kış güneşi gibi belli belirsiz ışık süzmeleri. aydınlatan ama ısıtmayan. hiç kimsenin geçmediği uzak dar vadilerde kurbağalı dereler ve sessizlikte yeşil yeşil sıçrayan sesler.. krater göllerinde sazlıklardan havalanan ismi cismi bilinmeyen uzun bacaklı bir kuş sürüsü ve kimsenin hiç bir avcının dokunmadığı birbirne yakın kanatlar.. okyanusun dibinde kim vurdaya gitmiş batık, uzun direkli bir gemi ve içinde açılmamış anforalar.. bir cellatın bilinmeyen duyguları. keskin ve yalnız.
bazen sadece sevmek yetmez. sevilmek de gerekir...
aslında ruh başka bir ruha akmışsa artık hiçbir şey yetmez geride kalmak için; sevmek değil sadece. bazen de sevmek yetmez gitmek için... yanına bir tutam cesarette gerekir en hasından; sevmek gözü kara olmaktır plansızca çünkü.
evet. neden sevdiğini de söyleyebilmek gerekir. anti klişe timini çağırmadan, ben seni karşılıksız seviyorum zırvalarına girmeden, bana beni neden sevdiğini söyleyebilecek adamın kırk yıl kölesi olurum. bu kadar da zordur işte neden sevdiğini söyleyebilmek. zaman iste, bi düşüniyim de istersen git evinde kompozisyon yaz ama karşılıksız sevgi konseptini bırak artık ey seven! sen öyle diyince bir daha seni göresim gelmiyor.