öğrencisine rehber olmak, bildiklerini aktarmak, ilim bilim öğretmek insan yetişmek gibi ulvi görevleri kendisine yüklenmişken, ülke yöneticilerine iş dilenen, olması gereken yeri okul iken kpss dershanelerinde öğrenciliklerine geri dönen kutsal meslek sahiplerine yapılmış ayıplardan sadece biri.
saygısızlığın, patavatsızlığın göstergesidir. biz burdan argo bir eleştiride bulunsak yasal açıdan tehlikeye gireriz. ama adam bize resmen küfreder gibi açıklama yapmış.
bir nevi ''biz sıçtık, ben de sıvıyorum'' söylemidir. sayın bakan 'başka iş'leri yapan insanlar ne iş yapacak ona da bir çözüm bulursa bir zahmet, süper olur. öğretmen muhasebeci olsun, muhasebeci bankacı olsun, bankacı sigortacı olsun, sigortacı tezgahtar olsun vs vs... kimse kendi işini yapamıyor nasılsa aq. en başta da sayın bakan!
hayır bir de her ile üniversite açalım diyorlar. lan daha mezunlar iş bulamıyor, üniversite açsan ne olacak? diplomalı işsiz ordusu. peh.
Bu açıklamanın ve icraatin öncesinde, her ile üniversite açıyorum diye ortalarda gezinen hükümet, istihdam konusunda ne kadar becerikli olabileceğini göstermiştir. Her ile üniversite açmakla iş bitiyormuş gibi övündükten sonra, öğrencilerin sefalet içerisinde okumasını, haraçlarını yatırmalarını mısır patlağı eşliğinde keyifle izlemiş, iş bulma meselesine gelince, herkes çalışacak diye bir şey yok, kırın dizinizi oturun evinizde şeklinde bir düşünce yapısında olduklarını belli etmişlerdir. Yapılan budur. Plansız, sorgusuz sualsiz iş yaparsın. Sonunda da banane lan ne bok yiyorlarsa yesin, diyerek köşene çekilirsin.
(bkz: memleketimin yüzsüz siyasetçileri.)
+atanamayan öğretmenler napsın sayın bakanım?
-başka iş bulsunlar.
+madenciler peki?
-onlar zaten güzel öldüler.
+asgari ücretliler?
-en kralı onlar valla.
+işsizler peki?
-onlar çok ballı be, yan gel osman.
+....
kaç yıldır iktidardasınız sayın bakan, öğretmen ihtiyacına göre neden belirlemediniz öğretmen adayı öğrenci alımlarını diye hesap sorulması gereken gafkolik parti bakanı beyanatıdır.
öğretmen adaylarına geçmiş olsun der umutlu günler dilerim.
asıl öğretmenlerin bakana başka iş bul demesi gerekirken pot kırmanın ağababası gibi karşımızda duran ve daha neler neler duyabileceğimizin kanıtı olan söz.
her yıl binlerce öğretmen mezun eden fakülteleri yok saymaktır.
eğer öğretmene ihtiyacın yoksa neden eğitim fakültelerini açık tutuyorsun? neden hem binlerce gencin umudu hem de üç kuruş bütçesi olan memur/işçi ailesinin parası sömürülüyor.
ha eğer öğretmene ihtiyacın varsa neden sözleşmeli çalıştırıyorsun? hem özlük haklarından hemde geleceklerinden onları alıkoyuyorsun?
devlet dairelerini ticarethaneye çevirdiniz, geleceğine ümitle bakan tek bir genç bile kalmadı artık.
artık türk, övünmüyor, çalışamıyor, güvenemiyor!
artık idrak zorlayan açıklamalar silsilesinin yeni uzantısıdır. atanamayan öğretmen diye bir şey uydurmuşlardan sonra gelmesi elzemdi bu açıklamanın. denmek istenen şudur,
- öğretmenler atanmayı beklemesin, zira atanamayan öğretmen diye bir şey yok. kaynak da yok. ama az fiyata ücretli öğretmen diye bir şey bulduk. isterse su ürünleri mezunu olsun her derse girsin, çalıştırayım ben öyle onu. sonra gerekirse bir kadrolaşma olayına gireriz. * ha bir de 70 bin dolayında öğretmen açığımız var.
unutmadan,
öğretmenin tatili yaklaşık bir buçuk ay ama üç ay yan gelip yatmasın.
(bkz: anlayan beri gelsin)
insanlar öğretmen olabilmek için yıllarını veriyor. yıllarca o adamlara öğretmen olacaksınız deniyor.
emekten anlayaman insanlar da bir anda yıkıyor her şeyi.
yazıklar olsun.
ek:
250 bin mezun var.
150 bin açık kadro var.
bir sürü de öğretmenlik okumayıp öğrenlik yapan var.
milyon tane de sözün bittiği yer var.