yarın köyünden bohçasıyla büyükşehre gelecek olan mahçup delikanlı.
kurda kuşa yem olmasa bari. yol bilmez, iz bilmez.. istanbul, istanbul diye çok methedilince dayanamayıp cam kenarı biletini almış ve gümbür gümbür gelmektedir.
gidiş-dönüş.. neyse ki kalıcı değil.
en önemlisi ise boğaz köprüsününün eteğinde kafasını kaldırıp, kollarını açarak "yeneceğim seni istanbul" diyecektir.
"dur la iki soluk al" denesi yazar. çukurovaya koyum sana bişey olmasın ayrıca. o şişe var ya o şişe, rektör amcanın taa.. neyse sen takıl ben geliyorum. *
zorunlu edit: an itibari ile tanju okan'dan koy koy koy şarkısını dinleyerek kafayı bulmuş yazardır. acaba koyma temennisini kafasını bozan okuluna mı, yoksa boş olan bardağına mı sunuyor?
hakkımda yalan ve iftira haberlerle modlara suçlamada bulunmuş yazar. beni sözlükten attıracakmış. kendi ettiği hakaretlerin haddi hesabı yok ayrıca. belge ile sabit.*
türkçeye gönül vermiş,okuduğum giriş(!)lerinde bir hatasını yakalayamadığım için eleştiremediğim -ki ne haddime- kız sandığım,yanıldığım,utandığım yazar.eleştirmen:)