babanın ölmesi

entry1127 galeri19
    250.
  1. hayatın insana attığı en sert tokattır...

    hele bir de babanız kahramanınızsa... siz okuyun diye kışın günü arabaların altında sürünüp, eve geldiğinde eli kolu doluysa... geç saatlere kadar çalıştığı zamanlarda siz uyurken yanınza gelip başınızı okşuyorsa... siz yemek yerken 'hadi paşam bi tabak daha' diyorsa... çocukluğunu sizinle yaşamışsa... baba değil de arkadaşsa sizin için... okumanız için çırpınıp dururken , sizin diplomayı almanıza 3 ay kala nurların içine göçtüyse... diplomayı ellerine değilde mezar taşına bıraktıysanız... her aklınıza geldiğinde yüreğiniz titriyorsa...

    ve çektiği tüm çileye rağmen size bir kere dahi sesini yükseltmediyse; 'o' nun gidişi , hayatın size attığı en kallavi tokattır... can yakar... ciğer parçalar...

    nurların içinde yat babam...
    49 ...
  2. 251.
  3. 252.
  4. alışılması imkansız durumdur. hele son nefesinde yanındaysan o ânı her gün yaşarsın hiç aklından çıkmaz. acını paylaşacak kardeşinde yoksa sende öl daha iyi.
    3 ...
  5. 253.
  6. baba hayatınızsa, hayatınızda onunla birlikte girmiştir toprağa. babanın ölmesi budur.
    3 ...
  7. 254.
  8. düşüncesi bile ağlamaya sebeptir..
    4 ...
  9. 255.
  10. O kadar acıdır ki anlatılamaz! Şımarık bir veletsin dir o seni bırakıp gittiği günlerde kazık kadar adam olsanda o varken hep çocuksundur.Velhasıl alnına yazılmıştır ve gidecektir 2. Dönem okul harcını koparamadan yolcu edersin onu ve omzuna oturuverir tüm yükler ki neyi kaybettiğini bile anlayamazsın. Sonra çalışır çabalar biyerlere gelirsin. Ama yarım yamalaksındır halen.Çalıştığın ofisi görmesini istersin, faturalarını yatırmak istersin, bir hediye almak istersin mesela.Lakin yoktur ve babalık yapmak sana düşer genç yaşında! Özlersin, Yardım et babam dersin bir gece koynunda uyusam yeter dersin.Ve 27 yaşının tam ortasında çocuk gibi oturup ağlarsın bunları yazarken.
    5 ...
  11. 256.
  12. bir çocuğun başına gelecek en kötü ikinci şeydir.
    2 ...
  13. 257.
  14. şu başlığı ne zaman karıştırsam ağlarım. normalde ağlayan bir insan değilimdir ama düşünmesi bile ağlatıyor.

    babanın ölmesi : hayata sıfırdan başlamaktır. evde siz dolabı açdığınızda aburcubur var mı diye açarsınız, babanız evde eksik birşey varmı diye.

    allah eksikliğini vermesin babacım. *
    9 ...
  15. 258.
  16. gerçekleşmesinde nasıl davranacağını bilmediğim olaydır. şimdiye dek kızını hiç mi hiç umursamayan bir bireyin hayatının sonlanmasına belki üzülebilinir, gene de candır deyip ağıt da yakabilinir.
    3 ...
  17. 259.
  18. aslında hep ölüydü.
    tanımadım pek tanışamadık.
    öldüğünü söylediklerinde pek bir şey hissedemedim.
    ölüler tekrar ölmez çünkü.
    5 ...
  19. 260.
  20. yaşamının içerisinde çok fazla bulunmadığından, annenin ölmesi kadar acı verecek bir olay olmadığına inanılır uzun bir müddet, ancak onun da veda vakti geldiğinde ve bir iki kelam edilememişse dünden, gelecekten, kişinin içini acıtan, boşluğa yuvarlanmaya benzeyen tuhaf bir duyguya taşıyan durumdur..konuşacak ne kadar çok şey vardı oysa..
    3 ...
  21. 261.
  22. dedemin öldüğü geceyi anlatıyor babam ;

    o zaman 5-6 yaşlarındayım babam dedi göğsüm ağrıyor falan filan. ya babamın amcası ya

    da başkası dediydi "sabah olsun doktora gidek." diye.sabah ağlama sesi ile uyandım. ünzile

    ablam perişan. ben ne oldu bilmiyorum ; meğersem kalp krizi geçirmiş sabaha karşı.
    3 ...
  23. 262.
  24. çocukluğum uçtu gitti ellerimden gidişinle
    beş yıl daha yaşlandım.
    seni tekrar görebilme umudu olmasaydı içimde,
    nasıl şevkle nefes alırdı ki ruhum?
    8 ...
  25. 263.
  26. bir daha ömrünüz boyunca gözündeki gözlüğün yerini soran birinin olmayacağı gerçeğidir.
    2 ...
  27. 264.
  28. sevdiklerinin ölmesi kadar acı veren bir şey yok hayatta. zor bir durum. ne yapacağını bilemezsin ya derbeder olursun ya sabreder olursun. * * *
    2 ...
  29. 265.
  30. değersiz soruncukları düşünüyorum bazen. üzülmek yapımda var diyorum, gülerek üzülüyorum. üzülerek eğleniyorum. babamı çok seviyorum sözlük. benim babam o. kişiliğine, kalbine, her şeyine kurban olduğum babam o benim. bizi yüceltir, ailesi dışında bir çok şey onun için önemsizdir.. yeter ki biz iyi olalım. biz aslen tunceli´liyiz, ben henüz gidemedim tunceli´ye. babamın doğup büyüdüğü toprakları göremedim, ailemizde bir ben ve o farklı bir şekilde bağlıyız oraya (ben görmesemde). hayalimiz bir gün beraber gitmek. hayalimde babam bana büyüdüğü, sevdiği yerleri anlatacak ve ben hayranlıkla dinleyeceğim. onunla oraya gittiğim için mutlu olacağım daha cok bu mutluluğu ona yaşattığım için, onu daha iyi anlayacağim eğer bunu yaparsak. korkuyorum, bazen düşünüyorum.. erteliyoruz bu yolcululuğu.. bir türlü doğru zamanı yakalayamıyoruz. biliyorum.. eğer biz bunu yapamazsak, babamla beraber onu oraya teslim etmek için gideceğim. onu o çok sevdiği topraklara emanet etmek için gideceğim.. ve üzüleceğim.. ertelenmiş mutluluklar adına toprağına sarılacağım. tuncelinin güzelliğini onsuz ama onun gözünden görmeye başlayacağım ve daha çok seveceğim onu.
    2 ...
  31. 266.
  32. annesini kaybeden, bu yüzden babasının üzerine çocuğu gibi titremeye engel olamayan kişinin korkusudur.
    2 ...
  33. 267.
  34. Ben hiç çok sevdiğim birini kaybetmemiştim. Hiç.
    Bir anda. Tek bir anda.
    insanız ya biz, alışırız. Böyle de şerefsizizdir.
    O şimdi bizi kocaman bir yalanın içinde bırakıp gitti.

    içim acıyor. Durduramıyorum. Ne yazıktır ki, geçeceğini biliyorum.
    5 ...
  35. 268.
  36. içimi kararttın sözlük, 9 yıl olmasına rağmen içimi kararttın ya, ne diyeyim, hüngür hüngür ağlayasım geldi.
    soruyor lisede edebiyat hocası;
    -yavrum baban ne iş yapar?
    -şeyyy, babam öldü hocam. **
    -başın sağolsun. duymamışım, atmışım dışarı kendimi, gitmişim tuvalete, hayatımda kusmadığım kadar kusmuşum, haykırmışım.içimi boşaltmışım,bir taraftan rahatmışım öteki taraftan üzgünmüşüm. ne yaparsın sözlük, ne yaparsın...
    4 ...
  37. 269.
  38. pek hoş olmayan ama kaçınılmaz son.
    sağken pek kıymeti ve önemi fark edilmeyen, ölümünde sonra "keşke babam olsaydı" hayıflanmasıdır.
    2 ...
  39. 270.
  40. gözleriniz sabunluyken ağlamak gibidir. içinizde hep bir ateş yanar sönmek bilmez unuttum sanırsınız taa ki bir babanın çocuğu okşamasını görene kadar boğazınız düğümlenir yaşınız kaç olursa olsun o özlem hiç bitmez.
    7 ...
  41. 271.
  42. yirmi ocak cumartesi günü, akşam saat dokuza çeyrek kala içinin acı acı sızlamasıdır. koskoca üç sene geçmesine rağmen acının bir gram azalmaması daha da acıtır insanı.
    son fotoğraflara bakılır, günden güne sessizce çöküş gözlenir gözbebeklerinde bile. acırsın, gözlerin bile dolmaz, için taş gibidir ama. her an taşmaya hazırsındır.
    bir gece umulmadık bir rüyayla geliverir gecene, ağlayarak uyanırsın.
    sabah olur geçmez sıkıntın, akşam olur geçmez.
    zaman silemez bazı şeyleri ve gizleyemez.
    geride bıraktıklarına sahip olma arzusuyla, dimdik yola devam dersin için yanarak.
    7 ...
  43. 271.
  44. kalbinizin bir tarafını da beraber götürmüştür, yapacak bi şeyin olmadığını anladığınız gerçekten çaresiz olduğunuzu hissettiğiniz ilk aşkınızı kaybettiğiniz andır. büyümek ne kötü yaşlanmak ne kötü ben büyümeseydim babam yaşlanmazdı hastalanmazdı ölmezdi diye kendinizi suçladığınız, sarsılmaz sandığınız duruşunuzun, güçlü kişiliğinizin bünyenizi uzun bir süre dönmeyecek biçimde terk etmesidir. aynaya bakıp yüzünüzü incelemeye, yakınlarınıza babama benziyo benim gözlerim demeye başlarsınız.
    sonra aylar geçer. hala zaman zaman geceleri ağlarsınız onu ne kadar üzdüğünüzü, kızıp bağırdığınızı, kavga ettiğinizi hatırlayıp kendinize kızarsınız. geride kalanları daha sık aramaya onların sağlığından emin olmaya çalışırsınız. babasının elini tutmuş kuçuk kız çocuklarını görüp tam gözünün içine bakarsınız 'sakın üzme babanı, gidecek bir gün ve çok üzüleceksin' demeye çalışırsınız.
    sonra yıllar geçer. ara ara aklınıza gelir. gözleriniz dolar. siz daha da yaklaştıkça yanına, hayatın yükü daha da bindikçe omzunuza, daha yalnız, daha onsuz olmaya başladıkça daha iyi anlarsınız onu. bazen haklı bile bulursunuz size kızmalarını. onu her hatırladığınızda niye artık eskisi hatırlamıyorum babamı, oysa ilk gittiğinde nefes bile alamıycamı düşünmüştüm diye dertlenir yine kendinize kızarsınız şaşırarak. unutmazsınız elbette ama daha az düşünmeye, daha çok hak vermeye ve her hatırladığınızda içinizin daha çok kanadığını hissetmeye başlarsınız.
    oysa yanınızdayken önemsemez, üzerinize titremesini istemez, sizi rahat bırakmasını istersiniz.
    rahat bırakıp gittiğinde de acınızı azaltarak özlersiniz.
    2 ...
  45. 272.
  46. babadır o. ilk aşk. ve ilk kez aşkın yarım kalması daha sonraları için (bkz: terk edilmek). ölüm ne demek bilinmez aile içindeki ilk ölümde. dedenin kardeşi ölmüştür ve toparlanıp gitmek lazımdır.ama ilkokula yeni başlayan ben ölümü tam olarak tanımlayamamaktayımdır.derken baba anlatır başka yerde yaşar ölen insanlar diye. en başta pek koymaz zaten şehir dışındadır küçük dede. aradan 9ay geçer baba trafik kazası geçirmiştir. sen bi şekilde uzaklaştırılırsın evden. eve döndüğünde ev çok kalabalıktır ama o kadar insan tek bi söz söylemez.öyle bi sessizlik ki adını anmak istemediğin eğer o kelimeyi düşünürsen o an gelicektir başına sanki. sadece duvara bakarsın saatlerce.derken kapı çalar baba geldi sanmışsındır ve annenin kapıcıya babamın öldüğünü söylemesi.13 yıl oldu.8yaşındaydım ve hiçbişey hatırlamıyodum onunla ilgili. kafanda canlanan sadece fotoğraftaki halleridir. en başta tutarsın içinde ama o gittikçe büyür acısı atılmadığında irin gibi olur kemikleşir sonradan.ağlıyamazsın ama susarsın gene de acır için anlatamazsın kimseye. bugün 13. yıl ve hiçbişey değişmedi o gün de böyle yağmur vardı bişey anlatırcasına içinde düğümlenen bi şey evet zor ve sözcükler yetersiz iki kelime belki de bunların hepsinden iyi anlatan ölüm acısı ve özlem başka hiçbi şey bu kadar anlamlı değil
    3 ...
  47. 273.
  48. mustafa'nın yaşadığı durumdur. arabanın altında kalmıştır (bkz: Allah günahlarını affetsin.)
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük