kimden çirkeftir, kimden çirkef değildir bilmem ama yetenek olarakta, kişilik olarakta galatasaray'a yakışmıyor. umarım önümüzdeki sezon kendisini almanya'da ikinci lig kulüplerinden birinde görürüz. bunu söylememin nedeni sadece bugün atmaya çalıştığı tekme değil, takım içerisinde yabancı oyuncularla yaşadığı problemler, ona buna gidip rijkaard'dan dert yanması, eleştirmesi vs. cidden barış yakışmıyor galatasaray'a.
bir galatasaraylı olarak utandığım futbolcumsu. yazık. futbol öncelikle insan oyunudur. o nasıl bir tekme sallamadır? o adamın ayağına gelse, yüzde doksan kalıcı sakatlık yaşardı. bunun vebalini nasıl bir anlık sinirle göze alırsın? gerçekten şu hali görünce acıyorum bu adama. adnan polat' ın ilk olarak bu adamı yollaması gerek.
sakat sakat tekme atabilen oyuncu. sivas maçında oyuncuya sakat olduğu için basmayan; fakat ne gariptir ki aynı futbolcu gol yedikten sonra hem tekme hem kırmızı kart görebiliyor.
koyu bir galatasaray taraftarıyım. "bu adam gaasssrayda diye böyle oluyooo yeaa hepsi böle bunların" diyen tüm fenerli fanatikimsi bilmemneler de defolsunlar memleketten. bu adamı hala savunan, yok efendim "emre daha çirkef yeaaa" diyen galatasaraylı fanatikimsi bilmemne varsa onlar da defolsunlar memleketten.
bu adamın kişiliğinden önce zaten oynadığı futbola bakarak kaç zamandır florya'da yediği yemek bile kulübe gereksiz masraftır diye düşünüyordum. ama şu yaptığı hareketle artık "götümüze girebilir" diye entrye yazamayacağım bir sürü lafı haketti bu adam.
bu ülke nice çirkefler gördü de, senin gibisini görmedi barış. ben tuttuğum takımda görmek istemiyorum seni. arsenal'li eduardo'nun bacağını kasıtlı kıran martin taylor pezevengiyle aynı kefedesin artık benim için.
rezalet bir hakem yönetimi nedeniyle anca 92. dkda atılabilen çirkef oyuncu. yaptığı terbiyesizlik yetmezmiş gibi bir de karttan sonra sahaya girip tokat atmıştır. sormak isterim kendisine kimsin sen? eşkiya mısın futbolcu musun? emsal olması sebebiyle alabileceği en büyük ceza verilmelidir kendisine ki bir daha yapmasın. ama söylerken bile buna inanmak gelmedi içimden. iyisi mi almanya 2. liginde eşkiyalık yapmaya gitsin hepimiz rahatlayalım.
şu hırs konusuna bir açıklık getirilmeli. yani "hırslı bir oyuncu, ara sıra hırsının kurbanı oluyor" cümlesinin açılımı nedir?
son dakikada gol yedik diye, atıyorum hakem hatalı karar verdi diye veya o da benim takım arkadaşıma yaptı diye gidip rakip futbolcuya yaralayıcı bir hareket yapmak bence bir hırs değildir. 3 sene sonra beyni patlayıp sahibine saldıran doberman köpeği gibidr bence o adam.
bir dönemler roy keane kendisinin uzun süre sakatlanmasına sebep olan norveçli haaland'a iyileştikten sonra karşılaştıkları ilk maçta sert bir müdahalede bulunup adamın futbol hayatını bitirmişti.
zamanında athletic bilbao'lu bir oyuncu bernd schuster'in bacağını kırmıştı, schuster 6 ay sonra sahalara dönmüş, bilbao maçında elemana kasıtlı olarak girmiş anca yeterli miktarda hasar veremeyince bu sefer adamımız gidip maradona'nın bacağını mı ne kırmıştı.
saçma mesele şu "hırs" denen şey. bence hırs demek bu değil. çok yanlış anlamışız hırs denen şeyi.
barış özbek'in sivas maçındaki puan kaybında suçu yoktur.yaptığı hareket ilkelliğin ta kendisidir, yanlıştır, yakışmamıştır. sorun bireysel olarak değil- jo hariç- takımın tamamındadır. büyük takımların bir atıp yatma gibi lüksü olamaz. olursa sonu böyle olur. örneği de çoktur: manisa,ibb...
mantalitesi zayıf bir futbolcudur. sinirlenir tekme sallar, topu elle keser, kendini atar, faul yapar. ama çok mücadele eder bu adam. güzel ortalar açar bazen, iki ayağına hakimdir, asist falan yapar.
sivas maçındaki hareketi için kızamıyorum kendisine. beni değiştir işareti yaptığında gökhan zan'ı oyuna alabilmek için değiştiremem işareti yapan bir teknik direktör görsem ve o kadar mücadele edip 90+3'de gol yesem ben de sinirlenirdim heralde. gökhan zan diyorum bak.
yaptığı hareketten ötürü,rakibinden bir özür dielemesini beklediğim,gurbetçi gs'li futbolcu.dün akşam fenerbahçe'li gökhan gönül gibi,adam gibi,özür dilemeli bence.gerçi web sitesinden görüldüğü kadarıyla biraz zor ama.
ben bu arkadaşın sivasspor maçının son anlarında rakibine savurduğu o bombastik tekmenin altında tek bir etken görüyorum. hayır art niyet ya da çirkeflik değil, barış özbek sahada öyle rakiple didişen türden bir adam değildir. evet bu etken tamamen yeteneksizliktir.
yani adamın teknik kapasitesi o kadar deniz seviyesinin altında ki hamle yaptığı ayağını toptan 50 santimetre kadar ıskalayabilmektedir. zaten oyundan çıkarken ki siniri, o sikimsonik saç bandını yere fırlatması falan, hepsi bunun göstergesi. gerçekten art niyetle vurmaya kalksa kırmızıyı yedikten sonra intikam almışcasına giderdi soyunma odasına ama sinirlendiğine göre kapasitesinin ne kadar düşük olduğunun farkında ki "hay sikeydim" şeklinde bir tepkiyle oyundan çıkıyor.
velhasıl, florya semalarından tez vakitte yok ol almancı. barcelona'ya 10 gol atsan bile yerin yok şu kulüpte senin, bas gaza aşkım bas gaza...
ya barış, olum git almanyaya, doldur bi kaset, repçi ol lan. valla olum, ne işin var senin galatasarayda. seni getiren feldkamp inci sözlükteki sikişen dedelerin en öndekinin yerine geçer umarım.
yemin ediyorum, golü attığından sonra bile sevinemedim, boku yedik, ilk onbirde başlıycak haftaya dedim. saol, zaten skorun değişmeyeceği bir maçta gördüğün kartla bizi senden mahrum bıraktın.*
işin taktiksel boyutuna gelince, ne top sürmeyi, ne topa vurmayı, ne de savunma yapmayı biliyorsun. sadece deli gibi koşmakla futbolcu olunamıyor, olamazsın! üstüne üstlük, kendini ne sanıyorsan, sürekli dribbling çabaları, topuk pasları, artislik çabaları. yapma!
bi de işin başka bi boyutu var ki, acıdır. eğer galatasaray kazansaydı senin golünle, başlığının altına methiyeler düzecek olanlar, şimdi giydiriyor çatır çutur.
tekme yedikten sonra rakibi kart görmedi diye rakibine tekme atan futbolcu. yatsın kalksın o tekme o adama gelmedi diye dua etsin. yoksa en az 4-5 maç ceza alabilirdi.
adam yine 4 maç ceza yedi. demek ki o tekme gelse evinden aldıracaklar.*