bazı gerizekalıların adını daha bu hafta duyduğu, halbuki 2 mayıs 2008'den beri icraatta olan siyasi parti. hatta son yerel seçimlere bile katılmıştır.
isminin barış demokrasi ve musiki partisi olması beklenen partinin kısa versiyonu. musikiyle ne alakası var diyeceksiniz. iyi de barış ve demokrasiyle de ne alakası var.
dtp gibi bdp de, kaygan siyasi zeminde dik kalmayı başaramayıp yola devam ederse sonucu kestirmek hicte zor değil.
asıl sorunların üzerinden atlayarak yapılan ve ülke halkına zarar veren 17 metrekare siyaseti aihm'de sonuclanacak gibi duruyor şimdiden.
tabii o zamana kadar siyasi partiler ve secim yasasında herhangi bir değişiklik yapılmazsa.
dtp denen demokratik terör partisinin büyük ihtimal yeni partisi.
pkk'nın siyasi kanadı olarak yeni dükkanları artık burası olacak galba.
ayrıca tam bir demogoji örneği olarak parti isminde barış ve demokrasi olması ise epey komiktir.
hem pkk gibi katilleri, teröristleri savun sonra barış ve demokrasi adı altında ulvi değerler altında parti kur.
Logosu; dikenli telle sarili ak 47 tufektir, arka planda ise yuzu kapali bir terorist zafer isareti ile yer alir. Siz o ak 47'nin dikenli telle sarili olduguna bakmayin, o tufek yine ellerinde olur. sectikleri parti ismi gibi logolari da kendileriyle celisir.
geldik zurnanın zırt diyeceği yere. dtp kapatıldı. bu stepne ile mi yola devam edilecek yoksam pkk'ya karışıp katlin birinci elden sorumlusu mu olacaklar. bekleyip göreceğiz.
marmaris ilçe başkanının ukrayna uyruklu bir türk vatandaşını kaçırarak cinsel ilişki kurdu parti
haber şöyle:
"dün gece yarısı kiraladıkları otomobille dolaşırken, Kemal Elgin Bulvarı sahil şeridinde evine gitmekte olan Olena Tomar'a yaklaşıp sözlü tacizde bulundu. M.S. ve E.Ö., kendilerini azarlayan Türk vatandaşı Tomar'ı zorla arabaya bindirerek Marmaris'ten 19 kilometre uzaklıkta Bozburun Köyü'nde bulunan bir inşaat alanındaki barakaya getirdi. Burada cinsel tacize uğrayan Tomar, direndiği için dövüldü. M.S. ve E.Ö. bir süre sonra Olena Tomar'ı, Marmaris'in Turgut Köyü karayolu kavşağına getirilerek tekrar tekme tokat dövüldükten sonra bıraktı."
seni seviyorum ne kadar anlamını yitirmeye yüz tutmuşsa yoz sevgiler yüzünden, bu barış ve demokrasi lafları da siyasetçiler tarafından yozlaştırılmaktadır. halka afyon tadında enjekte edilmektedir. siyasetçiler ve sevgililer bu yüzden benzerlik gösterirler, sahip oldukları aslında olmadıklarıdır, sen ile başlayan cümleleri aslında sonsuz bir ben'dir. kendi söylediklerini kendi tutkularını severler ama karşı tarafında onları sevdiklerine inanmalarını isterler. demokrasi diyen de zorbalık, barış diyen de savaş mevcuttur.
