akp'nin baroların sistemini ve yapısını değiştirmeye çalışması, tam hakimiyet kuramadıkları bir topluluğu bölüp yönetim altına alma çalışmasıdır...
yani akp bir alanda daha tam bir hakimiyet kurmak istiyor.
akp, avukatlık kanunu'nun barolar ile ilgili maddelerinde değişiklik yaparak "çoklu baro" sistemi getirmeyi düşünüyor, ayrıca avukatların baroya üye olma zorunluluğunu da kaldırmaya çalışıyor.
şayet akp bu kanunda değişiklik yapmayı başarırsa bir ilde birden fazla baro kurulabilecek...
işte zurnanın zırt dediği yer burası.
şimdi a şehrini düşünelim.
bu a şehrinde 2 adet baro olduğunu düşünelim.
x barosu, normal bugünkü baromuz.
y barosu ise, x barosunda yönetimi ele geçiremeyen akp'ye yakın avukatların, x barosundan ayrılıp oluşturdukları "yandaş" baro...
sizin bir davanız var, avukat tutacaksınız.
hangi baroya kaydı olan avukatla anlaşırdınız?
muhalif olanla mı, yoksa iktidara yakın olanla mı?
yahut düşünün bir hakim.
karşısında 2 avukat var.
muhalif x barosundan avukat davasında haklı, ama hakim iktidardan yana olan y barosunun avukatının aleyhine karar verebilir mi?
y barosunun avukatının vekil olduğu bir davada bu avukatın vekalet ettiği tarafın kaybetme olasılığı nedir???
bir de bu açıdan bakın baroların yapısının değiştirilmesine.
iki farklı, yani çoklu baro sistemi yaratılacak.
yandaş baroların avukatları ile anlaşıp mahkeme açarsanız sorun yok.
ama kalkıp muhalif x barosunun avukatını tutarsanız siz de otomatikman fişleneceksiniz...
işte akp'nin baroların yapısında yapmak istediği değişikliğin temel sebebi bu...
kendisine muhalif hiçbir oluşum bırakmak istemiyorlar. herkesin biat etmesini, sistemin içinde olmasını arzuluyorlar.
bu sistem hayata geçirildiğinde yandaş avukatlar sürekli kazanacak, muhalif avukatlar ise müvekkil bulamayacak, zor duruma düşecek ve onlar da biat etmek zorunda kalacaklar...
o halde savunma yürüyor'a destek vermek, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanan herkesin temel vazifesidir...
hele hele bazı kesimler var onları anlamıyorum.
yürüyüş yapanlar solcuymuş falan...
hmmm, demek yürüyüş yapanlar solcu, ben solcu değilim, o halde desteklememeliyim...
mantık bu mu???
bakın bir kıssadan hisse aktarayım şuraya o halde...
dünyanın herhangi bir yerinde vaktiyle bir orman varmış.
bir gün ormana eli baltalı adamlar gelmiş ve ağaçları kesmeye başlamış.
bir, iki, üç, beş, on ağaç derken ağaçlar "noluyor lan hayırdır" demeye başlamış.
oduncular, "merak etmeyin, bakın bu balta, sapı tahtadan, yani o da sizden, size zarar vermez" dediler.
baltanın sapı hakikaten tahtaydı, onu kendilerinden sandılar.
balta kesmeye devam etti.
orman gittikçe küçülüyordu,
ama ağaçlar baltayı kendilerinden sanmaya devam ettiler...
sapı tahtadandı baltanın, onu kendilerinden sandılar.
oysa onlar canlı ağaçtı, baltanın sapı olan tahta ise çoktan ölmüştü.
bilemediler,
iş işten geçtiğinde artık orman kalmamıştı...
barolar neden yürüyor, bilmem anlatabildim mi acaba???
Kılıçdaroğlu ve Moğultay'ın kankası istanbul Barosu Başkanı Sivas Alevisi vatandaşımız Mehmet Durakoğlu'nun, Savcımız Mehmet Selim Kiraz'ı şehit eden dhkp-c'nin sanatsal propaganda ve militan devşirme kolu olan, grup yorum'un teröristleri Helin Bölek ve ibrahim Gökçek için 'sadece türkülerini söylemek istiyorlardı, öldürdüler' diye arkalarından ağıt yakması olayını bilmeyen ya da bilse de görmezden gelen insanlara ne anlatmaya çalışsan anlamazlar.
Çünkü bazı insanlar öyle güzel manipüle olup Atatürkçü, Türkçü olduğunu iddia ederken gayri milli terör örgütlerinin propagandalarına kurban gitmişlerdir ki, önlerindeki şamatayı izlerlerken arkalarından vurkaç yapıp kafataslarından alınan beyinlerinin olduğunun farkına varamazlar.
Tabii ki bu söylediklerim başlığın sahibine olabilir mi? Saçmalamayın lütfen. Kesinlikle saygıdeğer baro başkanlarımıza da söylemiyorum ben bunu.
Lütfen aşağıya bırakacağım linki bu yazıdan sonra okuyun;
Öncelikle bu polis müdahalesinin gerçekleştiği yürüyüş, büyük bir kısmı bilinçli bir şekilde taraflı ve küçük bir kısmı manipüle edilen temiz yürekli insanların katıldığı bir yürüyüştür.
lakin bu yürüyüşün nedenini ve arka planını bilmeyen vatandaşlarımızı yine her fırsatta olduğu gibi manipüle etmeye çalışanlar işbaşında anladığım kadarıyla.
neden mi söz ediyorum?
biraz uzun olacak ama şöyle açıklayayım...
ülkemizde seyfi oktay ve mehmet moğultay zamanında, yargıda mezhepçi bir kadrolaşma, alevi tahakkümü başlamıştı.
ben de bir savcının oğlu olarak bu durumdan oldukça mağdur oldum çünkü babam türkçü olduğu ve oruç tuttuğu için tayini hep şırnak, van, hakkari gibi bölgelere çıkarken alevi arkadaşları istanbul, izmir, ankara dışında yerinden kıpırdamıyordu...
ayrıca bu kemal kılıçdaroğlu'nun kankası olan mehmet moğultay'ın bir ara çalışma bakanıyken işçi emeklilerine maaşlarını geciktirmesi olayı vardı ramazan-kurban bayramlarında ve açıklaması direkt "kurbanlık alırsınız diye ödeme yok" olurdu.
kendisinin yargıda mezhepçi alevi tahakkümü ve kadrolaşmasını başlattığına ve kendi mezhebi dışında herkesi kadro dışı bıraktığına inanmıyorsanız lütfen bu yollayacağım aşağıdaki video'yu izleyin.
"eskiden sınavlar olurdu. sınavların yapılacağı tarih kimseye bildirilmezdi. bilinmedik gazetelerde ilanlar yapılırdı. örgütün sınava girmesini sağlamışız! yanlış mı yapıyoruz!"
"yapılacak en akıllı hareket kendi devr-i iktidarında örgütleneceksin... kadrolaşacaksın ve bu kadrolar günün birinde gelecek, büyüyecek ve sizin yolunuzu açacak!"
"bu örgüte kadro vermeyecekler, kime verecekler? mhp'ye mi verecekler?"
arkadaşlar örgüt dediği kim?
örgüt dediği shp.
shp aslında neydi bilir misiniz peki? hiç merak ettiniz mi? hani hep diyoruz ya, shp'leşen chp diye...
ya da shp'lileşen chp diye... her neyse.
shp aslında mezhep odaklı bir parti olup, sadece belli bir mezhebe tabi olanların etrafında toplandığı bir parti olmuştu zaman içerisinde.
ayrıca başka bir konuşmasında "örgütteki bizden olan chp'lileri almayıpta, ülkücüleri mi alalım, sünni şeriatçıları mı alalım?" demiştir.
şimdi bu nasıl oluyor yahu diyeceksiniz biliyorum.
zaman içerisinde shp darbe sonrası chp'nin içinde filizlenip, bu mezhepçi anlayışıyla kök salmıştır.
bugün bunun en somut kanıtı kemal kılıçdaroğlu, canan kaftancıoğlu, eren erdem, sera kadıgil, sezgin tanrıkulu, veli ağbaba, barış yarkadaş, şerdil dara odabaşı gibi ve sayamayacağım pek çok ismin chp'nin en yüksek mevkilerinde yer almasıdır.
ayrıca bu olay tarihimize yargıda ilk ve en büyük haksız, hukuksuz kadrolaşma olarak geçmiştir.
hala da etkisinden kurtulamadık görüldüğü üzere ne yazık ki...
aslında şuan hala seyfi oktay ve mehmet moğultay'ın çok sevdiği insanlar ırkını, mezhebini gizleyerek ve atatürkçülük maskesi altında ülkenin huzurunu kaçırarak, tamamiyle siyasi olarak taraflı bir biçimde insanları ayrıştırıyor, kutuplaştırıyor ve sizin tertemiz duygularınızla oynayarak ülkede hak-hukuk olmadığına dair söylemlerle manipüle ediyor gibi iddialarda var.
ayrıca diyanet işleri başkanı ali erbaş'ın kur'an'da eşcinsellikle ilgili geçen yasaklayıcı cümleleri söylediği an büyük bir kısmı alevi vatandaşlarımızdan oluşan ankara barosu'nun halkı diyanet'e karşı kışkırtması olayı da buna dayandırılıyor bilir kişiler tarafından.
ha bu arada, hüsoyeka'nın içindeki 7 kişiden 5'i alevi kökenlidir. bunun haricinde devlet sırlarını açığa çıkaran eren erdem ve terör sempatizanı selehattin demirtaş'a 50.000 tl'yi tazminat olarak devlete ödetecek kararı veren ayöme'nin başındaki isim de zamanında mehmet moğultay ve seyfi oktay'ın yakın arkadaşlarından olan bir insandır. Bir şekilde yükseklere gelmiş bir isimdir.
ayrıca metin feyzioğlu'na da gereksiz yere fazlasıyla yükleniyorlar bu sizleri manipüle etmeye çalışan bazı insanlar ve bu benim sinirimi oldukça bozuyor açıkcası.
çünkü kendisi turhan feyzioğlu gibi atatürkçülüğü özüne kadar doğru anlamış ve yaşamış olan eşsiz bir dedenin eşsiz bir torunudur.
kendisi de aynı dedesi gibi ulu önder atatürk'ün izlerinden gitmekte ve ilkelerine son derece uymaktadır.
hayatı fetö ouroboros çocuğu yılanlarıyla mücadeleyle geçmiş ve de bunun üstüne o yılanın zehrine panzehir bulunduktan sonra yargıdaki öteki mezhepçi tahakkümü bitirmeye ant içmiş bir isimdir.
yani uzun lafı kısası anlayacağınız, fetö denilen ouroboros çocuğu yılanlara panzehir bulundu ama şu an çok daha büyük bir yılanın başını ezmeye çalışıyor bazıları gibi bir görüntü var. çünkü hüsoyeka ve ayöme hala bu mezhepçi tahakkümü dayatan insanların elinde diye midir? Düşünün.
Tengir boşa uğraşıyorsun. Yıllarca anlatmaya uğraştık bunları. Ama sen de görüyorsun ki gerizekalı ve aymazlık yürümüş gitmiş bu başlıkta bile...bazı şeylerin değeri kaybedilince anlşılır eşek hoş laftan ne anlar allasen...
