her baba aynı olabilir mi demek ki olabiliyormuş durumudur. ehliyeti alalı kaç sene olmuş halen sinyal ver sinyal ver diyor. bir gün çektim çat diye el frenini al baba ben strese giriyorum yanında sen kullan dedim. çok şaşırdı tepkime ondan sonra ses etmedi. bende pişman oldum zaten. bu görev babalara içgüdüsel olarak yüklendiğini anlayarak sabır ettim sonraları. babalar babadır canları sağolsun üzmeyin.
bir gün yine arabayı verdi bana geçti yan koltuğa.
100'ü geçtiğim anda vitesi götüme sokacakmış edasıyla hız göstergesine bakıyordu.
bende babam yanımdayken hep orta şeridi kullanılırım.
babam bi ara sigara yaktı camı açtı, bi beş dakika sonra yanından bi motorsiklet bomba sesi çıkarır gibi geçti. ulan bizim peder bi zıpladı sigarayı da üstüne düşürdü yanıyor adam. kahkaha atıyorum direksiyonu yumrukluyorum. şöyle bi yüzüme baktı senin dalağını sikerim sağa çek şunu dedi.
Babam, amcam, dayılarım hepsi yola çıkacaksak arabayı bana verir. Kurallara uysan da yaranamazsın. Bir gün Bursa-Yalova yolunda, sol şeritten kaptırmış gidiyorum, arkamda da arabalar var. Sağdaki otobüste sola sinyal verdi ama otobüsün arka tekerini geçmişim, fren yap ne yapıyorsun sen, otobüs sinyal verdi, yol vermen lazım dedi. Tabii adam subay emeklisi, emir demiri keser misali, dediklerini yapacaksın. Dedim yol veremezdim otobüse, onu geçmeye başlamışım. Eskiden dikenüstü giden o dayım artık pek karışmıyor, milletle dalaşma demesi hariç.
Babamı anlatmıyorum bile, abimin kötü şöförlüğünü anlatır hep, abin kamyon şöförü, sinirli, güzel kullanamıyor arabayı, ben de veriyorum babama gazı, o da başlıyor hikâyelerine, gırgırla şamatayla varıyoruz gideceğimiz yere *
babam bana araba kullanmayı öğretirken beraber çöp konteynırına girdikten sonra sana birdaha direksiyonu bırakanı napsınlar salak evladım diyerek tekrardan yaşanmasını engellediği şahane eylem.
Asla ama assssla sürüşünüzü beğenmezler.
Frene sert bastın, tümsekten hızlı geçtin ile başlayıp en son seri bi hareketinize patlayıp, sana ehliyet veren hocanın ben... şeklinde küfürlerle kapatılan monologlar yaşatan eylem.
Yav baba sen geri geri park yerinden çıkarken konya ovası gibi düz yerde koca ağaca bindirmiş adamsın bi de usta şöförsün hesapta diyemiyor insan tabi...
Yorum yapacaksan sürmeyeceğim derim. Tamam hadi bakalım, yavaş git der ve otururum koltuğa. Müziği açarım ve kendisini duymam. Yanımda sürekli vitesi atışımı, ayaklarımı gaz-fren-debriyaj koordinasyonunu inceler.
Cidden sıkıntılı bir eylemdir. Örnek vermek gerekirse; kırk yıldır yaşadığınız evinize giderken "sağa dön, düz git." Gibi müdahaleler ile karşılaşabilirsiniz. Halbuki gözlerinizi bağlasalar gidebileceğiniz bir konumdur.
Sürekli uyarması da cabası; "bak çıkan var, yavaşla gelen var, çocuğa dikkat et." Vs.
Canım babam, sen hep var ol. Allah hiç kimseyi babasına hasret düşürmesin.
Ben kullanıyorum. Bazı bölgelerde gerilim yükseliyor. Mesela istinye’de garanti tartışma çıkıyor. Bırakacağım artık seni kenarda falan diyorum. Sonra yumuşuyor. Hep aynı taktik.