Serdar Akar filmi. Gecenin bir vakti bara "öteki" insanlardan bir grup girdiğinde başta kızlar olmak üzere "bunlar da nereden geldi?" demek işten bile değildir. Fakat doğal yaşamını sürdürebilenlerle sürdüremeyenler arasındaki gerilim hat safhadadır. Şiddet sıradan bir insanda bile ortaya çıkabiliyor. "Öteki" lerde ise kontrolsüz güç kullanmaya dek varan dehşet verici sonuçlara yol açabiliyor. Film "öteki" lerin güç gösterisine ve intikamına dönüşüyor. Toplumdaki farklılaşmayı ilgi çekici hale getirdiğinden başarılı bir filmdir.
piskopat tayfanın içeri ilk giriş sahnesi ve çalan o iç daraltan müzik sayesinde gerildiğim filmdir. hele o bira siparişi verirken ki nara yok mu, insanı aynı mekanda tehdit altında sizmişsiniz gibi hissettiriyor.
bence etkileyici ve en iyi türk filmlerinden birisi (oyunculuk açısından). Lakin; çırak hariç hepsinin performansı gayet iyi. şiddet (tecavüz olanlar değil) sahnelerinde ise maalesef o gerçekçiliği tam hissedemedim. biraz havada kalmış gibi geldi. filmin sonundaki infaz sahneleri de yeterince inandırıcıydı. TGG olayı ise biraz zorlama olmuş. sevgiliyle gidilemeyecek bir film.
uzun zamandan beri bilgisayarımda duran ancak seyretmeye dün gece uykusuz kaldığımdan dolayı karar verdiğim, beni inanılmaz bir biçimde rahatsız eden ancak özellikle nejat işlerin oyunculuğuna bir kez daha hayran kaldığım filmdir.
bazı eziklerin sevdiği kötü adamlara sahip bir filmdir. Boşuna heveslenmeyin, o sevişgen, sikici gençliğin gittiği barlardaki güvenlik önlemleri öyle şeylere mahal vermez.
Bakıyorum dünya cem garipoğlu olmuş, hostel izleyenler, bu filmi övenlere sözüm, ulan dünyadaki şiddet olayları yetmedi mi? sivas'ta olanlardan sonra, münevver karabulut'un başına gelenlerden sonra, siz hala bu filmleri bi izliyorsunuz?
o zaman kötülediğiniz katillerden ne farkınız kalır?
izlenilmemesi, izlettirilmemesi gereken, nejat işler'den bilmem kaçıncı kez soğuma sebebi film. ve umarım hanımın çiftliği izlemiyorsunuzdur... idare ediyorsanız kendinizle, izlemeyin derim ben de. zira kayış kopabilir...
tanıtımında "gerilim" yazıyor mu bakmadım. lakin yazmıyorsa eklenmesi gereken film.
bünyemin çöküşüne sebebiyet vermiştir. #7942849 nolu entryde de belirtildiği üzere en iyisi izlememektir. kardeşimin ilk düşüncesi gibi olmadı bende etkisi, yani psikopatlaşmadım. paranoyaklaştım... ki bu daha beter bir durum. asansörde yalnız kaldığım adamdan korkuyorum artık, dolmuşta son durağa yaklaşırken herkesin inmesinden ve şoförle yalnız kalmaktan... ya da girdiğim marketin tenha olmasından, çıkış kapısından uzaklaşıp içerilere doğru ilerlemekten. evet buyum artık ben. en ala korku filmelerini izleyip etkisini yarım saatte atmış biriyim ve de ben. ama artık geceleri yattığımda en az yarım saat bu filmi düşünüyorum, korkuyorum, uyuyamıyorum, yatağımda dönüp duruyorum.
en kötü yanlarından biri de bunun sadece bir film olmaması. bunun gerçekten yaşanan bir vahşetten alınmış olması. insan olmadıkları kesin olan bu mahlukatın sadece "kendi sahip olamadıkları hayatın, ezilmişliklerin, başarısızlıkların acısını bu insanlardan çıkarması" tüm olay.
insan ne vahşi, ne kendini bilmez, ne aşağılık bir varlık olabiliyormuş, bunu görüyorsunuz bir kez daha. görmekle kalmayıp iliklerinize kadar hissediyorsunuz. izlerken ve izledikten sonra da aklınızda hep, "bu filmden öte bir gerçeklik, bunu yaşayan bir grup insan oldu" düşüncesinin bulunması ürkütüyor insanı en çok da. insanın tüm cinsel duygu ve düşüncelerini sömürüyor, mutluluk ve heveslerini iğrenç noktalara sürüklüyor.
bu yazdıklarımla filmi eleştirmiyorum. aksine sahneleriyle, oyuncuların ifade ve konuşmalarıyla son derece gerçekçi bir film olmuş. tek istediğim iki kere düşünülmesi, izlemeden önce.
--spoiler--
yumruk yumruğa kavganın silah sesiyle bitmesinden sonra7 kişinin bağlanmış yan yana yatırılmış dövüldüğü sahneyle insan nasıl bir filmin içine girdiğini anlıyor ilk dakikadan.
--spoiler--
bu saatte üşenmedim bir kere daha izledim.önce kendimi düşündüm soruları tek tek cevaplamaya çalıştım, ben olsam ne yapardım?? bende 3-5 hıyar için mekanı terketmezdim, bende 3-5 şerefsize pabuc bırakmayı gururuma yediremezdim, bende ters davranırdım, ayar olurdum, anında sinirlenirdim, sonrasını bende düşünemezdim...ama bu film düşünmem gerektiğini öğretti, bu film hayattan beklentisi olmayan insanlara bir anlık boyun eğmenin gerekli olduğunu gösterdi, en önemlisi aksi takdirde neler olabileceğinide gösterdi kanımı dondurdu, tüylerim diken diken oldu gülüpde film işte ya diyemedim çünkü senaryosunun gerçek olduğunu öğrendim...düşünmek istemesemde düşünüyorum; cevaplarken boğazımın düğümlendiği sorular var. film sahneleri gözümün önüne geldiğinde soruyorum... ya sevdiğim? ya sevdiklerim? ya beni sevenler? umarım kimsenin basına gelmez, düşünmesi bile çok kötü...