dizi ile ilgili çalakalem de olsa birkaç çıkarım yapmaya çalışacağım. demin diziyi izlerken ilk gözüme çarpan kadın kahramanlarımız oldu. dikkat ederseniz, kadın kahramanlarımızda bir çeşitlilik/renklilik/zenginlik var. lee'nin sevgilisi (dee) siyahi, helo'nun sevgilisi (shannon) uzak doğulu ve sam'in sevgilisi de (kara) sarışın. başkan rosslin'i de biraz zorlarsak kızılımsı. peki bunların sevgilileri olan erkeklerin hepsi beyaz acaba? ne siyahi, ne sarışın ne de uzak doğulu biri var. hepsi beyaz ırka mensuplar. yani ortada ilginç bir durum yok mu sizce de? kadınlardaki bu çeşitliliği bir tür pozitif ayrımcılık olarak okuyabilir miyiz? erkeklerdeki durumu da tam tersi bir okumayla beyazların faşizan iktidarı olarak adlandırmak mümkün mü? bu saptama doğru veya değil ama ortada bir tuhaflık olduğu aşikar. yani yüzeysel bi çıkarımla dünyanın tüm kadınlar tek tip erkeğe "hizmet ediyor". beyaz.
sevgilisi olmayan erkekler için ise durum biraz daha farklılaşıyor. gaeta olsun, zarek olsun, bu kişiler beyaz ırka mensup değiller farkındaysanız. özellikle zarek tipik bir latin amerikalı. ve terörist diye yok edilmek istenirken, kendisi isyan ettiğinde pazarlığa yanaşılmazken sonunda başkan yardımcılığına kadar geliyor. bi an için acaba kendisi amerika'nın arka bahçesindeki chavez'i temsil ediyor olabilir mi diye düşünmedim değil. rosslin de amerika'nın başkanı. aslında rosslin'den çok adama'lar başkan olmaya daha yatkın sanki. babadan oğula geçen bush'lar gibi...
cylonlar da kendi dinlerinden(hıristiyan) mensup olmayan ötekiler. müslümanlar mesela... yani bu tip anlam yüklemelerin ve alt metin okumaların star wars (bkz: politik kamera) ile yüzüklerin efendisi'ne atfedildiğini biliyoruz hepimiz. sonuçta sovyetler birliği'nin dağılması ve sosyalist bloğun yıkılarak soğuk savaş döneminin sona ermesiyle yeni bir düşmana ihtiyaç duyulduğunu ve bunu da 11 eylül'le birlikte ortadoğu'daki petrol rezervlerine sahip ülkeleri terörist ilan etmek için planladıklarını da michael moore'dan öğrendik bir güzel. ve müslüman alemi potansiyel terörist gibi yeni düşman ilan edildik. ha bu bizi cylonlu yapar mı emin değilim. ama insanlar çok tanrılı bir dine mensup ve cylonlar ise tek tanrılı. e biz de hıristiyanlık dini ile pek de alakalı sayılmayız değil mi her ne kadar her iki din de tek tanrılı olsa da... iyi bi araştırmak lazım. eminim yurtdışında yazılmış sağlam inceleme/çözümleme yazıları bulunmaktadır.
gecenin bi saatinde sadece dizi izlerken bir anda aklıma geldi böylesi dağınık ve üzerinde eni konu düşünülmemiş bazı dağınık fikirler ve unutmadan hemen yazayım istedim. düşündüklerimin ne kadarı saçmalık ne kadarı doğru şu an hiçbir şey iddia etmiyorum tabiki. ama özellikle ilk paragraftaki durum çok da yanlış bi tespit gibi gelmiyor bana.. ortada kadın-erkek ırklarının dağılımına bakıldığında enteresan bir durum gözümüze çarpıyor, burası kesin. ve bu kadar mı tesadüf olmuş olabilir. hayır, emin olduğum bi şi varsa o da bu dizide bazı şeylerin kesinlikle tesadüf olmadığıdır.
sürekli takip etmediğim ama takip ettiğim kısa bir süre içerisinde bilim kurgu tadında diziden çok, bilim kurgu tadında konulu porno diziyi anımsatan dizidir. *
s03e18
--spoiler--
3. sezon finaline yaklaştıkça dizideki gerilim artıyor. starbuck'ın ölümünün matemi hala sürüyor. dizi kendi içinde de, bizim içinde eski tadında değil onsuz. bu arada apollo raptor'ından fırladığını görmedi evet ama bence bi şekilde fırlattı kendini. ben öldüğüne inanmıyorum açıkçası. koskoca 4. sezon onsuz geçemez. bu izleyicilere çok büyük bir haksızlık. hem herkes yazılı bi kaderi olduğundan söz ediyordu. bu kader kendi isteği ile ölüme gitmek gibi saçma sapan bi şey olamaz. o yüzden kesinlikle ölmedi starbuck! ama 3. sezon finaline kadar göremeyeceğiz. belki de 4. sezonun ilk bölümüne kadar...
bunun dışında 3. sezon finali duruşma heyecanı ile geçecek ve ordan sanki baltar lehine bir karar çıkacak gibi bir his var içimde. zira baş savcı romo, oğul adama'yı ele geçirmeyi başardı. *
--spoiler--
s03e18
s03e19
--spoiler--
finale giden son adım. tahminlerim üzere mahkeme başlamış ancak sonlanmamıştır. roslin'e üzülmüş bulunmaktayız. lee adama idealist takılmakla birlikte, saçmalamakta. bu arada dünyaya bir adım daha yaklaşılmakta. ama dünya muhtemelen son sezon olan 4. sezon finalinde bulunacak. (çok dizi seyredince kehanette bulunmak daha kolay bir hal alıyor. yanıldığımı da sanmıyorum. egon şişsin n.s.e.r)ama mahkemenin seyri değişti. baltar kaybedecek muhtemelen ama öldürülmeden gemiden kaçacak bence. neyse bokunu çıkarmadan 3. sezon finalini yapıp, öyle konuşalım bakalım.
edit: ha bu arada adamım 'tek göz' saul'e ayyaş muamelesi yapıyorlar ama geminin içinde bir şey keşfetti ve bunu ondan başkası da duydu. hiç bilmediğimiz bir sürpriz bizi bekliyo finalde bence. truva atı misali geminin içinde cylonlar falan çıkarsa şaşırmak yok, tamam mı?
--spoiler--
s03e19
ağır spoiler içerir
--spoiler--
final bomba gibi oldu tabii. öngörülerimden doğru çıkanlar oldu. hele ki son yazdığım entry'deki edit, takdire şayan olmuş. baltar mahkemeyi kazandı. starbuck ölmedi. dünyayı buldu ama bizimkiler ona inanmıyor. cylonlar kendi aralarında bölündü. 12 cylon türünden sadece 5'ini bilmiyorduk, 4'ünün kim olduğunu öğrendik (gizli bakınızda yazıcam, ona göre bakın içine *. baltar adeta bir peygamber gibi ilgi görüyor ve öyle yaşıyor artık. dizide bilinmeyen tek bir cylon var, onun için de tahmin hakkımı kullanıyorum; 1- adama, 2- lee, 3- roslin *
--spoiler--
ağır spoiler içerir
starbuck'ın ikna mücadelesi ve cylonlar arasındaki fikir ayrılığından doğan çatırdamaları izlediğimiz bir bölüm olmuştur. (aslında daha detaylı anlatırdım ama malumunuz dün gece sözlüğün org kısmına bile giremediğimiz için ve dizinin bölümlerini peş peşe izlediğim için tam olarak hangi bölümde ne oluyor birbirine karştı).
bu bölüme damgasını vuran olay, lee'nin aktif donanma görevini bırakıp, siyaset hayatına atılması ve hükümette görev alması. veda sahnesi dokunaklı bir sahnedir.
s04e03
--spoiler--
gitti cally. tory senin a.q. bu yanına kar kalmaz. cylon cephesinde iyiler zor durumda. dizi kesinlikle ırkçılık karşıtı. türler birbirine girdi ve peki alaq da yasanabilndiğini gösteriyorlar. en azından ş,md,lk bebeler sağlıklı. dizide yalnız (genel olarak söylüyorum) böyle gülmek etmek yok. melankoli ve yer yer depresif bir hava var. özellikle 3 ve 4. sezonlarda. ama çok çok başarılı kesinlikle.
--spoiler--
s04e03
cnbce de yayınlanırken, neden sürekli bunu gösteriyorlar ya, bu ne saçmalık deyip değiştiriyordum, uzayda olan savaşlar hiç ilgimi çekmez deyip geçiyordum ama bu dizi daha mini series'i izlerken bile beni bir etkisi altına aldı daha da çıkamıyorum. hayatımda izlediğim en iyi dizi. 40 dakika video izlemeye zar zor tahammül edebiliyorken, bunun bölümlerini üst üste zamanın nasıl geçtiğini anlamadan izliyorum.
ilk sezonunda insanlığın gelişimini adım adım anlatıyor sanki. 50 bin kişinin kaldığı bir toplulukta hükümet, askeriye, polis teşkilatı, özgür basın ve sonra ekonominin gelişimi, meclis oluşumu... buna bilimkurgu dizisi deyip geçmek hakaret olur bence. senaristlerinin dahi olduğuna inanmaya başladım. her bölümü hayretle, bir insan bu kadar şeyi göremez diye izliyorum ve daha iyi bir dizi çekileceğine inanmıyorum.
s04e04
--spoiler--
roslin ölüyor, ama dünya bulunmadan son nefesini vermez heralde. baltar tam bir peygamber oldu. yeni bir din yaratıyor. tek tanrılı dini. kendisi de muhtemelen bu dinin tanrısı olacak. saul kendini arıyor. bakalım bu arayış sonunda kendisini hangi gerçeğe ulaştıracak..
--spoiler--
s04e04
s04e05
--spoiler--
demetrius'ta isyan var! kara zor durumda. ben karA'ya sonuna kadar inanıyorum ancak demetrius'ta görevde olsaydım, ben de isyancıların yanında olurdum. ayrıca galen yeni peygamberin son müridi oldu diyebilirim. dizi son sezonunda büyük finale giden her bölümde inanılmaz heyecan ve adrenalin dolu olarak ilerliyor. öyle ki nefes bile almadan izliyorum desem abartmış olmam bölümleri ard arda...
--spoiler--
s04e05
s04e06
--spoiler--
kısa mı sürdü yoksa bana mı öyle geldi anlamadım ama bi solukta bitti bölüm. starbuck (kara) başardı. bedel ödendi ama şimdilik görev başarıldı. direniş zamanında number six'i öldüren barolay, saylonların gemisinde öldürülerek saylonlar tarafından intikamı alınmış olundu. bunun üzerine sam number six'i infaz etmek üzereyken kara tarafından durduruldu. çünkü sam'in infazı çok daha büyük sorunlara yol açabilirdi saylonların gemisinde. ama sam'in yapamadığını diğer number six yaptı ve kendi kopyasını öldürdü. neyse, kara sonunda hybrid ile bir araya getirildi ve mesajını aldı. ve ucu ucuna demetrius'adönmeyi başardılar. gerilim yer yer tavan yapıyor. gerilimin düşük olduğu sahneler de oldukça dramatik ilerliyor. yani dizi bir sağ bir sol patlatarak izleyiciyi dağıtıyor resmen... diğer detaylara girmicem çünkü bi yazmaya başladım mı detaycılık takıntım yüzünden dizinin her saniyesini aktarmaya başlıyorum.
--spoiler--
s04e06
roslin tory'nin baltar'la yattığını öğrenmiştir. tory roslin'e baltar'ın ruhani mesajına inanmaya başladığını söyler. ve roslin'den tory'ye tarihi ayar gelir;
--spoiler--
"tüm geceyi dizlerinin üzerinde dua ederek geçirmen veya sadece dizlerinin üstünde durarak geçirmen umrumda değil. bla bla bla..."
--spoiler--
dizide bugüne kadar karşılaştığım en ağır ayarlardan biriydi.
s04e08
--spoiler--
ana gemiye bir şey olmadığını biliyoruz. sadece sıçradılar. bill adama yine yaptı yapacağını. adamın her kararı, hareketi, konuşması insanı acaip etkiliyor. komutayı saul'e bıraktığında şaşırsam da o kadar etkilenmedim fakat uçuş kıyafeti ile görüp de raptor'a bindiğini gördüğümde tüylerim diken diken oldu. ve oğluna bomba repliği patlattı gene. "ilk görevim bir viper'la tehlikeli bir keşif göreviydi. öyle ki yakalansam, kimsenin yardım edemeyeceği bir uçuştu bu." dedi. resmen bizde derler ya "buraya nerden geldiğini asla unutma" diye, bunun en güzel örneğini gösterdi adama işte.
bu arada galen ne yapıyor, tory'yi yakalayacak mı, gaeta ne durumda, baltar ne bok yiyor falan, o tarafı hiç göremedik.
ayrıca bill adama raptor ile öylecene boşlukta ne kadar bekleyebilecek, o da ciddi bir merak konusu doğrusu. 9. bölümde son saylon'un kim olduğunu öğreniriz gibi geliyor artık.
neyse, daha fazla zaman kaybetmeden 9. bölüme başlayalım.
--spoiler--
s04e08
s04e10
--spoiler--
d'anna galactica'dan sadece 4 kişi alıp gideceğini söyledi. bu da demek oluyor ki son saylon ya baltar ya da roslin! oh gods!!
--spoiler--
s04e10
s04e10
--spoiler--
xo saul tigh'ın adama ile yüzleşmesi, kara'nın sam ile yüzleşmesi.. her bölümde insanın tüyleri diken diken oluyor artık. adama'yı hiç bu kadar aciz görmemiştim. oysa ki bulutsuya kadar saul bile ne olduğundan bi haberdi. sen nasıl olur da geçmiş 30 yıl adına kendini yer bitirirsin?!
neyse bölüm sonunda az daha birbirlerini yok etmeye hazırlanan saylonlarla insanlar bir şekilde barışıyor ve hep birlikte dünya denen gezegene ulaşıyorlar. ancak dünya'ya indiklerinde görüyoruz ki, kimsenin yüzü falan gülmüyor... neden mi? o da bir sonraki bölüm canım.
bu arada barış ilan edildi falan ama nedense kimsenin aklına 5. saylonu sormak gelmedi. bu iş bu kadar çözülmeyecek gibi bir his var içimde. zaten d'anna galactica'ya gelip saylonların 4'üyle göz kontağı kurup kendi gemisine tory ile dönünce hemen su koyuverdi dikkat ettiyseniz. yani hiç güven veren bir saylon değil..
--spoiler--
s04e10
