oldukça ironiktir.
bütün dünyanın yüzde 100 kusurlu bulduğu, "ben yaptım, ben bilirim, emri ben verdim, gaz sıkmasaydık da beslese miydik" diye ahkam kesen başbakandan özür diliyorsun. sonra da utanmadan dönüp "yaa ama beraber gaz yemiştiiik, hani kardeştiik" diyorsun. ulan madem gaz yedin niye özür diliyorsun, madem özür diliyorsun niye gaz yiyorsun. neyse lan. baya bir karıştı mevzu. toparlıyorum.
sonuç itibariyle burada özür dilemesi gereken bir kişi vardır. o da başbakandır. kaldı ki siyasetçinin ayağına kapanıp elini öpmek en başta sanata hakarettir.
senden sanatçı değil, olsa olsa satıcı olur kolpaçino. bundan sonra senin filmine para verenin amına koyayım.
nasıl bir ülkede yaşadığımızı gösteren trajik olaylardan birisidir. ancak baskıcı bir rejim insanları özünden ve sözünden bu denli ayırabilir.
elbette ki, bu bir mazeret olamaz. böyle bir rejime karşı bir adım bile geri atmadan dik durarak mücadele edilmezse, bu gibi olaylar sıradanlaşacaktır.
ama şunu söylemek istiyorum: bu adam, şafak sezer, gezi eylemlerine katıldıktan sonra kamera önünde el öpüp özür diliyorsa para puldan çok gündemde yer etmek istiyordur gibi geliyor bana.
bu akplilerin hoşuna giden bir durum olmamalıydı. eylem desteklemek ile gidip bu yüzden özür dilemek arasında, hata yapıldığını anlayacak kadar süre geçmedi. bu adam bu şekilde davrandıysa, bu kadar tepki toplayacağını bilerek davrandı.
şu anda da herkes şafak sezerin istediğini gerçekleştiriyor. ben de tabi.