lise 2 zamanları... baba aksam arkadaslarıyla eurosportta mac ızlemekte o sıralar yurtdısındaki hıcbır takımla oyuncularıyla ılgılenmezdim... beni cagırmıstı yanına... spıkerın konusmalarını cevirmemi istedi.. cok hızlı konusuyordu becerememiştim... sallama gibi bir olayımda yoktu ingilizce biliyorlardı... "11 senedir kolejlerde okutuyoruz bir boktan anladıgı yok hıyar agasının. cobanı yollasak oranın vatandasi olurdu." diyerek hayatımın ayarını vermiştir.
ehliyeti yeni almışım, gittim kendimce bir araba belirledim, ne araba fiyatlarından haberim var, ne de ailenin ekonomik gücünden, bir evin bir kızıyım diye şımartıldıkça şımartılmışım zaten.
- baba istedigim araba x galeride.
- sabancının kızı sandı kendini şıllık.
'oğlum vodka, cin gibi şeyler içmeyin. bunlar spermlerinize zarar verir. rakı için, bira için. en masum içkiler bunlardır.' ben babamdan içki içtiğim için tokat beklerken duyduğum sözler bunlar oldu, allah babamı basımdan eksik etmesin.
ehliyeti aldığım senenin ilk yazında tatile gidiyoruz. daha önceden ehliyetsiz uzun yol tecrübemden habersiz olan babam, tecrübe kazanmam için çok değerli arabasını bana veriyor. ve sinir harbi başlıyor.
10km ilerisini gördüğüm yolda 120km. hızla gidiyorum;
- yavaş git biraz, kamyonun altına girecez şimdi.
90km hıza düşüyorum. anneme dönüp;
- hanım yolluğu fazla alsaydın, sabaha kadar anca götürür bu bizi.
kamyon sollarken;
- karşıdan araba geliyo görmüyo musun? öldürecek misin sen bizi? (karşıdan gelen araç kamyonu solladıktan 4 dakika sonra yanımızdan geçiyor.)
artık bardağı taşıran bu son damladan sonra çekiyorum arabayı sağa;
- al sen götür.
diyorum.
- ya gördün mü hanım, bu mantar nerden bilir araba kullanmayı. 100km gelemedi, yoruldu hemen.
--spoiler--
Eğer oğlumun başına bir kaza gelirse veya bir polis onu vurursa ya da kendisini hücresinde asarsa, hatta kafasına yıldırım bile düşse bu salondaki bazı kişileri suçlarım. Ve o zaman affetmem.
--spoiler--