gündemi takip edemediğim şu günlerde elime zoraki aldığım radikal gazetesinden ismet berkan aktarıyor;" balyoz haraketina destek veren, enver hoca yanlısı ya da saddam hüseyin yanlısı rejimi destekleyen kitledir" bu balyozda nerden çıktı diyip, günlerdir her yerde bunun söylediğini anımsıyorsunuz.
devam ediyor ismetciğim;" biz her zaman eşitliği,özgürlüğü, sendikal hakları ve pazar ekonomisini savunduk" aklınıza osman baydemir geliyor ama ortam müsait değil diyip geçiriyorsunuz ismetciğimi.
bir günde 3 sınava girince uzak kalmamak münkün değil, sonra evinize dönmüşsünüz, kısa çaplı bir tarama yaptıktan sonra; telefonla helikopter düşüren "taraf"ın yine gündemi sarstığını görüyorsunuz.
aklınıza 3 4 gün önce kurtlar vadisini izledin mi sorusuna "hayır" cevabı verdiğiniz geliyor. soran kişi" iskender israil'e iktidarı değiştirin, o zaman iktidar nasıl israil yanlısı olur görürsünüz" dedi.ilginç... bu koyunlaşmış kitleye yine neler anlatıyor bu çapulcular vadisi diyip gülümseyerek uzaklaşılır.
ses kayıtları, tsk'ya küfür eden onlarca haklı, haksız birçok kişiyi sözlükten okursunuz. bu darbe planları doğru mudur? kendinize bu soruyu sorarsınız aklınıza 12 eylül, 12 mart gelir tereyağından kıl çeker gibi darbe yapıldığını anımsarsınız.
iddayı atanın "taraf" olması, ilginç bir dönemde ortaya bu şekilde bir iddaa atılması bu "taraflara" zerre kadar güvenmediğinizin biliyor olmanız gibi birçok veri aklınıza geldikten sonra aklınıza en ilginç nokta gelir.
12 eylül dönemine dönersiniz, taradığınız bilgiler, okuduklarınız, gazete manşetleri, o manşetleri atan yavaş oğlu yavşaklar uzar gider...
ama ilginç olan nokta o dönemde ya sessiz kalan, ya darbe şakşakcılığı yapan, daha sonra kıç yalayarak bir yerlere gelen yurdum yavşakları başımıza demokrat kesilmiş.
o dönemde yavşaklık eden çevrelerin destekçileri sözlük gibi ortamlarda ortada "darbe" olmamışken ortalığı ayağa kaldırdığını, silahlı kuvvetlere küfürler yağdırdığını görürsünüz.
peki 12eylül'de işkence görmüş, işkencede yakınları ölmüş, çevreler ne yapıyor... ya sessiz kalıyor ya da silahlı kuvvetlere sahip çıkıyor, ya da büyütmeyin darbe filan olacağı yok diyor. ( dönekler hariç tabii)
sosyalist düşüncede olan kesimde büyük bir kısmı bu kategoride kalıyor... peki bunca şehit vermiş, bunca işkencelere maruz kalmış sol susarken, darbe şakşakcıları,
büyük bir zevkle olup biteni izleyen köpek sürüleri, ne bok yemeye ortalığı ververeye veriyor.
yazılı belgeler, ses kayıtları... iki gün sonra görüntüler de ortaya cıkartılır bu absürd konuyla ilgili.
peki, herşey ceyiz sandığı gibi rahatlıkla ortaya sacılabiliyor da, deniz feneri soruşturmasının özelliğin ne idi de yayın yasağı getirildi ve fenere karartma uygulandı?
böyle darbe planı mı olur diyenler epistemolojik olarak nasıl bir uçurumdalar birgün anlayacaklar. adam diyor ki tsk kutsal bir kurumdur böyle şey yapmaz! 12 eylül'de vatandaşının götüne jop sokan, 27 mayıs'ta her iki kişiden birinin oyunu alan dp yöneticilerini asan, sincan'dan tank geçiren, jitem aracılığıyla vatandaşlarınbı asit kuyularında yakan, 1973 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tbmm'nin üzerinden jetler geçiren bayındırlık bakanlığı mıydı?
bugüne dek akp hakkında tek bir kelime edememiş, bu planın varlığını üzerinde yoğunlaşan ve tüm gündemi bununla meşgul eden, aydınımsı gazetecimsi güruhun ve cahil kesimin, bu planda gözden kaçırdığı bir nokta vardır.
şöyle ki; ülke zaten her anlamda bir kaos içindendir zaten. eğer ki yapılacaksa bir darbe, adı geçen plandaki gibi bombalama, f-16 vs. gibi saçma sapan provokatif eylemlere gerek yoktur.
bugün baktım da tsk' nın karşısında duran isimlere, açıkçası midem bulandı. bakın konu, tsk' ya karşı yürütülen eleştiri ve sorgulama kampanyası değildir. kampanyadaki isimlerdir. başını nazlı ılıcak' ın ve altan kardeşlerin çektiği bir eyleme hiç kimse sıcak bakmasın be bir zahmet. yahu 8 yılda akp hakkında, tsk hakkında yazıp çizdiğinin onda biri yazmamış, eleştirmemiş "aydınlarımız" bir anda demokrasi neferleri kesildi yahu?
trilyonlar kayıp, şaibeli ihaleler, adım adım tiranlığa doğru giden bir sistem, hukukun etrafından dolanmalar, milyarlarca dolar dış borç, cari açık, üretim sıfır, sanayi bitti, şaibeli kurumlar ve atamalar, üstü kapalı harcamalar, vergiler, göstermelik bir meclis; arkadaş bu daha bitmez. yani bütün bunları demokrasiyle bağdaştırdınız, ancak tsk' nın varlığını sindiremediniz öyle mi? yok ab kriterlerinde demokrasi, yok tsk. getir bakalım bir ab ülkesini, türkiye ekonomisinde demokrasi ve hukuk düzeni kursun da görelim. misal fransa' da açlık sınırında milyonlarca fransız olduğunu düşünün bir. bakın bakalım hükümet mi kalır, demokrasi mi, devlet mi. ne bir ekonomik bağımsızlığın, ne bir gücün var; sen hala demokrasi çığırtkanlığı adı altında tsk gibi bir kurumu yok ediyorsun. bunun ulusalcılıkla, postal yalakalığıyla alakası yoktur. bu bilinçli hedef saptırmadır. sen tsk-demokrasi çıkmazında oyalanırken, ne yasalar kabul ediliyor haberin yok.
ha bir de sivil anayasa meraklılarına bayılıyorum. arkadaş, sana mı soracak anayasayı hazırlarken mevcut hükümet? yani bu kadar saf mısın? kendi adamlarını toplayacak bir odaya, yazın çizin diyecek ve sen de buna demokratik anayasa diyeceksin öyle mi? yemişim böyle demokrasi ve özgürlük anlayışını.
herzamanki gibi iddialar, öne sürüldüler ile bayatlayan bu planı emireri mektubu ile yeniden hortlatmaya çalşıyorlar.
dikkat ederseniz aynı oyun ıslak imza ve akp ve gülen'i bitirme tezgahında da oldu.
zira bu palavralar gündemden düştüğü an kimliği belirsiz bir asker anında imzasız bir mektup çakar ve dinci basının " dehşet dolu ifadeler " diye başlıklar atması ile devam eder.
komik olan bu mektupların savcılık yerine dinci basının eline gitmesi.
daha komik olan " Mektubunu imzalamamış ama zarfın üzerin de adı ve açık adresi var " ifadesi.
yani bir nevi ergenekoncular bana keneyle suikast düzenleyecekti palavrasının şekil değişmiş hali.
gündem sıkışan akp'ye ilaç olmuş plandır.
bugün yine önlerine gelene dalmışlar.
komik olan bunlar ne zaman olsa gerekli kişilerin hep yurtdışında olması.
nazi almayansından daha beter duruma doğru gidiyor ülke.
yarında yargı reformuna karşı çıkanlar ergenekon ortağı deyip, onlarıda bir plan uydururlar.
cuntacıların ve onların yardakçılarının foyaları ortaya çıktıkça hükümete sarmaları doğal tabi.
şimdiye kadar ülkeyi kendilerinin zanneden ve istedikleri gibi yönlendiren bu ucube zihniyetin ipliği pazara çıkıyo ya kuyruğuna basılmış kedi gibi sağa sola saldırırlar artık.
darbe anayasasını diline dolayıp anayasaya karşı geliyorlar diye hakimler hakkında atıp tutmak, darbe anayasasının tanıdığı tüm haklardan faydalanmak sorun değilekn darbe günlüğünün sorun olması ne kadar komik bir şey.
oysaki darbenin anayasası ile yönetilen her gün bir darbe günlüğü aslında. ve darbeci nitekimciler yazlıktalar hala.
apo yu getiren komutan gözaltında rezaleti ile devam eden ve amacı ortaya çıkan plan.
bir kez daha içimizdeki hainleri tanıyoruz.
zira pkk ile mücadele etmiş, apo itini yakalamış komutanlar bir bir yakalanıyor, tutuklanıyor.
pkk'lı hainler ise davul, zurna ile karşılanıyor.
yapılmamış, hayalden ibaret bir darbe planı için gözaltına almalar, soruşturmalar için yönetim ergenekon ayağında elinden geleni yapıyor.
peki ya daha önce türkiyenin kara lekeleri, gerçekleşmiş darbeler neden sizi hiç rahatsız etmiyor da onlar için elinizi kolunuzu kılınızı kıpırdatmıyorsunuz?
şimdi daha da inanıyorum ergenekonun kolpa bir örgüt, uydurma bir hikaye olduğuna.
abdye bir bakın.
afganistana, ıraka girmek, tecavüz etmek için hikayeden birşeyler uydurup, milleti buna inandırıp bu ülkelerde istedikleri gibi top koşturmak sizce kimin işi?
peki ya türkiyede hikayeden bir örgüt uydurup önüne geleni bu örgütle alakası var diye içeri almak size hiç tanıdık gelmiyor mu?
madem ergenekon diye bir hikaye uydurdunuz, hani daha önce gerçekleşmiş darbelerin ergenekonla hiç mi alakası yok?
son yıllarda her boku ergenekona bağlıyorsunuz da daha önceden olanların neden ergenekonla alakası olmuyor?
--spoiler--
türkiye, Ergenekon soruşturmasında birçok "şok" gözaltı dalgasına tanık olmuştu. Ancak "Balyoz Darbe Planı" kapsamında bugün yaşananlar bir ilk olarak tarihteki yerini aldı.
Önce CD, daha sonra da bavul içinde Ergenekon savcılarına teslim edilen "Balyoz Darbe Planı" ile ilgili belgelerde adı geçen askerlerden birçoğu bugün gözaltına alındı.
Soruşturma kapsamında Ankara, istanbul, izmir, Bursa, Hatay, Diyarbakır, Muğla, Balıkesir ve Kocaelide operasyonlar düzenlendi. Aralarında emekli üst rütbeli komutanlar ve muvazzaf askerler olmak üzere 50ye yakın kişi gözaltına alındı.
Hatırlarsak Egenekon davasının, darbe girişimlerine odaklandımasından itibaren, şöyle bir itiraz gündeme getiriliyordu işbirliği yaptığı iddia edilen akademisyenler, yazarlar ve diğer siviler içeride, ama darbeyi fiilen yapabilecek olan, bu güce sahip olanlar dışarıda... Bu kısmen haklı bir itirazdı. Bugün, emekli kuvvet komutanlarının gözaltına alınmasıyla bu itiraz ortadan kalktı.
Süreç devam edecek ve muhtemelen cezai sonuçlar üretecek. Bu ancak mevcut rejimin değişmesi yani bir darbe ile engellenebilir.
Sürece karşı çıkanlar bile ortada hiçbir şey olmadığını söylemiyor. Hukuki süreci sabote etmek, buna yeltenecek herhangi bir kurumu, altından kalkamayacağı bir şaibe altında bırakacaktır. Bu nedenle engelleyici bir müdahale beklemiyorum. Herkes, davanın sonucuna razı olacaktır. Ve ben sürecin sonunda cezai sonuçların ortaya çıkacağını tahmin ediyorum.
--spoiler--
türkiyede bir derin devlet var. bunun ordu da, mitte, poliste, meb de başka kurumlarda ve sivil uzantıları da var. bu derin devlet adı ergenekon ya da başka bir şey hiç farketmez. 1950lerden beri bu ülkenin halkına acı çektiriyor. ülkeyi önce abdnin kucağına atıp sonrada kapitalist enternasyonale adapte etmek için darbeler yaptıran bu darbelerde solcu sağcı demeden hırlı hırsız ayırmadan herkesi yok eden yokettiren de aynı güç.
bu gücü, bunu lanetlemeyen yaşamı boyunca takipçisi olmayıp göz yuman herkes bu gücü suçortağı.
peki akp neden bu gücün son 7-8 yılını sorguluyor? sorgulattırıyor. o gücün içinde kendisine karşı olanları toparlayıp gücü kendine kullanmak için olabilir mi?