bana gunahlarimi geri ver anne

entry1 galeri0
    1.
  1. yana yakıla üşüyen bir suna aras şiiri:

    Bana Günahlarımı Geri Ver Anne... (!)

    "Havva'dan diyorlar bu derin yara
    Bence Âdem'lerden bize kalmadır
    Bir ayıp ki boynumuza asılan
    Bu suç tek gövdeden aynı urdandır.

    Bana günahlarımı geri ver anne
    Ruhum yırtılacak bu yalnızlıktan
    Hep kırık, hep o aldanışın bildik halleri
    Çaresiz olmaların dünyalık bahanesi
    Denize düşmelerin yılan hikâyeleri
    Hepsi anne, hepsi işte Nev'ûde...

    Bana bu utancı giydirme
    Baktığım her gözde kızgın bakışlar
    Her yüzde azar.
    Her dil zehir zemberek bir baba hikâyesi
    Ömrümüze kilitli bir kaya gibi taştan
    Bir kırbaç, bir bıçak, utanç halleri
    Bana günahlarımı geri ver anne
    Çizmek için ömre yaşam dengini.

    Bana düşlerimi geri ver anne
    Beni yüzünde görme
    Aynan yalan söylüyor içinde ki düşküne
    Hayata susmak için uydurulan hikâye...

    insan öz masalını kendi yaratır anne
    Her ömrün masalı izinde yaşar yine
    Bak her ay mevsimini yaşıyor yorulmadan
    Öylesine kolay işte, öylesine sıradan
    Farkımız ne Nev'ûde?
    Neden çektin perdeyi kuşlara bakarken ben?
    Neden hep durduruldum yürümeye başlarken?

    ilenme...
    Sus payın öyle çok ki
    Öyle çok ki kalbimde ki düğümler
    Bana günahlarımı geri ver anne
    Küf kokuyor yutturduğun sözcükler.

    Bana sözlerimi geri ver anne
    Lal mirasın yasasından bahsetme
    Ben istemem sandıkların yanık sessizliğinden
    Tıkıp, basıp içime
    Ölümü özetleyen bir ben koydun önüme...

    Her annenin ölümü kızına mı gömülür?
    Sen çıksın diye mi benim içimden?
    Mina'da taşlanmak için yeniden
    Yani Atat, Yani Uzza, Yani Menat olarak
    Ne anlatır Nev'ûde?
    Besleme içinde ki ölüyle beni
    Bana günahlarımı geri ver anne
    Korkutma düşlerimi...

    Bedenini çatlatan o acı hatırına
    Gökyüzü gören yerden yüreğimi karartma
    Korkulur mu ufuklara bakmaktan?
    Yollara çıkmaktan anne...

    Elbette ki doğrudur
    Yüzerken boğulur da insan
    Yürek düşe gidenin yolu üstünde çatlar
    Beni bunun ötesiyle korkutma...

    O kadar çok ki senden, öyle çoklar ki anne
    Yıllardır yorgun düştüm çiğnenmiş olarak ben
    Umut ekip düş ezmekten yoruldum
    Ne kadar düşürüldük görmüyor musun?
    Her bir yerim Nev'ûde
    Bilsen nasıl acıtıldım bir bilsen
    Bana günahlarımı geri ver anne
    Her öğüdün bir halkadır kölelik düzenine.

    Bana aşklarımı geri ver anne
    Biz cehennem ortaklığı yaşarız
    Günah cinlerinin is akşamında...

    Namus, töre, can pazarı, hep o tanrıya kurban
    Anneden kıza kalan hiç değişmemiş olan
    Gülmezsen gülemem bende
    Üç adım hep geride...
    Kına değil yaşamdan karadır düşen bize
    Bak gözlerim Nev'ûde...

    Binyıldır linç ve yalnız bin yıllardır bu böyle
    Âdem'in kaburgası cehennemin kapısı
    Gülüşüm iblis işi susturulmaya mahkûm
    Bana günahlarımı geri ver anne
    Neden günah koksun ki gül dalı saçlarımız?

    Bana bu dünyayı geri ver anne
    Asırlardır tüketildik birlikte...
    Yitiktik, kız kardeştik, çöl ve kum
    Hiçtik, manası olmayan şeylerden geçtik
    Cevapsızdık, sorusu olmayan boşluk
    Rüzgârda bulut hani, dağınık, yüklü, yurtsuz
    Yollar bilmedi bizi, geri geri yorulduk
    Hep dinledik, hep söylendi, hep sustuk
    Çıtladık ateşte ten, kavruldukça Nev'ûde
    Hayatın ayıbıydık dünyanın kamburu biz
    Her baba tanrısında ölüme düşen paydık!

    Onun için ıslanırsın ıssız kuytularına
    En çok da gecelerin vurgun yalnızlığına
    Gönül koyar iç geçirir susarsın
    Bana günahlarımı geri ver anne.
    Neden hiç sevgilisi olamadık tanrının?

    Bana sevişmelerimi geri ver anne
    Sabır cana üleşen yılan sarılışları
    Akılın kerhanesi...

    Dara düşen birce candı Nev'ûde
    Hiç ağız dolusu güldün mü?
    Ürperdin mi gönlün durduğu yerde?
    Özgürce anne hep içtenlikle
    Durup dururken gülümsedin mi?
    Korkusuz hissettin mi sevilmeyi içinde?

    Kaya gibi oturmuş her acı yüreğine
    Neden kalbin bakmıyor yüreğimin içine?

    Uzak değil Nev'ûde...
    Yangın vardı kül oldu susuz çölde hayatlar
    Gözyaşı tevekkülde, insafta soysuz onlar!
    Kadın yüzleri gördüm külünde adsız kuşlar
    Kanatsız öyle mahzun öyle dipsiz kuyular
    Say ki kayıpta adsız say ki atık eşyalar
    Bana günahlarımı geri ver anne
    Çok derinde duruyor bu dalgalı yaralar.

    Her benden olanın kız kardeşiyim
    Yüzümde taşıyorum gözleri çivi yeri
    Dilleri kesik, ağlama...
    Elleri elimde tut
    Et yanmasın kurt kapmasın tut...

    Gözyaşı umutsuzun umut avı derler ya
    Nem çürütür gözüm düşer yerinden
    Bu bir savaştır inan tam teşekküllü
    Uzak ve yakın zaman, her peygamber, dört kitap
    Onlardan yana oyun bıyığa batmış hayat
    Ölüm bile eşit değil, Nev'ûde
    Bu bitecek hal değil geçecek değil
    Bana günahlarımı geri ver anne
    Yaramdan öpme.

    Ve kadınlar...
    Aşk karası taşırlardı alınlarında
    Kazınmış saçlarıyla, suçlu ve bedbaht
    Ve...
    Başucu kâbuslarında baba adamlar
    Kaytan bıyıklarını burarlardı durmadan
    Solukları sıklaşmış salya sümük olarak
    Bir ileri bir geri sübyan apışlarında
    Nev'ûde?
    Su elmaslar dizerek o gizli aynalara
    Yine beni ölümlere sevdirme.

    Bana günahlarımı geri ver anne
    Yeryüzüme yeraltının cinlerini üfleme...

    Hem oradan kim getirdi bu soysuz iskeleti?
    Bu isli yüzleri oradan kül yığınını
    Bu tornasız acıların zebani kılığını
    Yalanın kılıfını kim dikti hiçsizlikten?
    Hiç bir masal anlatma her bir yerim Nev'ûde
    Her bir yerim birden cinnet linç imtihanı...

    Aşk inkâra dönüşünce Meryem'de
    işte o günlerden bu güne yine
    Yoldüzer ucubeler geçer üstümden
    Bana günahlarımı geri ver anne
    Doğasal bileşkeni bozuluyor aşkların."
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük