yıllar önce başıma geldi de şaşkoloz oldum lan. bakın özetle anlatmaya çalışayım;
beraber aynı işyerinde çalışıyorduk ve her akşam en son ikimiz çıkıyorduk. ulen hemen düdükledim sanmayın gerçekleşmedi bu.
neyse bu her zaman mini giyer ve gerçekten de bacakları nefistir.
her gün her gün başbaşa kaldığımız için de her türlü muhabbeti eder olmuştuk. bir gün dayanamadım; ''kızım senin bacaklar da harbiden çok güzel be'' dedim, ''çok beğendiysen elle, sıkıntı olmaz, bacak işte'' dedi.
elledim, ama o kadar rahat elletmesi hiçbir haz vermedi. hayatımıza devam ettik.
ben de bir kere işyerinde patronun karısına bacakların ne güzel dediydim, sonra o da istersen elleyebilirsin canım dedi. tam ellerken patron geldi, mutfaktan bıçağı alıp kadına saplamaya başladı, ben de o arada kaçtım. şimdi işsizim cafeden yazıyorum.
aynı olay bundan 4 sene önce benim de başıma gelmişti.
kızın biriyle çok samimi olmuştuk ve hemen hemen her muhabbete girmiştik. bir gün, bu farklı bir çorap giyince ben de dayanamadım söyledim hemen. ''ebru bacak böyle olur dedirtiyorsun bugün ve gerçekten de çok çekici bacakların var'' dedim. kız da ''hadi ya beğendiysen dokunabilirsin dedi.''
sonra mağaradan fırlamış abaza gibi dokundum bacaklarına yukarı aşağı gezdiriyordum elimi ama hiç istifimi bozmadım muhabbete devam ediyorduk benim el hala kızın bacağında geziniyordu.
sonra aniden kız ''yeter bee ralli mi yapıyorsun'' diyince kendime geldim lan bir anda. utanarak uzaklaştım oradan.
inanmazsınız ama 2,156 yıl önce benim de başımdan geçen böyle bir olay var. sandığınız gibi iş yatakta bitti. ama o elletmemişti, direkt tapusunu bana verdi. ne güzel yıllardı bee.
henüz ilkokula başlamamış, anaokullu küçük bir bebeyken başıma gelmiş olaydır. valide sultandan rivayetle; birlikte otobüs durağında beklenmektedir. yazın sıcakta kızlarımız açılmış, serpilmiştir. biz ayaktayızdır. esas kız ise duraktaki oturakta davetkar minisiyle oturmaktadır. adeta bacaklar ben buradayım demektedir. sonra küçük çocuk götüm götüm kızın yanına gidip harikulade, dayanılmaz bacakları ellemeye başlar. valide sultan "aaaa, ayıp çocuum, çok ayıp, yapma, gel." der. kıza da "çok af edersiniz, kusura bakmayın." der. ancak esas kız "yo yoo, ellemeyin. ellesin. ayy ne tatlı şeysin sen öyle." der. öper, sever, "sen ne cici şeysin öyle" der.
otobüs gelene kadar esas kızın sütun bacakları ellenmiş, okşanmış, sevilmiştir. *
bu da böyle bir anımdır.
