zorunludur. kadın:pantolon, etek, gömlek erkek:pantolon, gömlek,kravat.
çemlemek amaçlı dirseği geçmeyecek şekilde, alt tarafta ise sadece kadınlar için diz kapağı üstünü geçmeyecek şekilde kıyafet giyilecektir net.
yaz: üsttekine göre tahmin edersiniz sanıyorum.
bunların dışında şapka, başörtüsü, fular, atkı, bere, kaşkol, maske vb. "yüzün" bakın burası çok önemli yüzün, görüntüsünün tam anlaşılabilecek şekilde memurun kendisine yakışanı giyinmesidir. niye yüzü önemlidir diye sormuyorsunuz değil mi? yıllardır mağarada filan yaşamadınız umarım.
bunlar nedenler ve usullerdi şimdi size sonuç bölümünü ve kişisel görüşlerimi iletiyim:
bakınız kimsenin dini görüşüne şuna buna bir şey diyemeyiz de yarın bir gün kadın çıkar ben çarşaf giyeceğim derse ne olur, ben şu şapkayı takmadan çalışamam derse ne olacak. düşünsene şapkalı ve lakait bir memur ne kadar işini yapabilecek.
Kıyafet kendine güzel olanı giymektir, eğer sen aman yanacağım ama cennette yaşayacağım ama şu kısıtladı diye bir bez parçasını takıp ince ince ya da varoş varoş özensiz giyinirsen kusura bakma bu hem bir kölelik hem de bir cahillik sembolü olmaktan öteye geçmeyecek bir davranış olacaktır. ama burası türkiye kusura bakmayın, biz kadın erkek ayırmaz ki - ablacım gözüne bakıp seni sikmek istemiyoruz, bi kendi yaşadığın çevreye bak- güler yüz beklerken bunlar arap zırvalıklarıyla kadının erkeğe bakması, konuşması, içten gelen bir gülümsemesi yasak diyor. ulan düşünsene ellerinden gelse ki-arabistan toplumunda görünendir- çöllerde yaşayıp kadınları çadırlara hapsederek müebbet şeklinde erkeklere gösterilmeyip gelen bir teamüldür- erkek denen canlıya resmen günah işletici bir şeytan erkek için ise kadını bir şeytan olarak sunuyor.
Bunlar neye gidiyor biliyor musunuz binlerce boş tartışmaya, milyonlarca anlayışsız nesile, binlerce yeni yasağa, binlerce ucuz siyaset oyunlarına, binlerce insanların bilgisinden mahrum kalıp yabanileşme yoluna giden acınası kadınlara gidiyor başka bir şeye değil.
o çok özendiğimiz Avrupa devletleri yıllardır çözemediğimiz iç meselemize kaba etleriyle gülüyorlar. Bu zihniyet kadının ekonomik özgürlüğünün olması gerektiğini savunup onu ekonomik faaliyetlerden uzak tutan zihniyet. Türkiye'de özgürlük kavramı gelişmedi bu mesele çözülmedikçe de gelişmeyecek.
