"ben 1998'de öldüm, bundan sonraki hayat hediyedir bana, karışma!"
her akşam 2 duble atmasına, yağlı yemesine, sağlığına dikkat etmemesine karışmamıza karşı söylediği laftır. hem de 2 doktor evladının lafına karşı.
ama harbiden ölüp geri gelmiştir, ben ne desem boştur. çok yaşa baba, keyfince, dilediğince...
edit: biri bunu eksilemiş, ne diyeyim bilemedim. nasıl bir hayvansınız, otsunuz, nesiniz amk! neye takıldınız, dubleye mi, ölüp geri gelmeye mi? amınıza koyim sizin, müsaadenizle, sktiğim ibneleri!
"doğru olduğuna inandığın hiç bir konuda asla geri adım atma! söz konusu inanç beni öldürecek olsa da, seni öldürecek olsa da..."
ve düşünüyorum da rahmetlinin nadirdir böyle laflar ettiği(hatta neredeyse eşi yoktur) ve saplanmıştır bu laf, çıkmıyor. hoş gerçi şikayetçi de olduğum söylenemez. ölecek olduğumuz zaten aşikâr ve birgün mutlaka bu olacak umuyorum ki. böyle bakınca da zaten çok matah bir feda hali kalmıyor geriye.
düzelti : buradaki eşşoğlu eşşek ifadesi sempatik gözükmesin tam anlamıyla nefret dolu bir şekilde söylemişti. şu an kulaklarımda yankılanıyor. iğrenç.
ben baba olabilirim ama benimde bilmediğim birçok şey var. bana bilmediğim bir şeyi gösterip öğretirken baba sen olursun. bir baba oğlundan aptal babasından akıllı olmalıdır.
"benim senin üzerinde iyi, kötü bir babalık hakkım var. içki, sigara ve diğer zararlı şeyleri kullanırsan haram olsun."
iyi ki de söylemiştir. o gün bugündür değil içki, sigara içmek içilen ortamda bile bulunmuyorum.
Ergenken düşük bel pantolon giyerdim bayağı abartılıydı ve her gördüğünde uyuz olurdu babam, bir gün evladım
"Götü açıkta olan adamın bu hayatta kaybedecek bir şeyi yoktur." Dedi o gün bıraktım.