malum, ayı, kurt vs. birçok hayvan yemek için balık avlar ya da kedi vs. gibiler de balık yer...
balık mideye inince bir süre beklermiş ve eğer peşinden rakı gelmezse o zaman beni acaba hangi hayvan yedi diye meraklanırmış... *
Balıklar (Pisces) poikloterm olan, neredeyse sadece suda yaşayan ve solungaçları ile solunum yapan, soğuk kanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen omurgalı hayvanlardır. Bazı türler canlı doğurarak ürer (lepistes, kılıçkuyruk, moly, endlers vs.). Örneğin tatlı su balıklarından Lepistes'in (Poecilia reticulata) yumurtaları anne karnında çatlar ve canlı doğum gerçekleşir. Çiklet balığı türlerinde ise kuluçka süresi dişinin ağzında gerçekleşir.Ağzında yumurtaları çeviren, mantarlaşmasını engelleyen dişi yumurtalar çatlayana hatta yavrular serbestçe yüzmeye başlayana kadar onları ağzındaki kesesinde korur.
'buraya "balık" ile ilgili entry gir'iyorum. peki.
yani, yine de kıyamıyor, yine de aklını başına devşiremiyor insan, bir şekilde deneyiveriyor. arabesk bir ruh hali içinde, mutlu ol yeter'cilik oynuyor. balığın göz yaşı denizde belli olmaz diye avutuyor kendini ama, yalan söylüyor.
"but it's ok to eat fish
cause they haven't any feelings"
kurt cobain. *
"sevmiyordur, ama zamanla sevecektir."
"kızlar ve balıklar arasındaki 24 benzerlikten birisi: ikisi de parlak objelerin cazibesine kapılırlar."
barney stinson. *
yaşamak bazen böyle bir şey. çok büyük balık var, çok olta yemi var, hafızan kısıtlı, unutuyorsun. yapamam deyip, en kralını yapıyorsun. zaman geliyor, en iyi balığın oltanın ucundaki olduğunu sanıyorsun. zaman geliyor okyanustan çekiniyor, korkuyorsun, güvenli bir liman arıyorsun. bilmiyorsun ama, gerçekten bilmiyorsun, sen o akvaryuma girdiğinde, yine okyanusun içine konulacak ve eskiden gezdiğin sulara bakacaksın akvaryum camının arkasından.
ve yaşıyoruz güzelce, güya "oh ne rahat". başka türlü bir şey'i her arayan bulacaktır sonunda, bunu da biliyoruz. yine de ki, ben o yine de'nin ağzına sıçayım, gitmek değil, kalmaktan ziyade problemler var, yol uzun, yol meşakatli ama gerçekten yolu seviyorum. gidiyorum da bir yandan, daha doğrusu kalmıyorum.
"why should i stay here?
why should i stay?"
jonny greenwood. *
kıyamıyor ama ulan bir yandan da kızıyorum işte bazı şeylerin böyle adice olmasına. gelmişler, görmüşler, avlanıp, gitmişler. büyük balık, küçük balığı yer demişler, afedersin ama bence bok yemişler.
susmayı beceremiyorum, allah belamı versin. senin için söylüyorum desem yemezsin ama küçük balığı afiyetle yemişsin maşallah. akvaryumunda başarılar, kirli suyunda parıltılar. hadi eyvallah.
ülkemizde özellikle kıyı kesimlerde ve trakya'da bolca tüketilen, insan beyninin gelişimi ve performansı açısından son derece yararlı yegane besin kaynağıdır.
karadeniz ağzı ile söylendiğinde klasik bir karadeniz türküsü olmaya aday duman parçası.*
sudan çikmuş misali
yoldan çikardü benü
takul ağuma canum
taduna bakacagum
vücuttaki fosfor ihtiyacını gideren deniz ürünü. taze olmasına dikkat edilmesi gereken yiyecektir aynı zamanda. gözlerinin parıl parıl olması gerekir. ayran ve yoğurtla tüketilmemesi gerekir.