ne 'dile kolay'la ne de 'göz açıp kapayıncaya kadar'la, en çok 'yaşadıkça'yla tahdid edilebilir bu süreç.
----
ufacık bir çocuk olsun. babasını örnek alsın. 'babam böyle yapıyor ben de öyle yapayım' düşüncesiyle hareket etsin. babasının elinden tutup bakkala giderlerden adımlarının babasıyla bir atmaya özen göstersin. babası annesini işten dönünce öperken gülümsediğinde hayatlarının sonuna kadar bunun devam edeceğine inansın. sokakta kavga edip dayak yeyince babasını çağırsın. babasına söyleme tehdidiyle kendini korusun. benim çocuğum olsun bu, yapmayan babası olsun. kendime sözümdür.
----
insanın 'biz babamızdan böyle gördük' diyememesi dünyanın en büyük acılarındanmış.
örnek babaydı benimkisi.
annemi her dövüşünde onları izler ilerde baba olunca anneyi dövememem gerektiğini, dövünce ağlayacağını anlamıştım daha çok küçükken.
annemin kazandığı (kazandığımız) paraları babam almasın diye saklamasını, saklarken yüzünde beliren saf korku ve endişeyi fark edince anlamıştım annenin parasını almayacağımı. parasını alırsam aç kalırmışız. 'öyle'ymiş.
arkadaşın bir turluk ödünç alan bisikletiyle düşüp dizi yardıktan sonra babanın tokadıyla tanışıp acısını yok etmek istermiş gibi yanağı silmeye çalışırken anladım çocuğuma tokat atmayacağımı. tokat can yakar. yanağınkisi geçer, kalpteki kalır...
----
benim için geçerli olmayan bu süreç için babama eyvallahım büyüktür. babasını değiştiğine tanıklık edip babasından nefret edenler var etrafımda. onların hali benden daha acı.
----
ergenlik dönemindeki sürece bağlı olan durum. eğer ergenlik sürecinde baba ile olan iletişim fazla hasar gördüyse, sevgi nefrete dönüşmeye başlar. ve yıllar geçtikçe nefret artar.
devamında belki cinayet ve kopmayla sonuçlanacak süreç. Çok naif ve sakin bir insan olan cevat şakir kabaağaç (bkz: halikarnas balıkçısı) babasını öldürmüştür. Dostoyevski karamazov kardeşleri yazması baştan ayağa bunla doludur. hatta ''kim babasını bazı zaman öldürmek istemez ki?'' sözünün sahibide odur. Bunu freud (bkz: oedipus kompleksi) ile bazı sebeblerini açıklamaya çalışmıştır.
Not: Eksi veren kafayı merak ediyorum size iyilikte yaramıyor
insana zarar veren süreçtir. o zamana kadar büyüttüğünüz sevgi ve hayranlık zamanla azalmaya başlar ve artık babanızdan soğuduğunuzu farkedersiniz. eve gitmek istemezsiniz hatta bu yüzden. telefonlarını açmamak için bahane üretmeye çalışırsınız. zamanla annenize ve kardeşinize olan sevginiz artar, tek iyi yanı budur belki de.
Ergenlik çağındayken babasından haksız yere dayak yediyse ve bu dayaklar sayısını bile hatırlayamayacağı kadar çoksa; o baba yetişkinliğinde psikolojik dengesi hasarlı sorunlu olacak bir bireyi topluma kazandırmıştır(!) o çocuk artık hayatı boyunca her sinirlenişinde en güçsüz, savunmasız zamanlarında yediği sebepsiz dayakları hatırlayacak ve daha da öfkelenecektir. Bunların etkisiyle saldırgan bir insanda olabilir, içine kapanık korkak biride olabilir ama ruhen sağlıklı bir insan olamayacaktır bir daha. Ömrü boyunca nerede suratı ağlamaktan kıpkırmızıya dönüş bir çocuk görse, hiç farkında olmadan kendini hatırlayacaktır ve sinirlenecektir.
Çünkü kalp kuru bir tahta ya benzer... çiviyi çakar ve sökersin, belki parçalanmaz ama o izlerde iyileşecek şeyler değildir. hangi yaşta olursa olsun, insana atılan her bir tokat bir çividir ve mutlaka izi kalır orada...