sağlam bir mantık hatası bulduğumu düşündüğüm film. hatayı açıklamadan önce şunu söylemeliyim ki; bunun gibi 10 hata daha bulsam bu filmin kıymeti gözümde hiç ama hiç eksilmez.
seride ilk filmden beri zaman makinasıyla geçmişe her gidildiğinde tarih o andan itibaren yeniden yazılıyordu. zaten ilk filmin olayıda buydu; marty anne ve babasının tanışmalarını engellemişti bu da onun varlığını tehlikeye sokmuştu, 40 takla atıp aralarını yapmıştı falan. gelin görün ki 2. filmin sonunda doktor yıldırım çarpması sonucu yanlışlıkla 1885'e dönüyordu. 1885 yılında yazdığı mektup yıldırım çarpması olayından hemen sonra marty'nin eline ulaşıyordu, evet orası gerçekten harikaydı. marty 1955 yılında olduğundan o yıldaki doktorun yanına gidip ondan yardım istiyordu. pekiii, doktor 1885'e döndüğünde tarih ordan itibaren yeniden yazılmaya başlamamış mıydı? dolayısıyla doktor o yıllarda yaşayıp çoktan ölmüş olacaktı. yani 1955'e kadar yaşayamazdı. geçmişte yaşamış ve ölmüş bir adam olacaktı. yani diyeceğim o ki doktorun 1955 yılındaki hali yıldırım çarpmasından sonra aniden yok olmalıydı.
robert zemeckis n yönettiği ve senaryosunu yazdığı bir başyapıttır.Bilim-kurgu ve mizah ögelerini içinde barındıran ve çok iyi kaynaştıran film elli kere de izlenilse usanılmaz ve Michael J. Fox ile Christopher Lloyd un oyunculuğuna doyum olmazdır.
dikkat edilirse filmin başlarında, doc'un marty'yi zamanda yolculuğu göstermek için çağırdığı alışveriş merkezi "twin pine mall" olarak geçmektedir. marty 1955 yılına gittiğinde, çılgın çam ağacı yetiştiricisi peabody'den kaçarken, peabody'nin yan yana duran çam ağaçlarından birini ezer. daha sonra 1985 yılına dönüp, doc'u uyarmak için zaman yolculuğu yaptıkları alışveriş merkezinin olduğu yere gider. işte burda dikkat çekmek istediğim nokta, filmin başında "twin pine mall" yazan alışveriş merkezi tabelasında "lone pine mall" yazar. gizli bir ayrıntıdır belki. ama ben keşfettiğimde mutlu olmuştum.
universal pictures'ın başarılı işlerinden biridir. serinin ilk filmi 1985'te amerika'da vizyona girdiği ilk hafta 11 milyon dolarlık hasılat elde etmiştir. sinemaseverlerin bu ilgisinden sonra serinin ikinci ve üçüncü filmleri yapılmıştır. özünde lise öğrencisi marty mcfly ile dr. emmett brown'un zamanda yolculuk macerasını konu alan seri şu sıralar çocukluğumuzun eşsiz hatıraları arasında yerini alıp klasik haline gelmiştir.
yönetmeni robert zemeckis back to the future ile olmasa da bir sonraki işi olan '94 yapımı forest gump ile 'en iyi yönetmen' oscar'ını kazanmıştır. serinin yapımcıları arasında steven spielberg'de bulunmaktadır.
her izlendiğinde ayrı bir tat veren efsane seri. 23 yıldır daha iyisi yapılamamıştır bana göre. özellikle çocukken seyredildiğinde hayal gücünü anormal biçimde geliştirir.
eciş bücüş yaratıkların birbiriyle savaşmasına değil, mantık egzersizlerine dayanan safkan bilim kurgu şaheseri. gelmiş geçmiş en iyi üçlemelerden birisi. (bkz: at avrat silah)
ilginç önyargıları zedeleyici,üzerinden yıllar (23 yıl) geçmesine rağmen hala her izlendiğine acaba ne olacak dedirten üçleme. Şunu da eklemek gerekirse geçenlerde alt yazılı olanına denk geldim beş dakikadan fazla dayanamadım meğer bu filmleri efsane yapan bzim dublajcılarmış.Kim yapmışsa sesine sağlık.
küçükken izledik diye ayrıntıları kaçırmışızdır belki düşüncesiyle tekrar izlediğimiz ve aslında o dönemde bizi ne kadar şaşkınlığa uğratmış ve sevdirmiş ki nefesimizi tutup saniye saniye beynimize kaydettiğimiz,geçmişte ve gelecekte, ölüm bizi ayırana dek izlenecek film serisi.
bugünlerde tekrar hatırladığım, özellikle 2. bölümündeki gelecek sahneleri için "2015 e şurada 6 sene kaldı, hala ne bir uçan araba ne de uçan kaykaylar var" diye düşündğüm film.
hakikaten 1980 lerin teknolojisi ile süper yapılmış ve düşünülmüş film. son bölümün son sahnesindeki geçmişten lokomotifin gelmesi ve o lokomotifin uçması haricinde her ayrıntısı çok ince düşünülmüş filmdir. o lokomotif nasıl geldi ve nasıl uçtu anlamış değilim hala, eğer 4. bölümü olsaydı belki anlardık, sonunu iyi bağlayamamışlar, ama onun dışında harika sürükleyici bir filmdi...
kelebek etkisine ilham kaynağı olduğunu düşündüğüm tüm bilim kurgu filmlerinin atası, izlerken çocukluğumu hatırladığım için duygulanarak ağladığım filmdir.
üçlemesi en bomba film arşivlerin en üst sıralarında yer alır. sıkılmadan izlenen bıkkınlık hissi vermeyen ve her oturuşta heyecanlandıran nadir filmlerden biri.
bir tek tanrıkulundan bilem eleştirisini duymadığım filmdir. eleştiremez de kimse. hiçbir eksiği yoktur. ensüperbirfilmdir kendisi tamamen.
hatta düşününce; şu yıla gelmişiz(ki bu yıl dediğimiz filmde geçen 2015 yılından 6 yıl öncedir) biz bu konsept ve efektlerde film çekemiyoruz, adamlara bak hele hele demek istiyorum.
bu arada, filmde 32 özel efekt kullanılmış. kralın dönüşünde ise bin küsür tane. yani efektsiz de yapılıyormuş demek ki. of ya ben neyse bir şey demiyorum.
eric stolz'un marty rolünde çekimlerine başlanmış, ancak stolz'ün kötü performansı sonucu 5 hafta sonra çekimler durdurularak michael j fox kadroya dahil edilmiştir. eric stolz'ün oynadığı sahneleri back to the future 4 disc ultimate edition'da izleyebilirsiniz.
bir noktasını anlayamadığım film. ilk filmde marty'Nin anne ve babası tanışamadığı için marty'nin elindeki aile fotoğrafındaki kardeşleri bir bir siliniyordu hatta kendisi de silinmeye başlamış marty tam bayılacakken anne ve babasının tanışmasıyla son anda kurtulmuştur. 3.filmde ise 1885'te dr.brown ölmüştür ancak 1955'teki brown hala yaşıyor üstelik zaman makinasını tamir etmeye çalışıyordu. 1885'te dr.brown öldüğüne göre 1955'te nasıl yaşıyordu ? anlayamadım anlayan özel mesaj atsın.*
edit: tu kaka bana saolsun anlattı olayı. 1885'e dönen 1985'deki emmett brown olduğu için 1955'teki emmett brown olaydan etkilenmemiş.
