başbakan'ın artık farklı seslere tamamen kapalı olduğunu ve diktatörlük yakıştırmasına uyan bir tip olduğunu kanıtlayan tepkidir. fevzioğlu, baştan sona yalan yanlış konuşup birleşimi provoke etme niyetinde de olmuş olabilir, fakat bir başbakan oturduğu yerden konuşmacıya laf atacak kadar düşmemeli. uygun bir zeminde gerekli hatırlatmaları yapar, yanlış bulduklarını pek ala dile getirebilirdi. bu kadar tahammülsüzlük hele ki bir başbakan'da, hiç normal değil.
kendisini eleştiren birine bile tahammül edemeyen bir başbakanın tepkisidir. bazı tayyipe tapan insanlar da hukukçu hukukla uğraşacak diye yırtıyor kendini. ulan maloş, senin başbakanın ülkede hukuk mu bıraktı? kime göre neye göre hukuk kaldı? tabi başbakanın hukuku size dokunmuyor amına koyim. umurunuzdamı dünya yırtık amın feryatları. ulan adama öyle tapıyorsunuz ki bi kere istese vereceksiniz. tüü size sizin gibi gerizekalı insanlara.
Söz kesip kendince bağırıp çağırma ne zamandan beri ayar verme oldu. Anca bir küçülme eseridir. Biri ayar verdiyse inceden laf sokarak sükunetini koruyan metin feyzioğlu dur.
edit: metin feyzioğlu destekçisi bir insan değilim. Olayın aslını kendi fikrimce tanımladım.
ortada bir ayar varsa bu ayarı veren erdoğan değildir.
--spoiler--
kimseye de edepsizlik yapıyorsun demeyi kendime yakıştırmam.
--spoiler--
kızarıp bozarana bakmak lazım. van'da hala çadırda yaşayan insanlara bakmak lazım. çıkıp yeniden inşa ettik demekle olmaz o iş. hani icraata bakıyorduk*.
postalcı baroya gereken ayarın koyulmasıdır.
hadin cemaati emmeye devam ede durun siz.
böylelerini adamdan dahi saymamak lazım. tüm yapıp yapabileceği anca gezi olaylarındaki teröristleri serbest bıraktırmak ve orda burda korsan bildiri okumaktan ibaret olan postalcı bir baroyu kim adamdan sayar?
burada ki dalyaraklar da cübbeni çıkar siyasete soyun demişler..
dürrük, sen ne hakla siyaset konuşursan o adam da konuşur.. siyaset konuşabilmek için insan illa istifa mı etmeli? ulan siyaset dediğin şey köy kahvesinde bile konuşuluyor.. ne yani şimdi çiftçi murtaza emmiye tarlanı sat sonra konuş mu diyeceğiz?
başbakan resmi bir toplantıda nüfuzlu biri tarafından yapılan konuşmayı saygısızca ve bağırarak bölmesi olayı. böylece sayın başbakan tekrar içindeki 'kasımpaşalı'yı ortaya çıkarmıştır. yine mağdur olmasalar bari... (bkz: geçen yine mağdurum) sayın başbakan aldığı cevabı (veya muazzam ayarı) * sonuna kadar haketmiştir. bundan uzun zamandır ilk defa başbakana bu kadar cesurca ve yerinde laf söyleyebilen birini görmemiştim bu olay beni ziyadesiyle güldürmüştür umarım haşim bey'le başlayan metin bey'le devam eden bu dürüstlük furyası tam hızıyla devam eder.
metin feyzioglunun uzun vadede onunu acacak konusmadir, ipi cekilmezse. ayrica,
hocamiz seckin dinleyicilerin onunde dile getirmek istememis olabilir ama ifade ozgurlugunun iceriginde yapici olmayan elestiriyi dislayan hicbir sey yoktur.
Ergen gibi yine trip atmıştır; " 1 saattir sen konuşuyorsun 25 dakika ben konuştum." Şeklinde trip atmıştır Barolar Birliği başkanına.
Sanırım Başbakan pms yaşıyor. Çok agresif, çikolata filan verseler.
anayasa mahkemesinin kararına saygı duymayan başbakanın anayasaya uygun konuş diye kızara bozara bağırdığı ve arkasından cumhurbaşkanını da alıp gittiği tepkidir.
başbakan artık sinirli bir insan oldu, kendi alehine olan hiçbirşeyi kabul etmiyor. kendi istemediği bir duruma karşı anlayışı ve hoşgörüsü neredeyse sıfır.
kendi sağlığı açısından söylüyorum, bu kadar sinir iyi değil, hadi muhaliflere sinirli, ama bu sinirle yakında kendi çevresindelere de (aile başta olmak üzere, parti kurmayları ve partiyi destekleyen halkına...) zarar vermeye başlar...
Anayasa Mahkemesinin kararına saygı duymayan başbakanın anayasaya uygun konuş diye kızara bozara bağırdığı ve arkasından cumhurbaşkanını da alıp gittiği tepkidir.
erdoğan'ın eleştiriye bu kadar kapalı olması bir lidere yakışan özellikler değil. bence gençliğinden beri otorite ve farklı otorite görüşleriyle sorunları olmuş. fırsat bulduğu her an one munite deyip kaçmaya çalışıyor. haklı tek konu konuşmanın bir saat sürmesi, protokole uygun değil. onun haricinde konuşmanın içeriğinde salonu terkettirecek düzeyde bir içerik yoktu. feyzioğlu da zaten kendisine söylenen hiç bir lafın altında kalmamıştır. adam hukukçu, konuşuyor efendim.
(bkz: sen yalnış konuşuyosun) ne demek bu ya sen yalnış konuşuyosun ne demek nerde yaşıyosun sen hangi dağlısın sen na kimin yalnış kimin doğru konuştuğuna nasıl karar veriyorsun ? karşında seni eleştirebilecek bir insan olmadığına o kadar alışmışsın ki senin övülmediğin hiçbir konuşmaya tahamülün yok. insanların umudunun kaybolmaya başladığı bu dönemde böyle adamların çıkıpta ayar vermesi sevindirmiştir. koskoca ülkenin başbakanına bak ya ağzından tükürükler saçarak konuşmaya çalışmak yakışıyor mu ?
(bkz: sen yalnış konuşuyosun) ne demek bu ya sen yalnış konuşuyosun ne demek nerde yaşıyosun sen hangi dağlısın sen na kimin yalnış kimin doğru konuştuğuna nasıl karar veriyorsun ? karşında seni eleştirebilecek bir insan olmadığına o kadar alışmışsın ki senin övülmediğin hiçbir konuşmaya tahamülün yok. insanların umudunun kaybolmaya başladığı bu dönemde böyle adamların çıkıpta ayar vermesi sevindirmiştir. koskoca ülkenin başbakanına bak ya ağzından tükürükler saçarak konuşmaya çalışmak yakışıyor mu ?