Basketbolda günden güne, yıldan yıla başarıya koşarken, futbolda son 10 yılda euro 2008 ve 2002 dünya kupası haricinde ne adam akıllı maç kazanmışlığımız ne de futbolda seyir zevki vermişliğimiz var.
Gelir, elin Letonyası ile maç yapılır. Zannedilir ki, "Letonya kim amk, 5 atar göndeririz." denir. Ancak maç içinde 45 dakikada 2 şut anca çekilir maç sonunda 1-0 bala göte kazanırız.
Baskette ise son 2 yıldır özellikle seyir zevki, destek ve heyecanı anbean yaşıyoruz.
Hele ki 5 eylül 2011 ispanya türkiye basketbol maçının son çeyreğinde yenilen sadece "2 sayı" bu durumu özetlemektedir. Murat Kosova'nın sevinç çığlıkları, kenetlenmiş oyuncular vs.. vs...
Futbolda durumlar karışık. Ruhsuz çıkan bir 11, verilemeyen seyirci desteği, neyse ki baskette işler iyi gitmeye devam ediyor.
jenerasyonla ilgilidir. daha düne kadar basketbolumuz futbolumuzdan daha iyi değildi. yarın bir gün ibre yine tersine dönebilir.
şu ana kadar değişen jenerasyona rağmen düzenli olarak başarılı yakalayan sadece filenin sultanlarıdır.
kesinlikle haklı bir önermedir.
türkiye'ye hep futbolu öne çıkan bir ülke gibi bakılır ancak işin aslı basketboldur. hem lig olarak hem milli takım olarak çok kaliteli bir düzeydeyiz. aman bozmayalım.
