ara ara aklıma gelir...takarım kulaklığımı soundtrack ını dinlerim, dünyaya milyonlaraca ışık yılı uzak mesafelerden bakarım o anda ve tarif edilemez bir huzurla dolarım bir sonun olmadığını bilmekten. evet her şey tekrar tekrar olacaktır başka bir yerde başka bir zamanda...
--spoiler--
3. sezonun 4.bölümünde insanların birçoğunun new caprica'dan galactica'ya alınabilmesiyle arkadasında cevap bekleyen birçok soruyu sormaktan önce derinden bir 'ohh, bari bu oldu' edası yaratmış, rahatlatmış süper dizidir.
--spoiler--
yoğun ısrarlar üzerine daha yeni izlemeye başladığım, 3 saatlik pilot bölümü ile beni benden alandır.
geç başladığıma da memnunum çünkü bütün sezonlar elimin altında, ben daha ne isteyeyim?
dizide bazı insanların insanlığa ihanet etmesinin nedeni hep insan olmanın arazlarından yine (aşık olup filan). ama şöyle düşünüp taşınıp da; şu insanlığın haline bak lan, adamlar(saylonlar) haklı anasını satiim diyip de saylonlara yanaşan yok. olsun.
yapımcılarının, goethe'nin, 3000 yıllık tarihini bilmeyen insan günübirlik yaşayan, insanlığının farkına varamayan insandır lafının etkisinde kaldığına canı gönülden inandığım dizidir. hakikaten başka bir türlü şey bu dizi. çoğunu görmediğimiz yaklaşık 40 bin kişilik topluluk ve öne çıkan birkaç çok iyi işlenmiş karakter üzerinden, neredeyse bütün yönleriyle insanlığın ne olduğunu ortaya koyuyor bsg. bazen derinlemesine bazen de muz orta kıvamında atıflarla insanoğlunun başından geçen hemen her türlü maceraya da bir şekilde deyiniyor. malzemesinin genelgeçerliği ile ileriki yaşlarımızda da bu diziyle beraber olm şansını bulacağımız için kendimi şanslı sayıyorum.
not: buraya yazılmamış ülkesinde en önemli televizyon ödülüne layık görülmüştür.
Libido'sunun verdiği emirler doğrultusunda hareket eden bir adamın iç çatışmalarını muhteşem şekilde işleyebilen* ve hiçbir karakterine sen siyahsın sen de beyazsın yakıştırması yapmaya izin vermeyen muhteşem dizi. Taraf tutmak çok zordur bu dizide, hatta öyle ki, üçüncü sezonda hâlâ insanları ya da cylonları tutmaya devam ederseniz ya çok yüzeysel ya da gözü kapalı bir ırkçı* olmanız gerekir. Herkes kendince haklıdır çünkü. Siz izlersiniz ve insan ya da skinjob kişisinin yaptığına hak vermekle ya da onu eleştirmekle yetinirsiniz. Ve dizinin en güzel yanı da klişe mottosunun çok lezzetli bir söyleyişi ve birlik beraberlik temasına sahip olmasıdır. So say we all!
yaklaşık 2 hafta içinde miniseriesden başlayıp 4. sezonun the fracking finaline kadar izledim bu diziyi ve çok kaliteli olduğunu itiraf etmeliyim. dizi kendi içindeki diyalogları ve bazı karakterleriyle şu andaki dünyamızın sorularıyla ve bir anlamda evrenin sorularıyla yeterince boğuşuyor ve bu derinliği yeterli aksiyon sahneleriyle hiç abartmadan götürebiliyor. şahsen gaius baltar'ın hastası oldum diyebilirim. ha birde eight çok tatlı hatun belirtmem lazım.
finalleden kalma sebebi. ve resmen mükemmel bir dizi. hayır, lost gibi artık rezillik kategorisine giren bir dizi bile bitmişken bu bitmemeliydi, bitemezdi.
we will miss you guys... all of you...
edit: ekisleyene not, losta dokundurduğum için eksilediğini varsayıyaorum, ya da diziyi hiç izlemedin.
filozoflar, şairler, dahi müzisyenler ve ilahi güçlere eklendiğinde, insanlığın iskeletini ortaya çıkarabilecek bir şaheserdir bu yapım. dizi değildir bu. bu, bize derstir. insan tekrar tekrar izlemeli, her kırıntısını öğrenmelidir bu dersin. bugüne kadar izlediğim diziler hoş prodüksiyonlar, zeki kurgular falan ama bu, kesinlikle o sınıfta değil. sığmaz.
bu öyle bir şaheserdir ki; içinde psikoloji, ahlak felsefesi, aşk, yönetim sanatı fazlasıyla vardır. insanlığı sorgulayan bir yapımdır. o onu yatağa atmış, beriki diğerine rüşvet vermiş, biri bunları görmüş skandal olmuş vs. vs. gibi tırtlıklardan uzak zekice kurguya sahip pek çok repliği tekrar tekrar gözden geçirilip üstünde düşünülesi bir fenomendir.
kitap olarak dune neyse işte bu dizi onun görsel karşılığıdır gözümde. on numerö.
yapılmış en muhteşem dizi, yaratılmış en muhteşem karakterler ve bitişi ile sevgilisinden yeni ayrılmış ve yalnızlığından otuzbir çekiyor gibi hissettiren başka dizilerle yerini doldurmaya çalışma boşluğu.