tatil nedeniyle memlekete geldiğim şu günlerde henüz 1-2 gün önce yaşadığım olay, babamın eski kulağı kesiklerden olduğunu anlamama vesile olmuştu. babam bir ayağını koltuğun üstüne atmış zap yaparken flash tv adlı kanalda durdu. kanalda hapishanede olanlar için şarkılar söyleniyordu, ilginç bir konseptti ve tüm ailenin ilgisini çekmişti. ancak bir gariplik vardı, programda dilberay adında bir kadın şarkı söylüyordu. bu isim bana fazlasıyla bir yerlerden tanıdık geliyordu. hafızayı şöyle bir yokladım ve bilenler bilir dilberay, aydemir akbaş, zerrin egeliler falan geldi hemen aklıma. sonraki diyaloğu aynen aktarıyorum ;
ben : ya baba bu dilberay hep böyle şarkı mı söylerdi eskiden falan?
babam : evet
ben : yok baba ya, bunun geçmişi kötü ben biliyorum bu kadını.
babam : bu dilberay o dilberay değil.
sene 1999 civarı olması lazım. komşularda oturuyoruz aynı zamanda galatasaray'ın maçı var. o zamanlar çocuk olmakla birlikte fena halde holiganım galatasaray'a karşı.maçı izlerken yerinde duramıyorum. peder bey sinirlendi.
+bok var bi otur yerinde
-yaa bi dur yaaa
+paranızı faruk süren veriyo zaten.
-neden öyle diyosun. belki futbolcu olucam
-heee olursun
+olduğumda imzamı istersin ama vermem!
başlık komik diyaloglar deyor gerçi ama bundan sonrası tamamen korkunç ve monolog. peder bey bu sözümden sonra yeşil gözleriyle beni bi güzel sikti. yetmedi yanımızda komşular olmasından mütevellit bu sahneyi tiyatral bir gösteriye dönüştürdü. sonra gözleriyle tekrardan anneme * bi güzel giydirdi. gol oldu baya baya.
babayla her zaman komik diyaloglara girmemek lazım bazen diyaloğa girmemek lazım sanki.
+oğlum okulda n'aptınız?
-ders filan yaptık işte.
+internette travian oynuyordun. O n'oldu?
-100 lejyon bastım. 3. Köyümü aldım o askerle somra benim birliğe savaş ilan eden şerefsiz birliği yendik. Tamiranenin seviyesini yükseltirmem mancınık çıkarabileceğim. Ama surlar da önemli...
+dur lan! O interneti kesmez miyim ben?
kaktüs başka bir saksıya aktarılır
-al bak bu parçayı diğerinde büyüt arkadaşına hediye edersin
ben:kime hediye etcem ya onuda koy ötekine.. aa sevgilime veririm olana kadar büyür hem
-neyse hepsi bi saksıda dursun.
gece saat 3 de yanında 25 yaşlarında bir kızla yürüyen baba, arabayla giderken görülür ve durulur. aşağı inilir ve seslenilir.
* babaa..
baba bakar arkasına, oğlunu görür. karanlıkta sokakta sadece o ve oğlu vardır. tekrar önünü dönüp yürümeye devam eder yanındaki kızla. oğlu tekrar seslenir;
* babaa !!
baba bu sefer teslim olur ve arkasını döner.
+ aaaa oğlum. yeliz bak bu benim oğlum.
kız yaklaşır, yanlış anlamayın o benim sadece hocam der. oğlan da yemiş gibi yapar ve bu bir sır olarak kalır.
uao:baba şey ya, ben bir kitap alacağım da, nasıl isteyeceğimi bilmiyorum.
baba:niye lan nesi var kitabın?
uao:ya ismi biraz küfürlü işte bir de bilirsin ben elif kitabevinden alıyorum ya kitapları...
baba:kitabın adı ne?
uao:alışveriş ve sikiş
...
kısa bir sessizlik olmuştur, baba, bu entryi girmekte olan yazar kişisine "hay senin okuyacağın kitabı skiim" dercesine bir bakış atmıştır.zavallı yazarcık, durumu toparlama çabasındadır:
uao:bristol üniversitesi ingiliz dili ve edebiyatı bölümü mezunu 90 kuşağı yazarı mark ravenhill'in en önemli kitaplarından biridir bu kitap baba.
baba:sikerim mark ravenhill'i de yazacağı kitabı da öyle kitap ismi mi olurmuş amına koyim, sen de çok aradın herhalde öyle kitabı, pezevenk seni**
yazar, tamamen dumur olmuştur, mala bağlamış, hem yenilen hakaretlerin verdiği üzüntü hem de kitabı nasıl isteyeceğim düşüncesinin getirisi olan düşüncelilik haliyle bilgisayarının başına çöküvermiş, soluğu sözlükte almıştır.**
+olum! ne yapıyosunuz siz 2 niz tek başınıza evde?! (ilk şok)
-baba valla bişey yapmıyoruz zaten yapmam ben biliyosun homoseksüelim (2.şok)
+nea! homo muuu? ağzına sıçtım lan senin!
Facebook'un zirvede olduğu zamanlardan..
-napıyosun kızım gecenin bu saatinde çat çat çat ?
-hiiiç işte baba arkadaşımla konuşuyorum
-Yatsana artık saat kaç olmuş, nerden konuşuyosun öyle
-faceteeeeen
-Ben senin facebook açmana izin verdim mi ?
-(izin istedim mi ki) :O
bir gün birlikte maç izliyoruz. eurosport'ta, o sıralarda işte ibrahimoviç olsun ronaldinho olsun, saçları uzun babamda sinir oluyor. işte ''karı mı erkek mi belli değil'' tarzı yorumlar yapıyor. izlediğimiz maçta da herkesin saçı uzun diyor ki;
-bu saç uzatmak amma modaymış, baksana hepsinin saçı uzun neredeyse.
-* baba bu kadın futbol maçı.
-he 404 not found.
arabada giderken annemle ben sol ayağım adlı kitabı konuşmaktayız. ( kitap elleri ve sağ ayağı olmadan doğan bir çocuğun azmini anlatıyordu)
annem: işte adam 5-6 çocuk yapmış. Bu anlatılan hastaymış.
babam: ne o anlattığınız? Adamın sadece sol ayağı mı varmış?
Ben: Evet.
Babam: sadece sol ayağıyla mı yapmış o kadar çocuğu bu adam?
Kısa süreli bir şaşkınlıktan Sonra babanın konuyu dinlemediği laf olsun diye sorduğu anlaşılır.
Ben: yok o sol ayağı olan, diğer çocukların babası değil kardeşi. Hem boşver hacı.
baba:evlat naber?
oğul:iyidr baba yurttayız takılmaca işte senden ne haber ?
baba:iyidir oğlum bildiğin gibi işte çalışıp duruyoruz .
oğul:ya baba ... ıııı ......eee.....şeyyyy benim param bitti bana biraz para göndersene.
baba:lan amk evladı bir kerede su parayı tutarlı harca .
10 dakika önce tartışılmıştır.
-Al hadi bunu al.
-Hııı önce bağır sonra kredi kartı. Duygularımı satın alamazsın baba.
-Dün internette bir şey beğendim diye ağlanıyodun, ne oldu?
-Ha o mu? Tabiki satın alabilirsin duygularımı. Olur yani, niye olmasın. Ahaha. Canım.