dünyanın en çok gezeni, 86 millet mensubuyla sevişmiş, 99 farklı milletten adamla arkadaşlık yapmış bir adam değilim ama gördüğüm kadarıyla bizdeki bu "hiç hata yapmaz" tavır, "başına henüz gelmemiş" kötü şeyi aşağılama kimse de yok amına koyim!
lan şöyle bakıyorum, herkes muazzam doğru, herkes sıfır hata. büyük konuşmak, en çok bizde var, hep bizde var.
babasız çocuk doğurmak, her gencin hayali sanki. herkes "aman kim siker beyaz gelinliği, şöyle babasız bi çocuk doğurayım da neşemi bulayım" diyor size kalsa.
kimse istemez olm böyle bir şeyi. insanları, büyük hataları nedeniyle yerin altına sokmadan önce biraz kendinize bakın sonra bir de yarın başıma ne gelebilir acaba diye düşünün.
insanlar aldanır beyler. hata yaparlar. "ulan bunun da aldanması mı olur böylelerini linç etmeye devam" dersiniz, sonra bi gün bi bakmışsınız en sevdiğinizin başına gelmiş.
o yüzden, babasız çocuk doğurmak kötüdür, allah kimsenin başına vermesin deyip geçmek yeter. bu memleket bu kadar doğru adamla doluysa biz nerde yaşıyoruz acaba?
Başlığı şöyle bir baştan okurken farkında olmadan ağzımdan çıkanlar: Gerizekalı. Gerizekalılar.
Arkadaşlar çocuğun babasıyla büyüme hakkının gasp edilmesini sonuna kadar eleştirebilirsiniz, babasız büyümenin savunulacak bir tarafı zaten yok fakat iyi niyet maskesi altında anneyi yetersiz ve hakir göremezsiniz. Şu çizgiyi bir fark etseniz artık? Eğer baba terk edip gittiyse anne, babayı hayatına zorla dahil etmemeli. Öyle bir babanın çocuğu bunalımdan bunalıma koşacaktır zaten. Ancak böyle bir babasızlık savunulabilir.
Ülkede sekülerim diye geçinenin bile korkunç tabu ve yargıları var gerçi. Ortalama yurdum insanının kendini bunlardan sıyırmasını, şu ayrımı yapmasını bekleyemezsin.
anne bunu göğüsleyebilecekse mümkündür. hem hayatta her şey istediğimiz gibi gitmiyor. bazı erkekler yedikleri haltın sorumluluğundan kaçıyor, terkedip gidebiliyor...ayrıca piç nedir allahaşkına. burda çocuğun suçu ne?
not: bu selia nın çocukluğuna dönmek istiyorum. ilginç bir vaka.
babası bebekken ölmüş bir yazar olarak, deneyimlerime dayanarak söylemek isterim zor iştir. hem sizin, hem de en çok çocuk için.
evet zaruri durum olduğu halde, ben hep babasından bahseden insanlardan nefret ettim. kıskandım. hep eksik ve güvensiz hissettim. baba figürü ile ilgili hiçbir anım olmadığı için kendimi hep yarım hissettim.
baba nedir? ne hissettirir bilmek isterdim.
bir de annem bana çok bağlı. büyüyünce evin babası haline geldim. annemi emanet edecek babam olmadığı için kendimi sorumlu hissedip hayatımı istediğim gibi yönlendiremedim.
zorunluysanız allah'ın takdiri ama ben tek başıma çocuk büyütürüm erkek figürü gereksiz derseniz yanılırsınız.