babanın ölmesi

entry1127 galeri19
    848.
  1. --spoiler--
    resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim.
    resulullah yolda ebu bekir'i görse "es selamu aleyküm ya sıddık"; derdi,
    ben yolda ebu bekir'i görsem tanımam.
    resulullah asla yalan söylemezdi; ben babam ölürken hiç ağlamadım.
    --spoiler--

    (bkz: resulullahla benim aramdaki farklar)
    2 ...
  2. 847.
  3. küçük yaşta olsan bile insanı kocaman bir adam yapar.
    4 ...
  4. 846.
  5. 7 Nisan 2015 tarihinde vefatıyla uyandım babamın . Dünyanın en tarifi mümkün olmayana acı duygusuydu bana göre . Her erkek babasının ölümüyle ölürmüş aslında , bu gerçeği öğreten olay.. Ve "Sizin hiç babanız öldü mü?" aklınızdan bir dakika bile çıkmaz ...
    0 ...
  6. 845.
  7. Allah gecinden versin ama babanız bile yüreğinizi yakmışsa duygusuz olmanız normal.yaşamadan bilemezsiniz.sonuçta sizin için babanızın değeri yoksa ölüp ölmemesi bir şeyi değiştirmez ama yine de can üzülürsünüz.ben babamın uzun yıllar yaşamasını isterim açıkçası yokluğuna Nasıl katlanırım. Bilmiyorum.
    4 ...
  8. 844.
  9. 843.
  10. 09.06.2015

    Nerde o günler diyenler olacaktır. Olsun da, "yine nerede o günler " denilecek günler olacak.
    1 ...
  11. 842.
  12. nerde o günler nerde o günler....
    0 ...
  13. 841.
  14. ben 7 aylıkken vefat etti, resimlerden tanımak zor geliyor.
    ama bir kaç huyunu almışım, öyle yad ediyoruz artık.
    ama kötü huyları, sinir gibi.
    4 ...
  15. 840.
  16. Abi hortlatmayın şöyle başlıkları gece gece. Zaten hayatım boyunca kendimi yanlız hissettim, bir de o gitmesin. Dükkanı kapatır ben de giderim.
    3 ...
  17. 839.
  18. Baba kelimesi ile sonsuza kadar küs kalmaktır.
    2 ...
  19. 838.
  20. Sizin hiç babanız öldü mü?
    Benim bir kere öldü kör oldum
    Yıkadılar aldılar götürdüler
    Babamdan ummazdım bunu kör oldum
    Siz hiç hamama gittiniz mi?
    Ben gittim lambanın biri söndü
    Gözümün biri söndü kör oldum
    Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
    Şöylelemesine maviydi kör oldum
    Taşlara gelince hamam taşlarına
    Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
    Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
    Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
    Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
    Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?

    Cemal Süreya
    2 ...
  21. 837.
  22. 836.
  23. Hayattaki çogu anlamların onunla öldüğünü ama aynı zamanda yeni anlamlar kattığını da gösterir.
    5 ...
  24. 835.
  25. Gerçekleştiğin de annede verdiği his kadar yoğun bir kahredici üzüntü olmaması, birazda babanın aile üzerinde fazla etkisi olmamasından kaynaklanıyor sanıyorum.

    Evet tam da böyle düşünüyorum. Çünkü yaşamı boyunca aileye verdiği acı ve hüzünden başka birşey değildir. Ben dahil ablamlar ve abimler içinde bu geçerli, eminim. 5 kardeşiz ve en küçükleri benim. Evet, dogrudur, en küçük çocuk olduğumdan en şımarık benim belki ama diğerlerinden de en yoğun hisleri ben yaşadım içlerinde.

    Ergen dönemimde gusül abdesti almayı babam yerine annem öğretti. Hadi çocukluk anlayamadım belki ama daha sonra düşünmeye başladıkça utancımdan yerin dibine girdim. Arkadaşlar ile aramızda konuşurken -eh çocuğum daha, o saf aklımızla- bana da soruyorlar ve bende annem anlattı diyorum ve başlıyorlar benle dalga geçmeye. Böyle ezik bir anı olarak kalıyor bende.

    Bu olayın öncesinde. ilk oluk 4. Sınıftayım. Babam evi geçindirmek adına az biraz birikmiş paramızla ve annemin zoruyla pazarda başörtüsü tezgahı açıyor. Kendisi çalışmayı sevmez pek. Ne de olsa 5 tane çocuk yaptı ve bu saatten sonra o bize değil biz ona bakıcakmışız. Bir babanın mantalitesi oluyor bu. Neyse efendim gel zaman git zaman okuldan bulduğum boşluklarda beni yanına çağırıyor, gidiyorum ve siktirolup gidiyor tezgahtan. Be adam fiyat bilmem para bilmem. Günlük harçlık olarak verdiğin 50 krş ile günde 1 simit 1 ayran olabiliyorum. Paranın değerini bilmiyoruz daha ve sen bana tezgah emanet ediyorsun. Bizim de çocukluk aklıyla kanımız kaynıyor ve tezgahtan türlü bahanelerle kaçıyor ve gidip mahalledeki çocuklarla top oynamaya başlıyoruz. Bunun üzerine geç kaldım diyerek eve geliyor, evde olmadığını görüyor ve annemi de azarlayarak mahalleye elinde hortumla beni bulmaya geliyor. Tabi o zamanlar mahallenin pek dışına çıkamadığımızdan babam hemen beni orada buluyor ve hortumlar dövmeye başlıyor. Ben çocuklara rezil olduğumamı ağlayayım yoksa babamın hortumları vurduğu yerin haşlandığına mı ağlayayım bilemiyorum.

    Yıllar geçiyor. Pipimiz olduğunu fark ediyoruz. Kuşe kağıtlı porno dergiler yatağımızın altında yakalanıyor ve bu adam gelip hiçbir telkinde bulunmuyor. Aksine annem karşısına alıp saatlerce dil dönüyor.

    Lise çağına geliyorum. Uzun süreli bir ilişkim oluyor kafamı sikeyim. Ayrılıyoruz biz bu hatunla. Bunun üzüntüsüyle kendimi 1 buçuk yıl eve kapatıyorum. Okula dahi gitmemek şartı ile. Bu adam bir kez gelip ne oldu amına koyduğum neden gitmiyorsun okula dahi demedi. Annem, kadıncagız en son ben duştan çıktıktan sonra arkamdan lavaboya gidiyor ve küvete baktığında her yerin saç olduğunu görüyor. Hatunun vermiş olduğu sıkıntıların ardından saçlarım dökülmeye başlıyor. Anam alıyor karşısına saatlerce dil dönüyor, kendime geliyorum.

    Sonra annem rahatsızlanıyor. Yatağa düşüyor. Doktorlar Tekirdağ da iyileşemeyecegini söylüyor ve ben üniverste de okulumu dondurup annemin peşinden sürükleniyorum. 1 bucuk yıl sonra annemi kaybediyorum. Beni yıllarca kendime getirmiş kadın toprak oluyor. Bunun acısını tarif edemem sizlere.

    Yıllar geçiyor. Babamla beraber yaşamaya başlıyoruz. Ben annemin yokluğunu üzerinden atamadan başka bir kadına aşık oluyorum. Annemin yokluğunu ve annemi hissettiren bir kadına. Bu da 1 buçuk yılda hayatımı sikip atıyor. Ben dayanamıyorum bir gece saatlerce uyuyamayıp döndüğüm yatagımdan bir anda fırlıyor ve babamı uyandırıyorum. Bu duruma daha fazla dayanamayacağımı ve istanbula gidip orada kariyerime devam etmek istediğimi, buralardan uzaklaşmanın bana iyi geleceğinden falan bahsediyorum. 24 yıllık hayatımda ilk defa anlayışla karşılıyor beni. Ne istersen onu yap diyor. Çekip gidiyorum Tekirdağ dan. 1 yıl kadar istanbul da kaldıktan sonra babam da rahatsızlanıyor ve Tekirdağa dönmek zorunda kalıyorum.. 3 ay kadar annemden sonra da babamla hasta yatağında ilgileniyorum. Bir gece bir anda onu tuvalete kaldırırken kucağıma devriliveriyor. Bir daha uyanmıyor ve onu annemden çok uzak bir noktaya gömdürüyorum. Çünkü annemin tek vasiyetidir bu bana.

    Bu adam benim hayatımda 25 yılımı yiyip toprak olup gidiyor ve onu iyi hatırlamak için kendimi ne kadar zorlasamda herhangi birşey bulamıyorum şu hayatımda.

    Hazır fatih kısaparmak ta bu adam benim babam dizelerini mırıldanırken kulağımda. Yazımı bitirmek istiyorum.

    Fatih abiye selam olsun.

    Edit: imla
    31 ...
  26. 834.
  27. o baba yıllar yılı önce yapmış hatayı seni annenle birlikte dünyaya getirerek. baban anneneni sana emanet ettiyse etrafta ben orospu çocuğuyum diyerek gezmemeli.

    dedirtir efenim.
    3 ...
  28. 833.
  29. gerçekten acı veren, hüzün dolu bir durumdur. ne yapılır ki yıl dönümlerinde mezarlığa gitmekten başka? ne yapılabilir ki birkaç damla göz yaşı dökmekten başka? ne yapılabilir ki kilitli sandıktan babaya ait plakların, eski eşyaların, oltu taşından yapılmış tespihin ve diğer ona ait eski eşyaların, hatıraların çıkarılıp tek tek elden geçirilmesinden başka? ne yapılabilir beraber çekildiğiniz siyah-beyaz fotoğraflara uzunca ve dikkatlice yaşlı gözlerle bakmakan başka?
    ne yaparsan yap geri getiremezsin. ne kadar üzülürsen üzül, ne kadar ağlarsan ağla geri gelmeyecek.
    o dağ gibi adam, güçlü, kudretli, bağırdı mı yeri göğü inleten, heybetli, sert adam işte sizin babanız. babaların değeri bilinmeli.
    7 ...
  30. 832.
  31. Bazen giderler ve hakkını helal bile etmezsin.
    1 ...
  32. 831.
  33. Millet kırılıp geciyo babasini kaybedenler besbelli iyi insanlar ki evlatlar uzuluyor. Keske o iyi adamlardan birinin yerine benim baba diyemecegim assalik herif ölseydi.
    1 ...
  34. 830.
  35. nerede o günler, adam polat alemdar gibi ölümsüz .
    1 ...
  36. 829.
  37. düşünsenize lisedesiniz bir sürü hayeller içindesin üni, iş, arkadaşlar... hiç bir sorumluluk yok üstünde rahatsın; tek derdin ygs-lys falan. geziyosun, tozuyosunu tam bir normal çocuksun. sonra bi şey oluyo ve baban yok oluyo...
    tak bütün hayaller gidiyor, hayatın alt üst oluyo zevk alamıyosun hiç bi şeyden. baba yok evin direği yok. parasal sıkıntılar başlıyo kardeşlerin okuyor, sende bu arada üniyi kazanmışssın ama ne anlamı varki BABAN yok olum baban...ne kadar kızsanda, onla düşünceleriniz ne kadar farklı olsada, sevmesen bile baban işte...zor be moruk
    bu arada benim babam yaşıyor şükürler olsun yakın arkadaşımın acısıdır.
    1 ...
  38. 828.
  39. babam trafik kazası sonrası yoğun bakımda yatarken ( 37 gün yattı ) yaşça benden ufak bir delikanlının söyledikleri beni bayağı bi teselli etmişti. "allah ın yarattığı kulu , hangimiz allah tan daha çok sevebiliriz ki ". sen de bu soruyu kendine sor , yetmiyor amma teselli de ediyor gardaş bre.
    3 ...
  40. 827.
  41. 826.
  42. Neredeyse 3 sene olacak.
    Babam akciğer kanseriydi. Doktorlar ölümünün "kesin" olduğunu söylüyordu. Inanmıyordum tabi.
    Günde 2-3 sigara içerdi.
    Ama çok severdim onu.

    Hastalığı zamanla kötüleşti. Parmağını kaldıramaz olmuştu.
    Son günlerinde su içirirdim ona. Içemezdi. Yiyecek birşey verirdim, yiyemezdi. (Sigara içerdi ama)
    Içim acırdı.
    Odasından uzaklaşır, başka şeyler yaparak dikkatimi dağıtmaya çalışırdım.
    Ama nafile.
    Beni izlediğini hissediyordum.
    Içim acıyordu.

    Yaşayacağından sonuna kadar umutluydum.
    "O benim babam. Ölmek için çok güçlü." derdim.
    Ama ölmüştü.

    Öldüğümde ne hissetsem bilememiştim.
    Öldü diye üzülsem mi;
    6 yıllık kanserden kurtuldu diye sevinsem mi..
    Bilememiştim.

    Babam öleli çok olmadı ama..
    Benden size bir tavsiye.
    Ağlayın. Göz yaşlarınızı içinizde tutmayın.

    Neyse ya geçmiş geçmişte kaldı.
    Bana göre çok büyük bir acıydı. Allah kimseye bu acıyı göstermesin isterim.

    Dünyanın sonu da değil.
    Alt tarafı bir yarışta bacakların kopuyor.
    Ama geri çıkıyor.
    Sanırsın Deadpool'sun.
    1 ...
  43. 825.
  44. yaşamayan asla anlayamaz. "gölgesine sığındığın çınar" tabiri asla klişe bir tabir değilmiş. tam olarak onu yitiriyorsun işte.
    1 ...
  45. 824.
  46. 3 mayıs 2014..

    aylardır hastaneydi babam, bünyesi zayıftı zaten, daha önce de damar tıkanıklığından dolayı bir ameliyat geçirmişti.
    son zamanlarda da bir şey de yiyemediğinden iyice zayıflamış beti benzi atmıştı.
    sabah 5.50'de kalkıp hastaneye gittim. Lise son sınıf olduğum için anca haftasonları gidebiliyordum, istesem izin alıp yine giderdim ama ygs'yi yeni atlatmıştım ve daha önümde lys vardı. Babamın benden tek isteği üniversite kazanıp okumamdı. ablam ve abim üniversite okumamıştı o yüzden babam en çok da benim üniversite kazandığımı görmek istiyordu. neyse hastaneye vardım, babamın yanına geldim, zar zor konuşuyordu çok halsizdi. ailecek iyileşir diye bekliyorduk biz de.

    sonra amcamlar geldi oda iyice kalabalıklaştı. yengem de gelecekti o aşağıda kalmış odayı bulamamış, doktor da odayı az boşaltın fazla kişi kalmasın deyince babam eliyle işaret ederek git yengeni buraya getir onu da göreyim herkesi göreyim son kez dedi. sanki son kez göreceği içine doğmuştu. tamam dedim yanına gittim doktor çıkın diyor madem ben gideyim baba yengemi yukarı yollarım ben de eve geçerim dedim, hadi görüşürüz dedim elimi salladım o da elini salladı odadan çıktım.

    lanet olsun, ne bileyim işte görüşürüz demiştim.. olmadı bi daha görüşemedik.
    eve geçtim biraz daha lys sorusu falan çözüp uyudum.

    4 mayıs olmuştu.

    gece saat 3 ya da 4 civarı ablamla abim benim odaya geldi, annem hastanede kalıyordu, annem abimi aramış, babanın durumu kötü doktor acil ameliyata alınması gerek demiş. beni uyandırdılar ben de hemen üstümü giyip çıkıyordum ki ablam evde çocuklar var biz gideriz sen çocuklara bakarak olursun geç gelirsek çocuklar evde tek kalır dedi. saat 4 falan ben uykuluyum yeni uyanmışım bir şey de diyemedim tamam o zaman demekten başka.

    cumaya aydan aya namaza bayramdan bayrama giden ben o gece bildiğim bütün duaları okudum. uyku tutmadı gözümü. yatağın içinde kafamda bin bir senaryo kurup tekrar tekrar dua ediyordum.

    saat 5'i geçtikten sonra gözlerim dayanamayıp hafifçe uykuyu dalmıştı ki kapım tekrar açıldı.

    eniştem ve ablam benim yatağın yanına çöktüler.

    ne oldu? diyorum.

    ablam seslenemiyor bile, hiç sesi çıkmıyor.

    enişte ne oldu? diyorum eniştem ağlıyor.

    en sonunda eniştem "akın lan babamı kaybettik" diyor hıçkırarak.

    yatakta donup kalıyorum.
    hıçkırarak bağırarak ağlamak istiyorum ama ne ağlayabiliyorum ne sesim çıkıyor, olayın şokunu atlatamıyorum..

    sonra da "biz cenazeyi almaya gidiyoruz" diyorlar ve gidiyorlar.

    hiçbir şey yapamıyorum, elimden hiçbir şey gelmiyor, mal gibi duvara bakıyorum, yatağın içine giriyorum, kafamı yorganın içine sokuyorum ama olmuyor işte hayatın gerçeklerinden kaçamıyorum.

    peki sınav? diyorum sonra kendi kendime.
    ne yani şimdi üniversite kazandığımı göremeyecek mi babam diyorum.

    saat 6 gibi cenaze evin önüne o yeşil arabayla geliyor. evin önünde o acı siren çalıyor ben de kapının önünde duruyorum.. hiç kıpırdayamıyorum bile.. millet geliyor başın sağolsun diyor donuk bir suratla milletin suratına bakıyorum..
    sonra annemi görüyorum feryatlar içinde fenalaşmış komşular sakinleştiriyor.. anne diyorum gidip sarılıyorum.. ölen babam ama ben geride kalan annem için ağlıyorum..

    cenaze aracı önce mezarlığa gidiyor orda babamı yıkıyorlar.. o cumartesi son kez görüşürüz dedikten sonra yine görüşüyoruz ama bu kez babam cansızken.. hala donuk bir suratla babamın yüzüne bakıyorum orda.. can yok, beden var ama içinde ruh yok diyorum kendi kendime, yanımda abim ağlıyor, abimin o halini de ilk defa görüyorum..

    en son da gidip babamın da vasiyeti üzerine köyümüzdeki mezarlıkta babamı kendi babasının yanına defnediyoruz.
    babam da kendi babasını 14 yaşındayken kaybetmiş.
    ben de 17 yaşındayken.

    ne diyebilirim ki artık..
    ben yaşadım eller yaşamasın,
    allah kimseye yaşatmasın diyebilirim ancak.
    18 ...
© 2025 uludağ sözlük