bugün bayram
erken kalkın çocuklar
annemiz bugün bizi bekler
bayramlarda hüzünlenir melekler
gönül alır bu güzel çiçekler...
bu sabah bu eseri dinliyordum hayata dair umutlarımla. nerden bilebilirdim ki bir çığlığın denizleri aşıp bana ulaşarak ruhumu kirleteceğini?
ne kadar duygusal, ne kadar yürek burkan ve biz büyükleri derinden yaralayan hüzün dolu bir eser değil mi bu arkadaşlar? ah yatalak valideciğim, ah. derin bir ah çektim içim yandı... o eski hüzünlü ve gariban yuvamızın geri gelmeyeceğini bile bile ağlıyorum şu an hüngür hüngür. açlıktan battaniye kemirdiğim, doğum günlerimde hediye olarak probis aldığınız günleri özledim. şimdi arabam, evim, milyonlarım var, bi telefonumla vali ceketini ilikliyor önümde ama ne fayda. ah yatalak valideciğim ahh.
biz o temiz günleri özledik. müslümanların kardeşçe yaşayarak halaylar çektiği, ilahiler eşliğinde hüzünlendiği..
bu akşam çok durgun ve bayatım arkadaşlar. ekmek sepetindeki kırıntı gibi hissediyorum kendimi. böyle dünyanın mini eteğini kıvırırım be! yetti artık bu dindarların çektiği, yetti artık anlıyor musunuz? biz bu kadar horlanacak, yerlerde tekmelenecek hiçbir şey yapmadık! tayyip erdoğan da olmasa bilmem ne halt ederdik..
bugün kan donduracak, tüyler ürperten bir olaya tanık oldum. bugün bir cinayetin o iğrenç yüzünü gördüm. bugün içimdeki hbbia'yı öldürdüm defalarca. ah gözlerim görmeyeydi de bu olayı kafamı duvarlara çalmayaydım.
hülasa, bayram günü çocuklarımızı biliyorsunuz. kısaca bayram çocuğu diyorum ben onlara. mahallemizin haşarı ve herkes tarafından sevilen, kuran kurslarının müdavimi dindar receb'i vardı. sanırım artık hayatına daha kötü bir şekilde devam edecek. çünkü yüzü izmir marşı dinleyen ve bu ülkenin çağdaş ve laik olduğunu iddia eden bir adam! tarafından hunharca lekelendi. bu kadar yürek burkan bir dram olamaz, bu kadar gaddarlık olamaz. şu satırları yazarken kendimi kaybediyorum inanın.
işte o receb tek suçu sırf dindar olması ve bayramda şeker toplamak için komşuları ziyaret etmesiydi. yüzüne kaynar su fırlatılmasının nedeniydi bu belki de.
akşam üstüne doğru birtakım bayram temaslarında bulunmak adına ziyaretlere gidecektim arkadaşlar. evde oturuyor, televizyona bakınıyordum öyle. yatalak valideciğim ise elma falan soyup yediriyordu bana. tabii ki zinde olmam gerek. motor hbbia der bana samimi arkadaşlarım.
neyse tam o esnada kapı çaldı ve minik recep ile tayfası geldi arkadaşlar. receb, bülent, abdullah hepsi bıcırık çocuklar. yanaklarını mıncıkladım falan. bülent'i pek sevmem birkaç kez hırsızlık yapmıştı çünkü bizim evden bir şeyler aşırmış. yatalak valideciğim söyledi. abdullah da liderleri sayılabilir. içlerinden bir tek receb kral adamımdır. neyse bunlara beşer lira harçlık verdim, şeker verdim bolca falan. sonra da gönderdim işte. tabii ki elimi de öptüler.
içeri döndüm bir çay içeyim dedim ki bir feryaaaadd... ama nasıl yürekleri dağlıyor. hemen koştum balkona ve yerde yatıyordu receb kardeşimiz. acılar içinde yerlerde ağlıyor, can çekişiyordu sanki.
herkes balkonlarda çıkmış bağrıyor, bazıları da helal olsun kardeeşş ellerine sağlık sabahın köründe uyandırdılar bizi, kocamla iş pişiriyoduk tam, namaza falan gitmeyiz biz dindar değiliz neden rahatsız ediyor bu piçler bizi diye bağrıyorlardı. sağduyulu vatandaşlar ise bu tiplerin sesini susturdu kısaca.
hemen aşağı indim ve olayı çözümledim. komşulardan duyduğum kadarıyla bu adam çok çağdaş geçinen ve sabahlara kadar onuncu yıl marşı, izmir marşı söyleyen biriymiş. dindar çocuklar bu tipi sözde rahatsız ettiğinden dolayı ocaktaki kaynar suyu o iki dirhem bi çekirdek bebelerin suratına atarak yakmış. bir tek içlerinde receb fazla hasar görmüş. receb'in kalbine dayadım kulağımı acaba öldü mü diye. bu arada da kolluk kuvvetlerimizi olay mahalline çağırdım.
o receb ile son bakışımızdı ambulansın o ağlayan sesi onu götürmeden önce. gözlerinden yaş akmadan içinden ağlıyor, yüreği kanıyordu sanki. cebinden çıkardığı şekerleri avcuma koydu ve yanmış suratını görmesinelr diye utanarak yere doğru çevirdi. bu muydu insanlık! bu muydu çağdaşlık! bu muydu özgürlük!
"yanmış her yeri uzanmış yatıyor.
bir şeker uğruna ya rabbb ne çocuklar ölüyooor."
işte bu dizeler çıktı ağzımdan o kalb ağrım ile.
şimdi ise sabah dinlediğim şarkıyı değil. 'bayram gelmiş neyime' dinliyorum. he ya, bayram gelmiş neyine hicbiseyebosunaiclenmeyenadam?
neyine...
böyle bir türkiye'de bayramını bile yaşatmıyorlar, neyine?
bu olayın değişik versyonunu anlatayım bizim alt kattaki sorunlu yaşlı çift aşağıda aralarında benim kardeşimde bulunan oyun oynayan çocuklara aynen şu şekilde bağırır
hişşşt gidin burdan bakimn başka yerde oynayın yoksa üzerinize sıcak bulaşık suyu dökerim.(tehdite bak!) hemen aşağı inilir kardeş alınır
sonradan ögrenilir ki evet dökmüşler efendim bu psikopat çift suyu çocuklarıda allah korumuş
