büyüdüğünde bu günlerini ağzındaki şekerlerin tadıyla hatırlayacak çocuktur. kim ne der diye düşünmeden yaşadığı günler de o şekerler gibi çocuklukta kalacaktır çünkü.
bir başka versiyonu kapıdan şeker isteyip ''arkadaşımın yerine de alıyorum'' diyip iki tane alan sonra arkadaşına ''istersen sen de al'' diyen çocuktur. uynığın önde gidenidir.
misafirliğe giden ve "aman da ne şirin ne şeker al çocugum çekinme" ısrarlarının üzerine önce anneye dönüp bakan sonra kafasını babasına çevirip bakan sonra bir şeker alan, evsahibinin "ay sen ne şirin şeysin hadi bir tane daha al" demesi üzerine yine önce anne sonra baba sonra 1 şeker diye devam eden bitmez tükenmez döngüde kararsız kalmıs çocuktur.
çocuk da olsa nezaketliğin, görgünün ne olduğu anne baba tarafından bünyelerine enjekte edilememiş çocuklardır. avuç avuç hiç düşünmeden ceplere atarlar ve ''banane ya yicem'' diyerek iyice deli ederler insanı. 5 yaşına kadar tamam anlarsın da 9 yaşındaki çocuk bunu yaparsa höst derim ben.
bir de bunların bilgisayar oynamak isteyen çeşitleri vardır misafirlikte ki hiç çekilmezler. kapalı olduğunu gördüğü bilgisayarı ''ben bilgisayar oynıycam açsana'' gibi emirler verip çıldırtırlar. anne babası olmasa da yapıştırıversem suratına dersin ama ne mümkün.
(bkz: yaşadım da ordan biliyorum)
Bu çcukların yanında poşet olur ve içine içine doldururlar. Çünkü evde anneleri şöyle demiştir:
-Bu sene çikolata, şeker çok pahalıydı o yüzden alamadık. Poşetleri doldurun öyle gelin de misafir gelince ikram edelim.