biz simsiyah gecenin koynunda yapayalnızken, uzaklarda bir yerlerde doğan güneşsin.
kupkuru bir ağacın dibinde yapayalnız beklerken, sen uzakta bir yerde kök salıyorsun yeniden.
çatlamış dudaklarımızla ses bile çıkartamazken, uzaklarda en güzel türküleri söyleyensin sen.
bizi gören ve bize umut veren senin şarkılarını bilen ve dinleyen, onlarla coşan, onlarla sönen bir gelecek bıraktıysan sen, ölmeyensin. bitmeyen, tükenmeyensin. bitmeyeceksin.
"insanın öğrenmesi gereken ilk dil, tatlı dildir." deyip insanlara, çocuklara insanlığın gerektirdikleri üzerine mesajlar vermiş sanatçımız. çocukluğunu anlatan üç kelime söyle deseler, biri mutlaka onun adı olur.
barış manço türkçüdür. bunu bilen az sayıdaki ve kendini devrimci olarak adlandıran soytarı olmadık iftiralar atar rahmetliye. sebebi budur yani, çekememezlik, kıskançlık söz konusu.
hatta alparslan türkeş barış manço'ya -saçlarını kestir bize katıl- demiş ve barış manço'dan;
''bozkurt hiç yelesiz olur mu ?'' cevabını almıştır.
yaz dostum yoksul görsen besle kaymak bal ile
yaz dostum garipleri giydir ipek şal ile
yaz dostum öksüz görsen sar kanadın kolunu
yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile
diyerek insanlara insan olduklarını hatırlatmaya çalışan, hepimizin barış abisi.
çocukluğumda her pazar doya doya izleyebildiğim ülkemizin en iyi temsilcisi, aramızdan çok erken ayrılmış, muhteşem "gerçek" sanatçı. benim çocukluğum seni seyrederek geçti. şimdi kızıma sadece şarkılarını dinletebiliyorum. sseni izleyemese de sesini tanıyor. şarkılarını biliyor ve inanıyorum ki o da kendi çocuğuna seni öğretecek... huzurla uyu. o çocuklar adam oldu.
dün yine yapayalnız dolaşırken yollarda
bir türkü tutturmuşuz anlıyorsun değil mi?
ayağındaki gümüş halhala nazar eyle derken
sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyan
domates biber patlıcan
seher vakti çıktın yola anan sordu nire oğlum böyle
nasıl anlatsan bilemiyordun için içine sığmıyordu.
bilmiyordun kaç yıl oldu saymadın köyden göçeli.
belki de gönül ferman dinlemiyordu.
nane limon kabuğu bir tutam zencefil.
en iyi arkadaşın eşek.
müsadenizle çocuklar derken.
lambaya püf de, hoh deme püf de.
beyhude geçti yıllar ama silinmedi hatıralar.
sen gidince güller açtı gülpembe.
unutmadık dünya fani veren allah alır canı.
biz nasıl unuturuz seni.
unutamadık unutamadık ne olur anla bizi.
ellerinle büyüttüğün solar iken dirilttiğin çiçekler.
Arabanın arka koltuğuna oturduğum yıllardan, gözbebeğim'e aşkla baktığım an'lara... yıllar geçti ve geçiyor... sen gittiğin gün biz büyüdük... 12 yıldır sensiz büyüyoruz, her anımızı seninle yaşayarak...
Değerini ve nefesini hissediyoruz üzerimizde...
Seni özlüyoruz...
Gözün arkada kalmasın...
Cennet'inde rahat uyu barış baba...
kanalın birinde, paranın gücünü görmüş ve saf değiştirmiş bir kadın çıkıyor. diyor ki ; barış manço'dan daha iyi ıvır zıvır söylüyor bir şeyler. bir adam çıkıyor, azrail'e benzetmeye çalışmış kendini. barış manço'dan daha iyiymiş bu insan. kazalara dikkat çekiyormuş.
12 yıl oldu. o gittiğinde ben daha yeni okula başlamıştım. uzun süre oldu. acısı, özlemi bitmedi.
nev'i şahsına münhasır deyiminin üzerine en çok yakıştığı insanlardan. bu tür insanların ne kadar az sayıda olduğu ve çoklarınca özlenildiği düşünülürse, onun için iç rahatlığıyla "nadide bir insan" derim.
köpek gibi özlediğimiz, keşke şuan olsaydı dediğimiz, Mustafa Kemal'in yaratmak istediği Kökleriyle barışık, onları koruyan ama geleceğe de uzanan neslin en önemli temsilcilerinden büyük insan, büyük sanatçı, büyük "baba", büyük "abi".
Selam olsun sana Barış ağabey. Nazar eyle şarkında bahsettiği Ulu hakan'ın, 40ların, Katip arzuhalimde andığın Pir Sultan Abdal'ın, 2023te saygı duruşunda bulunduğun Mustafa Kemal'in yanındasındır eminim.